Süleyman Karan

Süleyman Karan

Mikrobu mahallenizden atın!

 Hangi haber kanalını açarsanız açın, kendine ‘güvenlik uzmanı’ diyen, çoğu iki kelimeyi bir araya getiremeyen, sakız gibi aynı şeyleri çiğneyip duran insanlara denk geliyorsunuz. Sanki adam kontrgerilla eğitimi almşı ya da orduda kurmay gibi atıp tutuyor. Hepsini toplasanız, Alzheimer’den muzdarip yaşlı amcaların bu konuda dedikleri daha mantıklı, daha dişe dokunur... Öyle bir ‘brain storm’ ki bir tek beyin eksik, onun dışında dil pabuç kadar! Bunlardan çok afili laflar eden, çok bilmiş pozlar takınan bazı gazeteciler var ki, tam vampir. Bulmuşlar puslu günü, kendilerini parlatmak için ya korku salıyor, ya faşizme yol verecek laflar ediyor ya da enteresan sözcükleri art arda sıralıyorlar. Nefret etmemek mümkün değil... Hadi bunları toptan atın çöpe, peki ya hukukçulara ne demeli? Hani sürekli her şeye heyecanlanan ceza hukuku profesörü Ersan Şen, terliyor, yerinde duramıyor, sürekli “Sıkıyönetim ve olağanüstü hal ilan edilmeli” deyip duruyor! Sınır illerinde sıkıyönetim, büyşükşehirlerde olağanüstü hal ilan edilirse, terörün kökü kazınırmış. Yahu yakın tarihte, ilk PKK eylemi ne zaman yapıldı, darbenin birkaç yıl sonrasında, hani o kuş uçurtulmayan dönemde değil mi? Ne fark eder, profesör böyle buyuruyor. Sonra programa katılan ‘güvenlik uzmanları’ başlıyor goygoya; “Yetmez, ağır silahlı komando timleri büyükşehirlerde dolanmalı”. Niye peki? Teröriste caydırıcı olurmuş, halk burnunun dibinde ağır makineli tüfek taşıyan komanda görürse huzura erermiş! Böyle saçmalıyorlar işte!..  Vampirlerin zırvalaması   Bu saçmalamadan yorulunca, bu kez bildik teraneyi koro halinde tekrarlıyorlar, “Terör nereden gelirse gelsin, şiddetle kınanmalı”... E bunu dediniz de ne oldu? Sadece hedefi sulandırmış oldunuz... Öncelikle bugüne dek el-Kaide ve IŞİD dışında, böylesine sivilleri hedef alan, böylesine karanlık zihniyetli, bu kadar ruh hastasını, katili, iti kopuğu bir araya getirmiş bir terör örgütü yok. Yani bunu politik olarak PKK ile eşleştirmeye kalkmanın bir anlamı yok. PKK bildik, ayrılıkçı  silah kullanan bir örgüt, bunun dünyada onlarca örneği var, mesela bu AKP hükümetinin açıktan destek verdiği Moro Halk Kurtuluş Cephesi gibi... Bunlar 20’nci yüzyılın silahlı örgütleri, teknikleri, eylemleri üç aşağı beş yukarı aynı... Oysa ki, IŞİD denen ABD-İsrail laboratuvarlarında üretilen, Ortadoğu’daki mezhepçi sünni iktidarlar tarafından desteklenip, semirtilen aşağılık çete, bambaşka bir şey... Postmodern, biçimsiz, çok farklı insan tiplerinden terörist devşirebilen, her türlü katliamı yapabilecek bambaşka bir yapı...  Terörün adı IŞİD, suyu bulandırmayın!   Küçük kızlara tecavüz ediyor, esir aldığı kadınları satıyor, Şiiler’i kadın, çocuk demeden boğazlıyor, önüne çıkan ne varsa yağmalıyor, fırsat buldu mu petrolden uyuşturucuya her türlü ticareti yapıyor. Baas artığı Sünni mezhepçi Iraklı generalinden çocuk tecavüzcüsüne, eroinmanından seks manyağına her türlü sosyopatı bünyesine katabilen bir örgüt... Ve tüm bunlara rağmen, işgal ettiği topraklarda anında para basıp, devletin tüm bürokratik işlevlerini yerine getirebiliyor. Yani ‘bencmark’ı olmayan bir terör organizasyonu... Yakında bunun gibi olmayan ama buna vahşet ve berbat ideolojileriyle çok benzer Ahrar uş’Şam ve el Nusra gibi, doğrudan AKP’nin iktidarındaki Türkiye’den para, silah, insan ve lojistik destek akan örgütler de eklenecek. Üstelik bunların Türkiye’deki işbirlikçileri ve tabanı da daha geniş. Hepsi tekfirci selefi terörünün uzantıları...  