Süleyman Karan

Süleyman Karan

Katrandan olur mu şeker?

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin (CHS) nasıl ucube bir şey olduğunu bir yılı bile dolmadan gördük. Siyasal islamcıların iktidarda olduğu sözde bir parlamenter demokrasiden de bir cacık olmayacağını biliyorduk ama devlet mekanizmasının temelini dinamitlemek için bu şer kliğinin CHS’ye gereksinimi vardı ve hile hurdayla da olsa ite kaka bu sistemi halk oylamasında geçirdiler ve yasal bir kılıfa sokmayı başardılar.

EN PESPAYE SİSTEM
Böylelikle yasadışı biçimde taraflı cumhurbaşkanlığını yürüten biri yasal bir statüye kavuştu ve tam da tahmin edildiği gibi zaten rezil edilmiş liyakat sistemi tümden rafa kaldırıldı. Devleti bir bakkal dükkanı yönetir gibi yönetmeye eğilimli İhvancı zihniyetin ilk icraatı eş, dost, akrabalardan oluşan bir hükümet oluşturmaktı ama onunla da yetinmedi. Cumhurbaşkanlığına bağlı pek çok kurul ile tam anlamıyla nepotik (yeğenci) ve kleptokratik (yolsuz) bir iktidar kurdu. Böyle bir mekanizmanın ulusal çıkarları, demokrasiyi, insan haklarını, serbest piyasa ekonomisini dikkate alması mümkün değildi. Zaten amaçları da her türlü baskıyı ve yolsuzluğu yapabilecek, denetimden, yasamadan, yargıdan bağımsız veyahut bunların hepsini kendine bağlayan bir sistem kurmaktı. Kurdular da, hem de en pespayesinden...

SİSTEMİN KENDİSİ ÇÜRÜK
Eğer bugün ekonomi çöküşün eşiğindiyse bu sadece şu andaki Hazine ve Maliye Bakanı’nın becereksizliğinden değil, ekonomi bürokrasisinin baştan aşağı tek adama tabiyetindendir. Aynı şekilde dış politikadaki utanç verici tutumların tek sebebi AKP ideolojisi ve Dışişleri Bakanı değil, think tank’lerinden büyükelçilerine akıldan yoksun, hayalperest ve yabancı dil konusunda bile yetersiz kul köle dış işleri bürokrasisidir. İçişleri’ne hiç girmeyeceğim, artık böyle bir bakanlık yoktur, onun yerine bir paramiliter ağzıyla ülkeyi bölen, kutuplaştıran, tehdit eden bir gizli örgüt vardır. Sistem ne idüğü belirsiz, dünyada ancak muz cumhuriyetlerinde ortaya çıkan diktatörlüklere benzer mekanizmaların bir benzeridir.

BU ÜLKE MUZ CUMHURİYETİ DEĞİL
Ama Türkiye ne Latin Amerika’daki bir muz cumhuriyetidir ne de Orta Afrika’daki bir kabile devleti... İşte bu yüzden bu CHS denen uyduruk sistem daha ilk yılında miyadını doldurmuş bulunuyor. Yerel seçimlerde siyasal islamcı ve ırkçı şer ittifakının seçmenden ciddi bir şamar yemesinin temel sebebi de işte tam budur.

Şimdi AKP beyhude bir çabayla bu paslı tenekeyi kalaylama derdinde. Sözüm ona CHS’de revizyona gidilecek. Yani o çürük teneke yine yerinde duracak sadece uyduruk birkaç düzenleme yapılacak. Bu yapılırken de kabinede en çok tepki çeken bakanlar şutlanacak, yerine yine kul köle birileri getirilecek. Bir yandan da parti içindeki bölünmeyi engellemek için birileri yemlenerek koltuklar dağıtılacak. Hani şu 18.000 TL maaşla yemlenenler gibi...

Ne yaparlarsa yapsınlar, bir kere karizma çizildi. Kendi seçmeni ve partisi nezdinde bile ‘tek adam’ artık ‘tek adam’ özelliğini yitirdi. Bunların anlamadıkları, artık çöküşün CHS’ye yapılacak birkaç makyajla engellenemeyeceği... Bazı zeka sorunlu muhalif kanaat önderlerinin ‘AKP fabrika ayarlarına dönmeli’ geyiğine gelince... Aklınızı peynir ekmekle yediniz siz, ne ‘yetmez ama evet’ten ne de ‘çözüm süreci’ denen çadır tiyatrosundan hiç ders almadınız mı? Hiç olur mu katrandan şeker?

Önceki ve Sonraki Yazılar