Süleyman Karan

Süleyman Karan

KUŞATILMIŞLIK İÇİNDE KARANLIK

AKP’nin özellikle de MHP ile işbirliğine girdiği dönemden sonraki tüm hükümetleri, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için sürekli kabus senaryosu üretmek dışında, herhangi bir icraata imza atmadı. Atması da mümkün değildi, çünkü ideolojik körlükleri ve iktidar hırsı, siyasal islamcı ve ırkçı kötücül ideolojileri ve akıldışı taktikleri ile ancak felaket getirebilirlerdi. Bugün gelinen noktada, artık bir kez daha iktidar olma şansları yok, çünkü herhangi bir seçimden galip çıkmaları mümkün değil.

Yüzde 35’lere kadar gerilemiş oyları ile sandıktan çıkamayacaklarını bildikleri için, olabildiğince seçimleri rafa kaldırma projelerini şimdiden hazırladıklarını düşünmekte fayda var. Tabii bu süreçte de kötülüklerden ellerinden ne kalmışsa icra etmekten asla kaçınmayacaklar.

HESAPSIZ KİTAPSIZ MACERA

MHP destekli AKP hükümetlerinin, aslına bakarsanız MHP destekli AKSaray’ın, çünkü artık bir devlet kalmadığı için böyle bir tarif daha doğru, en başarısız olduğu ve bu ülkeye en çok zarar verdiği konuların başında ekonomi ile birlikte dış politika geliyor. Dış politikada artık diplomasinin yerini ne idüğü belirsiz bir karmaşa almışken, bir yandan da sınır ötesi operasyonlardan fiili devletler arası savaşa evrilmiş bir dönemece girmiş bulunuyoruz. Ve öylesine hesapsız, öylesine akıldışı yöntemler ile ki, bu sadece Türkiye’nin bugününü değil, yarınlarını da çok ama çok kötü etkileyecek.

KOYUN PAZARLIĞI VE KÖYLÜ KURNAZLIĞI
Alelacele adı konmuş Bahar Kalkanı Harekatı, aslına bakarsanız, bunların ağızlarından eksik olmayan, ‘sahada olmayan masada kazanamaz’ genelgeçer doğrusu ile yola çıkılmış ama bunun ne stratejik ne de taktiksel altyapısının olmadığı bir maceradan öteye gitmiyor. Kabaca hesapları, bugüne kadar ite kaka getirdikleri ‘koyun pazarlığı’ ve ‘köylü kurnazlığı’ üzerinden geliştirilmiş. Özetle şöyle: Rusya, bizim tekrar ABD ve NATO’ya yanaşmamızı istemez, o yüzden istediğimizi yaparız, onlar da amenna der... Yok eğer Moskova önümüze set çekmeye kalkarsa, bu kez ABD ve NATO ile pazarlığa otururuz, onlar bizi tekrar kazanmak için her türlü desteği verir. AB’ye gelince, onları da mülteci tehdidi ile hizaya sokarız. Ya İran? Gerekirse onlar ile de papaz oluruz, bu kez kesin ABD ve İsrail bize destek verir. Zaten söz konusu İran olursa, Körfez de bize para musluklarını açar!

ÇARŞIDAKİ HESAP ÖYLE DEĞİL

Yanlış hesaplar ve saçma sapan hayaller bunlardı. Gelelim şimdi gerçeklere... Öncelikle savaş alanından gelen bilgilerin çoğu gerçekleri yansıtmıyor. Bir medya manipülasyonu ve sosyal medya provokasyonu ile doğru bilgiye ulaşmak için bir-iki gün beklemek gerekiyor. Ve işte gerçeklerden biri, İdlib’in en önemli kavşak noktası, dün itibarı ile Suriye Ordusu’nun elinde ve artık Rus askeri polisinin kontrolü altında. Yani Serakib’e olası bir saldırı gerçekleştirilirse, doğrudan Rus askerleri ile bir savaş söz konusu olacak.

PAZARTESİ YAPILAN AÇIKLAMALAR

Peki Rusya ile çatıştığımızda bir desteğimiz olma ihtimali var mı? Dünkü açıklamalar itibarı ile hayır yok. ABD Savunma Bakanı Mark Asper, Türkiye’ye hava desteği verilmeyeceğini, Patriot’ların da gönderilmeyeceğini açıkladı. Diyeceksiniz ki ABD’de de devlet üç-beş parça, belli olmaz. Evet öyle ama Donald Trump seçim öncesinde ciddi risklere girmez. Suriye’yi kesinlikle bölmek isteyen İsrali yanlısı şahinlerin ise bu süreçte borusunun pek fazla ötmesi mümkün değil.
Peki mülteci tehdidi üzerine Avrupa Birliği tırsıp, sonsuz destek vaadinde de mi bulundu? Hayır! Bir yandan sınırlara asker yığıyorlar, öte yandan gariban mültecileri gazlıyorlar. Jiletli teller hemen çekildi, yakında Ege’de savaş gemilerinin devriye attığını göreceğiz. Almanya Başbakanı Angela Merkel, bir yandan ABD ile görüşüyor öte yandan da ‘şantajı kabul etmeyecekleri’ni belirtiyor. Merkel’in ağzından çıkan tek olumlu sayılacak ifade, bir tampon bölge kurulması.

İRAN ASKERLERİNE SALDIRI

Rusya, diplomatik dil ile İdlib’in ve oradaki teröristlerin kırmızı çizgisi olduğunu belirtmiş durumda. 5 Mart’ta olup olmayacağı hala netleşmemiş Erdoğan-Putin görüşmesinden de ise bir çözüm çıkması pek muhtemel değil. Çıkarsa da kısa süreli bir olayı soğutma olacak hepsi o.

Ve bu arada, ne hikmetse gidip Suriye’deki İran güçlerini vuruyor Türk Silahlı Kuvvetleri... İran, “Türk gençleri ölmesin diye sabrımızı zoruyoruz” açıklamasında bulunuyor. Bunun amacı nedir? İsrail’i yanlarına almak ise, yok İsrail o topa girmeyecek, çünkü şu an olup biten zaten onun işine çok yarıyor. Niye elini ateşe soksun ki, bunu zaten Türkiye’deki iktidar yapıyor!

TEK BİR ÇÖZÜM VAR

İşte böyle sıkışmışlık içinde bir karanlığın içine soktu bizi siyasal islamcılar ve ırkçılar. Ve ciddi bir bedel ödemek zorunda kalacağız. Daha doğrusu bugün Suriye’de, yarın Libya’da ve hep ülkemizin sınırları içinde büyük bedeller ödemek zorunda kalacağız, bunlar iktidarda olduğu sürece. Tek kurtuluş, bu şer ekseninden kurtuluş, başka yolu yok!

Önceki ve Sonraki Yazılar