Süleyman Karan

Süleyman Karan

Bir onur meselesiydi Gezi, tüm yurtseverler sahiplendi

Ülkenin geleceğini yok etmekteydiler, her türlü yalan dolan ile iktidara gelmiş işbirlikçi halk düşmanları. Cumhuriyete, laikliğe, demokrasiye, özgürlüklere ve onura düşman, dini sömürüp yurttaşı yurttaşa düşman etmeye yeminliydiler. Yolsuzluk vaka-i adiye, kendileri dışında kim varsa hakaret etmek rutinleri olmuştu. Halk düşmanı oldukları açık seçik ortadaydı ve artık meydanlarda sövmeye başlamışlardı. Yaptıklarına başkaldıranları, bu yurdun değerlerini ve kişisel onurlarını savunmak için dik duranları yok etmeye yeminliydiler. Bunu açık açık dile getirecek kadar da kendilerine güveniyorlardı. O sebepledir ki, köprünün adının Yavuz Sultan Selim olacağını açıklarken, öyle kin dolu ve pervasızdı. Nefret kusarken gözleri parlıyordu. Birkaç gün öncesinde de bu topraklarda gerçekleştirilmiş ‘aydınlanma devrimi’ne olan kinini kadınlar üzerinden dile getirmeye beis duymamış, öyle kendinden geçmişti ki giyim kuşam üzerinden Kadıköylü kadınları hedef göstermişti. Laikliğin kalesi birkaç ilçede hiç sevilmediğinden olsa gerek bir laik ilçede işgal ettiği bir tarihi binadan bir başka laik ilçeye böyle sövüyordu.

Her hakaretin bedeli vardır

Bugün terörist dedikleri FETÖ ile birlikte bu ülkenin tüm değerlerine saldırıyor, öte yandan da yağma yüzünden birbirleri ile itişiyorlardı. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne operasyonu düzenlemiş olmaktan ötürü pek bir rahattılar. Polis de onların elindeydi, yargı da... Bölgede de galebe çalmaya başlamış, ABD’nin maşası olarak Suriye’de bir emperyalist darbenin maşalığına soyunmuşlardı. Yani ağababalarının desteği de sağlamdı. Fay hatları unutulunca Öylesine gözleri dönmüştü ki, tarihsel intikam almak için gericilerin simgesi Topçu Kışlası’nı, cumhuriyetin simgelerinden Taksim Gezisi’ne kondurmak için kolları sıvamışlardı. Zaten ağaç sevmezlerdi, onlar bütün ülkeyi satıp betona gömmeye yeminliydiler. Pek farkında değillerdi ama bu topraklarda yaşayanların en az yarısı bu durumdan çok rahatsızdı ve artık bardak taşmak üzereydi. Mesele o yüzde 50’nin bir araya gelmesini çok zorlaştıran fay hatları olmasıydı, hep dağınık kalabilecek ve güçlerini birleştiremeyecek sanıyorlar, bu ylüzden sövüp sayıyorlardı. Ve en büyük hatalarını da burada yaptılar, öyle çok nefret kustular ki, o fay hatları bir anda ortadan kalktı.

Güç, zorbalık sandılar ama

Birkaç çadır kurarak parktaki ağaçların kesilmesini engellemeye çalışan insanlara sabaha karşı baskın yaptıklarında, o çadırları yaktıklarında, öylesine kendilerinden emin, öylesine iktidar sarhoşuydular. Ordu, polis ve gizli çeteler emirlerinde olunca, her şeyi yapabileceğini sanma gafletine düşmüşlerdi. Bu yurdun onurlu halkına düşen bunların aklını başına getirmekti. En doğal isyan, onur için isyan Ve işte her şey bir anda oldu. Öylesine kendiliğinden, öylesine doğal ve öylesine şaşırtıcı... Bakmayın bu gerici yoz rejimin ve onun uşaklarının komplo teorilerine, modern çağın en kendiliğinden ve kitlesel direnişini ateşleyen, bir halkın onuruna dil uzatmaya kalkan iktidardı. Cevabını alırken, korkudan tir tir titriyordu. 31 Mayıs günü İstanbul’un dört bir yanından, şerefi için yola çıkanları ne barikatlar, ne gaz bombaları, ne plastik mermi ne de cop durdurabilirdi. Taksim Meydanı’ndanki isyan, Taksim’de kalmayacaktı. 31 Mayıs’tan sonra anlaşıldı ki, onuru için isyan etmeye hazır milyonlar varmış bu memlekette...

Şimdi çok daha fazlayız Hiç Gezi Direnişi’nin analizine girmek gibi bir niyetim yok bu yazıda... Sadece hep şunu bilelim, o iktidar o zaman güç zehirlenmesi içindeydi, bugün ise gittikçe eriyen oy desteği sebebi ile gözü dönmüş bir saldırganlık içinde. Muhalefet ise eskisine göre çok daha güçlü ve ittifaklar içinde güçlenmeyi sürdürüyor. Ve bugün eğer bu güç dengesi yurdunu sevenler lehine güçlenmeye devam ediyorsa, işte o gün şerefi için isyan eden milyonlarca yurtseverin etkisi büyük. Bizler, yurdunu farklı farklı sevenler, onurumuz için gerektiğinde her şeyi göze alanlar çoğalarak yurdumuzu kurtaracağız. Öyle darbe ile falan değil, gerçek darbecileirn uydurduğu gibi... İktidardaki asıl darbecileri, komplocuları, sandıkta, sokakta, gündelik hayatın her alanında gerilete gerilete...

Önceki ve Sonraki Yazılar