Süleyman Karan

Süleyman Karan

MEDYASIZ, DEMOKRASİSİZ BİR ÜLKE ÖZLEMİ

Eğer ki bu siyasal islamcı-ırkçı iktidar bundan 50 yıl bu ülkenin başına bela olsaydı, bu ülkede çok fazla gazeteci ‘kayıp’ olurdu. Muhalefet liderlerine suikastlar gerçekleşirdi. Yol ortasında Tıpkı El Salvador, Guatemala, Nikaragua’da olduğu gibi infazlar vakayı adiyeden sayılırdı. Bunun olmasını, bunlar çok isterlerdi ama işte dünya artık biraz farklı, sosyal medya diye bir bela var başlarında. O sebep ile, bugün bu yöntemleri kullanamayan gerici, otoriter, faşizan rejimlerin yaptığını yapıyorlar. Sarayın emriyle hareket eden bürokrasi, yürütmenin emrindeki yargı (yürütme dediysek de işte başkan ve üç-beş adamı), çoğu AKP ve MHP militanlarından oluşturulan kolluk kuvvetleri ile iktidarlarını ite kaka sürdürmeyi hedefliyorlar. Yine bu sebep ile, hiçbir zaman kazanılamaycak savaşlara girmekten bile çekinmiyorlar. Çünkü bunlar için tek bir beka var, o da bu kirli düzeni sürdürme bekası. Bu sultayı sürdürmek için, her türlü demagoji, manipülasyon ve provokasyona başvurmak dışında pek fazla bir seçenekleri yok. Bunların çoğu da ortaya çıkıyor ama onlar medyaya çökmüş olmanın rahatlığıyla gerçeklerin halka ulaşmayacağına inanıyor. Birkaç yıl öncesine kadar da bu böyleydi bir ölçüde ama artık kazın ayağı öyle değil. İşte o yüzden çok sinirleniyorlar! Zira yalanlar kadar dil sürçmeleri de var ki, işte bu onları çileden çıkarıyor.

YALANCININ MUMU SÖNERKEN

Herhalde sosyal medyanın en fazla siyasileştiği ülkelerden biri Türkiye... Bunun sebebi de çok açık, medyanın yandaşlaştırılmış olması, tehditle çökülmesi, kalan muhalif medyanın ise yargı baskısı ile yok edilmeye çalışılması... Ama ne yaparlarsa yapsınlar olmuyor. Bunlara göre AKP-MHP bülteni olarak yayın yapmayan her medya muhalif. Bu sebep ile en küçük bir eleştiri bile bunlar için hıyanet anlamına geliyor. Normal koşullarda Fox TV, sistemin en hızlı savunucularından biri olacakken, bu ülkede muhalif! İki eyyamcının yaptığı haber programları da öyle...

Bu mecburi muhalif çizgi ile yetinmeyip, yeni arayışlar içinde olanların sayısı ise gün geçtikçe artıyor. Sözde ana medya diye lanse edilen Habertürk ya da CNNTürk’ün ne mal olduğu ortaya çıkalı bayağı oldu. Yandaş gazetelerin bir-ikisi dışında satan yok. Yandaş TV’ler içinde tek izlenen Ahaber, o da saçmalaya saçmalaya AKP ve MHP seçmeni nezdinde de etkisini kaybediyor.

DEMOKRASİ DÜŞMANLARI

İşte bu sebep ile koyunun olmadığı yerde hükümetin gözünde Fox TV en büyük muhalif gibi görünüyor. Muhabirleri hangi soruyu sorarsa sorsunlar, akılları başlarından gidiyor. Söz gelimi ‘birkaç şehit’ söylemine ilişkin soru taraflı cumhurbaşkanını çileden çıkarmaya yetiyor. Kaldı ki sorunun devamı da var, Suriye’ye yönelik savaş naralarını da soruyor muhabir, üstelik bunu muhalefet partilerinin eleştirileri üzerinden soruyor ki, okkanın altına gitmesin! Yani dolaylı bir soru... Cevap şöyle başlıyor? “FOX önce gazete olsun. FOX önce ciddi bir medya mensubu olsun. Yalan haber üretmeyi bırakın!” Artık mantık devre dışı ve tabii ki hiçbir düzgün cevap yok. Tek dikkate değer cevap aslına bakarsanız, bu tek adam rejiminin demokrasi düşmanı olduğunun alamet-i farikası: “Beni muhalefet mi yargılayacak?” E kim yargılayacak, demokrasilerde niye bir iktidar bir de muhalefet var?

SİYASET DEĞİL, VAR OLMA MÜCADELESİ

Artık tel tel dökülen bir zoraki koalisyon ile ayakta duran bu yoz, gerici ve saldırgan rejim, bundan böyle daha da kötücül olacak. Başka bir çaresi kalmadı. Bu sebeple ekonomiden dış politikaya, sağlıktan eğitime yokuş aşağı felakete giden bir ülkenin tek kurtuluşu var. Bu ülkeyi düşünen, hangi fikir, inanç ve etnisiteden olursa olsun, tüm yurtaşların tek bir vücut olması. Yoksa küresel ekonomideki kırılganlıktan Covid 19 virüsüne kadar, ne tür bela varsa hepsi en büyük yarayı bizde açacak. Bu artık bir siyasi mücadele değil, bir varolma mücadelisidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar