Süleyman Karan

Süleyman Karan

AMERİKA’NIN KARA VEBASI

Amerika’nın kara vebası

Güney ve Orta Amerika en kanlı diktatörlüklerin, en rezil faşizmin yaşandığı bölge oldu yakın tarihte. Arjantin’den Guatemala’ya kadar... Konjonktürel gelişmeler ve anti-faşist mücadeleler sonucunda, bir bölümünde o iğrenç diktatörler defolup gitti, ancak hem sosyoekonomik enkaz hem de bir türlü kökü kurutulamayan faşist damar her zaman Demokles’in kılıcı gibi sallandı bu ülkelerin üzerinde. Sivil yönetime geçildiğinde ise bir sol geldi iktidara ardından aşırı sağ popülist rejimler. Solun çok başarılı bir performans sergileyemediğini belirtelim, zira yapısal sorunları çözmek çok kolay değildi, küresel ekonomiye uyum sağlayarak taviz vermek zorunda kaldılar ve açıkçası biraz da beceriksiz ve popülist politikalara yatkındılar. Aşırı sağ da pusuda bekleyen akbaba gibiydi.


‘Turuncu’ kalmadı, kanlısından verelim!
Avrasya ve Afrika’da turuncu devrimler ile küresel ekonomiye yeni alanlar açmayı kafasına koyan yeni nesil emperyalizm, bunu Güney Amerika’da da denemeye kalktı, ama dünyanın pek çok yerinde turuncu devrimlerini yüzüne gözüne bulaştırınca, işbirlikçi ‘demokrasi soytarıları’ kısa sürede rezil olunca, tekrar fabrika ayarlarına dönmeye karar verdi. Yani asker, polis destekli kanlı darbe seçeneğine... Emperyalistler, her yerde bol bulunan, ama özellikle Güney Amerika’da çokça bulunan işbirlikçi vatan hainleriyle, katillerle, dolandırıcılarla uzun bir süredir tekerine çomak sokma potansiyeli olan hükümetleri devirmeye çalışıyor.

 

Irkçı çeteciler başkan oldu
Her yol mübah bunlar için... Hatırlarsanız uzun bir süre Brezilya’da iktidarda kalan sol siyasetin liderini yolsuzluk suçlamasıyla hapse attıranlar bunlardı. Bu sivil darbe ve sonrasında yaşananların sonucu olarak, uzun zamandır pek rastlanmayan iğrençlikte bir faşist, bu ülkeye devlet başkanı seçildi. Jair Bolsonaro denen ırkçı, çevre düşmanı, cezai ehliyeti olamayacak kadar gerizekalı bir asker eskisi koskoca ülkenin devlet başkanı oluverdi. Her türlü kara propoganda, akıtılan milyarlarca dolar, yüzlerce provokasyon sayesinde.


Venezüela direniyor
Ardından Venezüela’da darbe girişimi denediler, neyse ki orada asker ve polisin önemli bölümü vatan hainliği yapmadı. Böylece açık açık ABD’nin ajanı olduğunu söyleyen bir satılmışın iktidara el koyması engellenebildi. Bu şerefsizin adı da Juan Guaido’ydu. Hiç küçümsemeyin bu vatan haininin destekçisi ülke nüfusunun yüzde 40’ına yakındı. Böyle de acı bir durum var ortada!


Bolivya bıçak sırtında
Bu bölgede başta ABD olmak üzere emperyalistlerin canını fena sıkan bir ülke daha var, Bolivya. Yerli bir başkan olması ise bu ülkedeki ‘konkistadorlar’ın torunlarını delirtiyor. Evo Morales devlet başkanı olduğudan beri bunu bir türlü hazmedemiyorlar. Oysa ki ülke nüfusunun sadece yüzde 5’i beyaz. Ülkenin nüfusunun
yüzde 68’i Mestizo (beyaz-yerli melezi), yüzde 20’si yerli, yüzde 5’i beyaz, yüzde 2’si cholo, yüzde 1’i siyahi, yüzde 4’ünü de farklı etnisiteler oluşturuyor. Aşırı sağcı ırkçı senatör Jeanine Anez ise “Bolivya'da şehirlerde yerlilere yer yok” diyor. Böyle bir rezil ırkçı, şimdi ordunun ve polisin desteğini alarak iktidara oturmaya çalışıyor. Faşist çeteler ise yerli mahallelerinde saldırılar düzenliyor. Fırsat bulurlarsa katliam yapacaklar.
Bildiğiniz Latin Amerika usulü darbe yaşanıyor bu ülkede... Halkın önemli bir kesimi henüz son sözünü söylemiş değil, ancak en iyi ihtimalle bile kanlı bir iç savaş çıkması muhtemel Bolivya’da.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar