Süleyman Karan

Süleyman Karan

OHAL’de de, bu halde de artık düşüşleri kaçınılmaz

Köşesine ilginç bilgiler taşıyan biri Yeniçağ yazarı Ahmet Takan... Bazıları oldukça bilgi yüklü ve ufuk açıcı da oluyor, üstelik öyle ‘kuşlar söyledi’ tarzında, uyduruk ya da herkesin dedikodusunu yaptığı saçma sapan Ankara kulisleri de değil, genelde belli verilerle desteklenmiş yazılar... Takan, AKP liderine çok yakın anket kuruluşlarından biri olan MAK Danışmanlık’ın sahibi Mehmet Ali Kulat’ın yaptığı bir anketi gündeme getirmiş. Anket, 15 Temmuz darbe girişimi, Adalet Yürüyüşü, yeni siyasi parti arayışları ve dış politikaya toplumun bakışı başlıkları altında geniş kapsamlı bir içeriğe sahipmiş. 30 büyükşehir, 25 il, 158 ilçe de 5 bin 400 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapılmış. Meral Akşener ve MHP muhaliflerinin kuracağı partinin, geleceğine yönelik ciddi veriler içeriyor bu anket. Anket katılımcılarının yüzde 43’ü, TBMM’ye girebilecek yeni bir partiye oy verebileceklerini belirtmişler. Bunu tersten okursanız; bu yüzde 43’ün TBMM’de varolan partilerin, kendilerini yeterince temsil etmediklerini düşündüğü sonucunu da çıkarmak mümkün. Yine bu yeni bir partiye sıcak bakanların ve böyle bir beklentisi olanların tarif ettiği parti, ‘ortada muhafazakar demokrat’ bir parti... Anketteki diğer verileri pas geçip, salt bu veriyi de gözlemlediğim gidişata ekleyerek devam edeyim. Zira her ne kadar MHP muhaliflerinin ilk seçimde yüzde 26 gibi bir oy beklemek gibi bir iddiaları olsa da, bu bana çok gerçekçi gelmiyor. Ama yüzde 10 barajını geçmeleriyle bile, var olan ve uzun süredir çan eğrisinden düşüşe geçen AKP’yi fazlasıyla hırpalayacakları kesin...

‘Merkez sağ’ korkusu bacayı sarıyor

Beğenelim beğenmeyelim, merkez sağda bir parti, AKP’nin en büyük kabusu... Hatta bu parti, eski kalıplara uymayan, miliyetçi yöne ağır basan, aşırı sağ olmasa da oldukça sağ bir parti olsa bile, geçmişte merkez sağı temsil eden ANAP ve DYP gibi Demokrat Parti’nin mirasından beslenen partilerin aldığı oyların en azından bir bölümünü alma imkânına sahip olabilir, eğer ki çok büyük bir hata yapmazsa... Bu arada kurulacak bu parti, oyunun önemli bir bö- lümünü AKP ve MHP’den devşirmekle kalmayıp, özelikle İç Ege ve Güney Marmara’da CHP’den de bir oranda oy kapabilir. Yani işin açıkçası yüzde 26 biraz Polyannacılık olsa da, havada karada barajı geçer. MHP’nin oyundan en az 5 puan fazla oy alır. Büyük olasılıkla bu süreçte de Devlet Bah- çeli’nin MHP’si de meclise veda eder. Yani hiç de fena olmaz. Zaten bir parti olma özelliğini kaybedeli bayağı bir zaman oldu. Alacağı en babayiğit oy, yüzde 7’lerde olur, gönül ister ki yüzde 9 olsun, zira barajı geçemeyecek en yüksek oy demek, AKP’ye gidebilecek daha az oy anlamına gelecektir. Zira bu seçmen kitlesi, Türk-İslam sentezine oy vermek dışında bir seçenek görmeyen bir kitle ve tek alternatifi ise biraz siyasal islamdan milliyetçiliğe, hatta ırkçılığa kaymış bu AKP...

Ana muhalefet güçleniyor CHP’ye gelince...

Adalet Yürüyüşü’nün devamı gelir ve sokak siyasetiyle, bu demokrasinin d’si kalmamış düzene karşı sert ve yapıcı bir mücadele sürdürürse, bir dahaki se- çimlerde yüzde 30’ları zorlayabilir. Bu oyları ise sandığı gitmeyen seçmenden ve yine Batı Anadolu’nun laik eğilimli MHP seçmeninden kolayca alabilir. Belki Batı’da daha önce HDP’ye oy vermeyi tercih etmiş bir grup sol seçmenden de.

