Süleyman Karan

Süleyman Karan

Bu yurdun iyi insanları şer ittifakına 'hayır' der

Yeni Türkiye’nin ne menem bir şey olduğunu iliklerimize kadar hissediyoruz. ‘Ilımlı siyasal islam’ projesi diye janjanlanıp, ABD ve AB tarafından Ortadoğu’ya biçilen Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ya da Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (GOP) dökülüyor; dökülürken, Ortadoğu’da ve Türkiye’de ‘kan, ateş ve ölüm’ oluyor. İpi hâlâ emperyalistlerin elinde ama başarısızlıklar silsilesi haline gelen Türkiye’deki siyasal islamcı heyetin iktidarı, gözü kara bir şekilde ve kısıtlı siyasi zekasıyla, baskıcı ve gerici bir despotluk kurmak için son atağına girişmiş bulunuyor.


Tüm bu coğrafyada yerin altından çıkartılan bu kötülük karşısında, tıpkı Tunus’ta olduğu gibi, Türkiye’de de bu toprakların ‘iyi insanları’ yurtlarının geleceğini savunmak için ayağa kalkıyor. Güç zehirlenmesiyle ‘halüsinasyon’ içinde, “Her dediğimizi korkutarak, şiddet kullanarak, bölerek, milleti birbirine düşman ederek yaparız” diyen ‘şer ititfakı’ şu sıralar müthiş bir panik içinde!..


Her şerden bir hayır çıkar! Türkiye’nin tüm yurtseverleri, ‘her şerden bir hayır çıkar’ misali, ‘başkanlığa hayır’ kampanyalarında bir araya geliyor. Türkiye siyasi tarihinin görmediği bir hareketlilik var; çeşit çeşit, renk renk, farklı görüşlerde onbinlerce insan, farklı kampanyalar düzenlemek için çalışmalarını sürdürüyor. Bu oluşumların en genişlerinden biri de Demokrasi İçin Birlik (DİB)… Bünyesinde liberallerden sosyalistlere, sosyaldemokratlardan islamcı aydınlara, Kürt siyasi hareketlerinden özgürlükçü bireylere, toplumun hemen her kesiminden yurtseveri barındıran DİB, dün itibarıyla basın toplantısını yaparak ‘Hayır’ kampanyasını başlattı.


Uzun süredir kampanya ön çalışmalarını yürüten DİB’in ‘Hayır’ kampanyasının stratejisi, kapsayıcı, kutuplaştırmaya karşı, ülkenin geleceğini birlikte şekillendirmek teması üzerine kurulu… Basın açıklaması metninden kısa bir alıntı yapalım: “Her kim seçilirse seçilsin, bu yetkileri kullananlar ancak diktatör olabilir. Oysa bu topraklarda, Osmanlı döneminden beri demokrasi tarihi tek adamın yetkilerini sınırlamak ekseninde gelişti. Kuvvetler ayrılığının tarihi Cumhuriyet’ten bile eski. Tek adam yönetimi Türkiye’nin geleceği, huzuru, kalkınması, istikrararı açısından kesin bir geri dönüş.”


Kutuplaşmaya karşı kucaklaşma


Bu tespitle yola çıkıyor DİB… ‘Hayır’ kampanyası örgütlenirken, özellikle ötekileştirmeci, AKP ya da MHP’yi hedef alan bir kampanya düşünülmüyor. Aksine, her kesimden, Türkiye’nin demokratik geleceğine sahip çıkmak isteyen herkesi kucaklayacak, bütünleştirici bir dil kullanılacak. Gökkuşağının renklerinden oluşan ‘#HAYIR Biz Varız’ logosuyla birlikte, hiçkimse ayırt edilmeksizin, herkese seslenmeyi amaçlıyor DİB… İşte basın toplantısından bir alıntı daha: “Toplumu daha da kutuplaştıracak bir anayasa yapılıyor. Ülkedeki farklı kesimler, farklı düşünceler dışlanıyor. Demokrasinin en temel kuralları çiğneniyor. Özgürlük, eşitlik, kardeşlik, adalet, temsil adaleti, sosyal adalet gibi değerler siliniyor. Oysa Türkiye’nin acilen normalleşmesi lazım. Bu ancak uyum, istikrar, uzlaşma ve demokrasi ile olur; tek adam yönetimi istikrarsızlık, gerilim, çatışma üretecek. Bu ne AKP’ye oy verenlerin ne de karşı çıkanların meselesi. Bu memleket meselesi!”


Çeşitli, renkli ve yaygın kampanya


DİB’in ‘Hayır' kampanyası, Türkiye genelinde bu perspektifle sürecek. Bu basın açıklamasının ardından; etkinlikler, mahalle toplantıları, ev ziyaretleri ve eylemlerden oluşan ülke genelinde bir kampanya başlayacak. Bu sadece DİB’in ‘Hayır’ kampanyası… Yazının girişinde de belirtitğim gibi, Türkiye siyasi tarihinin en geniş kesimlerini içine alan ve farklılıklara rağmen tek bir hedefe odaklanan bir kampanyalar festivali dönemine giriyoruz.


İstanbul’un her ilçesinde ‘Hayır’ organizasyonları hızla örgütleniyor. CHP, HDP ve MHP muhalafilerinin yanı sıra pek çok küçük siyasi parti de kendi çaplarında ‘Hayır’ kampanyası düzenleyecek. Yerel inisiyatifler, dernekler, demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum kuruluşları hem birlikte he de ayrı ayrı ‘Hayır’ kampanyalarının bir ucundan tutuyor. Bu, aynı zamanda, farklı düşünen, farklı hayat tarzlarına sahip, ama bu yurdun iyiliğini isteyen her yurtsevere ulaşılmasını da sağlayacak.


Ülke dipten dönüyor sanki


İşte bu yüzden ‘şer ittifakı’ panik içinde ‘Hayır’ cephesini karşı polis devleti uygulamalır ve yandaş yargı tendidiyle yıldırmak, sindirmek peşinde… Bunun yetmeyeceğinin de farkındalar, bu sebeple yandaş ve satın alınmış medyayla her türlü pisliği atmayı, her türlü provokasyonu yapmayı deneyecekler. Sokakta ise sadece polis değil, yıllardır örgütledikleri lümpen ve mafyozi mahalle pislikleriyle her türlü kışkırtmayı tezgahlayacaklar. Ve belki de bir punduna getirip referandumu bile erteleyebilirler. Zira bu ülkenin iyi insanları, şer ittifakına karşı birkaç adım önde gidiyor. Dedik ya, her şerden bir hayır doğar. Belki de ülke dipten dönüyordur, yeter ki örgütlü muhalefeti güçlendirsin ‘iyi insanlar’!

Önceki ve Sonraki Yazılar