Mahallede temizlik zamanı    Ben güvenlik uzmanı değilim, polis değilim, MİT’çi değilim, sanırım ortalama bir IQ’um vardır, ama güvenlik konusunda fikir geliştirebilirim. Zira bu sözünü ettiklerim, ne İŞID’e karşı bir çözüm öneriyor, ne ihbarları değerlendirip teröristleri yakalıyor, hele üçüncüsü bizzat onlarla sıkı fıkı... Öyleyse iş başa düşüyor. Yine de hani hesapta bu devlet ya, hani hesapta vatandaşın can ve mal güvenliğini korumak için bizim vergilerimizden kesilen maaşlarla eve ekmek götürüyorlar ya, işte onlara görev verelim. Polis, MİT ve her kim varsa, bakın Bağıcılar’da bir terörist destekçisinin dükkanı var, orada bu iğrenç örgütün logolu ürünlerini satıyor. O dükkana baskın yapın, bu teröristi gözaltına alın. Hani Fatih’te bir dergi bürosu var ya, oradaki teröristler geçen yıl Şile’de IŞİD’e adam toplamak için piknik yaptı ya, basın orayı, hepsini alın... Hani Gaziantep’te bu IŞİD teröristleri bazı mahallelerde esir kadınları satıyor, pezevenklik yapıyor ya, oraya MİT falan gitmesin direkt Ahlak Masası gitsin, hem bu kadın satıcılarını hem de çocuk yaştaki kızları satın alan şerefsizleri derdest etsin! Bunun adı yurt savunması   Bundan böyle, İstanbul’daki her mahallede, her sokakta halkın, yurtseverin görevi çevresini çok daha dikkatli izlemek olmalı... Söz gelimi Osmanbey’de tekstilcilerin bulunduğu bölgede, ne idüğü belirsiz tipler bir tekke işletiyor, cuma namazlarında gövde gösterisi yapıyor. Bunlara propaganda, örgütlenme imkânı verilmemeli... Bu İstanbul’un tüm ilçelerinde böyle, mikrop komşumuz oldu, hâlâ sesimiz çıkmıyor. Hatırlayın, kolera salgınında ne yapılır? Tüm ev dezenfekte edilir, mikroplar yok edilir. İşte yapılması gereken tam da budur. Teröristlere yardım ve yataklık etmeye müsait ne yazık ki çok şerefsiz var ülkemizde... Bunlar komşunuzsa, artık komşunuz değil düşmanınız. Bunlara destek veren esnaf, mahallenin esnafı değil artık, düşmanınız. Mezhep düşmanlığı yapan her kimse, o da düşmanınız, zira potansiyel IŞİD destekçisi... Bu artık bir kurtuluş savaşı, mikroplar savaş açtı bu ülkeye, bunları işbirlikçileriyle birlikte kovmak ya da yok etmek her yurtseverin görevi... Sadece terör örgütünün militanları değil bu vatana kast edenler, hemen örnek verelim; “İyi ki varsın IŞİD, Allah kurşununu eksik etmesin” diyenler de bu vatanın düşmanı, zehir gibi teröristler...    Bundan sonra herkes safını belli etmeli, ‘her nereden gelirse gelsin terörü lanetliyoruz’ sakızıyla suyu bulandırmak yerine, bu iğrenç düşmana karşı tek vücut savaşma zamanı... Mahalleden başlayan savunma yurt savunmasıdır. Mahallenizde terörist barındırmayın! Polis görevini yapmıyorsa, siz vatanı savunun!  BM 

Önceki ve Sonraki Yazılar