HDP, öyle ya da böyle, tüm baskılara ve tutuklamalara karşı konsolide ettiği yüzde 10’un biraz üzerindeki oyunu koruyacaktır. Yine belki bir oranda sandığa gitmeyen sol eğilimli seçmenle Kürt kökenli büşükşehirlerdeki seçmenden alacağı oyu da artırabilir. Barajın altında kalmaz, bu kesin...

7 Haziran sendromu

AKP, 7 Haziran seçimlerinden de geriye düşecek kadar erimeye müsait görünüyor. Zira artık 7 Haziran’da kaptırdığı oyları, çatışma politikasıyla geri alacak bir argümanı da kalmadı. OHAL’le zar zor yönetebildikleri bir iktidarsız hükü- met sürecine girdiler ve bu gerileme sürecek gibi... PKK ile başlayan FETÖ ile devam eden, ‘bak bana oy vermezsen umacılar seni yer’ demagojisinin de artık çok fazla etkili olması mümkün görünmüyor. Elindeki tek koz, polis devletini ve parti egemenliğinde yargı sopasını daha da fazla kullanmak ki, zaten bu da bir hükümetin iktidarsızlığının en temel göstergesi... Şimdi bu erimeyi gören AKP kurmayları kabinede ve parti yönetiminde, birkaç vitrin değişkliği yapıp, OHAL’i olabildiğince uzatmak dışında, sadece hamasetle durumu idare etmeye çalışacaklar. Ama 15 Temmuz anmasında hayalerinde kurguladıkları şaşaalı gövde gösterisi yerine, TV’lerdeki yayınlarla idare etmek zorunda kalmış olmaları, artık hamaset ve demagojiyle bu geminin yürümeyeceğini gösteriyor.

Tek araçları kaldı; polisiye kumpaslar

Öyleyse, din bezirganlığı, ardından ırkçılığa varan milliyetçilik, yalandan devletçilik gibi üç siyasi sömürü mekanizmasının bile ideolojik hegemonya kuramadığını gören, dış politikada sefilleri oynayan bir komplocu siyasi heyet ne yapar? Yapabileceği tek şeyi yapmayı deneyecektir büyük ihtimal... İlk olarak, yükselişe geçen CHP yönetimine yönelik bir operasyon, ‘kokteyl terör’ zıvasıyla birkaç milletvekilini içeri almak, hatta birkaç CHP belediyesine kayyım atamayı deneyebilirler. Ardından MHP muhaliflerinin kuracağı partiye geniş bir operasyonla, başta Meral Akşener olmak üzere kuruculardan birkaçını FETÖ ve darbe destekçiliği çamur atmasıyla tutuklayabilirler. Öte yandan dışarıda kalan HDP’nin etkin yöneticilerini yalan dolan davalarla hapse tıkabilirler. Saadet Partisi’ne yönelik bir operasyon gerçekleşirse de çok şaşırmayın, zira yüzde 5 oy potansiyeli olan ve şimdiye kadar bu oyun önemli bir kısmını AKP’ye ödünç veren seç- menin de AKP’den sıtkı sıyrıldı. Saadet Partisi’nin referandum çalışmalarındaki etkisini gören AKP kurmayları o oylara göz dikebilir, zira o oylar son kez onları kurtarabilir.

Yüzde 49 artık bir hayal

AKP kurmaylarının kulaklarında sürekli siren çalıyor, zira partinin ciddi bir sıkıntıya girdiğini görmek için ortalama zekaya sahip olmak yeterli... Ve öylesine komplolar ve girift anlaşmalar içinde bir siyaset götürdüler ki, demokratik bir ortamda siyaset yaparak tekrar toparlanmaları mümkün değil. Peki ya OHAL ortamında?.. Yukarıda saydıklarımın hepsini yapsalar, yani Pinochet Şilisi’ne çevirseler bile ülkeyi, yine de zor... Bırakın AKP’nin tekrar yüzde 49 gibi bir oy oranını görmesini, 2019'’a başkanlık bile çok zor!

Önceki ve Sonraki Yazılar