Süleyman Karan
İYİ Parti’nin içinde kötülük alametleri
Umarım, bu söylentilerin hiçbiri doğru çıkmaz ve İYİ Parti’nin Cumhur İttifakı içinde yer almaya yönelik pazarlıklar içinde olduğu bir dedikodu olarak kalır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerine yapılan darbe, ardından tekrarlanan seçimde, Millet İttifakı ve HDP’nin (İstanbul İttifakı) Cumhur İttifakı’nı hezimete uğratmasının hemen ardından, İYİ Parti ile HDP arasında sürtüşmeler olmuş, karşılıklı suçlamalar yaşanmış, İYİ Partili bazı kurmaylar ‘aşırı milliyetçi’ ve suçlayıcı söylemlerle ortamı germiş, her zamanki gibi HDP’den bazı isimler de yangına benzinle koşmuştu. Anlaşılıyor ki, o çıkışları yapan İYİ Parti kuymayları bir provokasyonun peşinde koşuyorlarmış.
MHP hortlağı iş başında
Bu sürtüşmelerden bir süre sonra ise Millet İttifakı’nı sorgulayan açıklamalar gündeme gelmeye başlamıştı. Herkes AKP içinden kopmalara odaklanmışken, İYİ Parti içindeki MHP kökenlilerin sözüne kulak verdiği iki isim, Koray Aydın ve Ümit Özdağ’ın başını çektiği kesimin, iktidara yanaştığına, bazı pazarlıklar yapıldığına yönelik söylentiler çıkmaya başlamıştı.
Eğer ki, Fatih Altaylı’nın Teke Tek Özel programına konuk olan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i izlediyseniz, tüm bu söylentilerin asılsız olduğunu düşünmek dışında bir seçeneğiniz yok. Zira Akşener, neredeyse CHP’lilerden çok daha net ve sert bir şekilde AKP karşıtı söylemlerini dile getirmeye devam ediyor. Hiç de Cumhur İttifakı’na herhangi bir sempati besleyen bir yaklaşımı yok, Devlet Bahçeli ve MHP’den ise net bir biçimde nefret ettiği aşikar.
ikbal milliyetçileri
Peki genel başkanı böyle net bir tavır alırken, İYİ Parti’nin AKP ile pazarlıklarını tamamladığı ve 2020 Ocak ayında Cumhur İttifakı’na katılacağı söylentisi nereden çıkıyor? Kimine göre, zaten Saray ile yapılan görüşmeler sonucunda bu pazarlıklar yapılmış ve el sıkışılmış. Kimine göre Koray Aydın ve Ümit Özdağ’ın başını çektiği grup ve tabii ki iktidarın nimetlerinden yararlanmak dışında amacı olmayan klasik sağcı siyasetçi profiline sahip İYİ Partililer zaten buna teşne...
Eğer ki bu kötü senaryo doğruysa, son birkaç yılda muhalefetin konsolide olup, Cumhur İttifakı denen bu şer ittifakını geriletmesi ve ileride de sandığa gömmesi umudu ne yazık ki başka bir bahara kalacak. Zira AKP içindeki dağılmayla, Saray’ın kaybedeceği kanın fazlasıyla İYİ Parti ile yenilenmesi mümkün görünüyor. En azından bir süreliğine... Zira ne Ahmet Davutoğlu’nun ne de Ali Babacan’ın kuracağı partilerin oy oranı İYİ Parti’nin oy oranını bulacaktır (son tahminlere göre yüzde 10.5 ila yüzde 11 aralığı) ne de mecliste koparacakları milletvekilleri İYİ Parti’nin vekil sayısını geçecektir. Kaldı ki böyle bir gelişme sonrası, bu iki partinin kuruluşu bile ertelenebilir. Yani eğer ki bu dedikodular gerçek olursa, Türkiye’de demokrasi mücadelesi önemli bir darbe alacak.
Tek amaç 2023’ü görmek!
Peki ama İYİ Parti tabanı böyle bir gelişme karşısında nasıl tepki verir? Akşener’in tanımıyla İYİ Parti’ye oy verenler, laik, Atatürkçü ve milliyetçi... Yani ilk seçimde, Cumhur İtitfakı içinde yer alacak bir İYİ Parti’nin oy oranı birkaç puanı geçmeyecek, o oylar CHP’ye gidecektir. Ancak 2023’e kadar da bu şer ittifakının yerli yerinde kalması için İYİ Parti’nin şer ittifakına katılması yeterli olacak ki, işte bu da vatana en büyük ihanet olacak! Saray, İYİ Parti’yi de kullanıp sonra posasını atarken, kaybeden tüm Türkiye halkları olacak.