Süleyman Karan

Süleyman Karan

Vaka-ı adiye'den ırkçılık ve linç

Hani ‘kokteyl terör’ deyip durdukları bir garabet uydurdular ya, kafalarına göre, o gün kim şeytanlaştırılacaksa ekliyorlar. Şimdi bir de ‘kokteyl ideoloji’ sürdüler piyasaya... ‘Irkçı ümmet’ yaratmaya uğraşıyorlar! Akıldışılığın daniskası hepsi... Seçimler öncesinde kokteyl terör saçmalamasında bir ahlaksız kanaat önderinin ‘PKK-DHKP-C-CHP’ tekerlemesi yaptığını hatırlıyorum. Aklınca birbirleriyle silahlı çatışmaya girmiş iki siyasi grup ana muhalefet partisini bir araya getirecek. Bir de komplo meczupları var; onlar ‘ABD-İsrail-FETÖ-Tapınak Şövalyeleri-Bilderberg-PKK-DHKP-C-MLKP’ diye saymaya başlıyorlar, sonra ilkini unutup baştan zırvalıyorlar! Ama bunlardan daha sinsi ve tehlikelisi var, onlar bu terör örgütlerini sıraladıktan sonra bir de ‘Kürtler’ diye ekleme yapıyor! Yine bu soysuzlar, daha önce bazı terör örgütlerini sayıp sonuna Alevileri ekleyen provokatörler... Uzun bir süredir, yani Kobane eylemlerine kadar bunların tarihin kanalizasyonunda kaybolup gitmiş olduğunu düşünenler olmuştu, oysaki bu kullanışlı yaratıklar, iktidarın başı sıkıştığında ya da iktidar bir oyun tezgâhlamaya kalktığında sandıktan çıkarılan türler... Ve görüldüğü üzere, ‘15 Temmuz iç savaş provası’nın ertesi günü bazı Alevi mahallelerine bir saldırı tezgâhlamaya kalktılar, ama biraz sağduyu biraz da şans eseri bu kanlı oyunu sahneye koyamadılar.

 

Irkçılık mikrobu saldırıya geçiyor


Bu kez mikrobun saldırıya geçtiği yer Sinop’tu. Sinop, aslında bildiğimiz kadarıyla mülayim insanların yaşadığı, öyle kolay kolay gaza gelmeyen bir halka sahip... Yani işin içinde bir provokasyon olmasa, bir şey olacağı yok. Bir kavganın bir linç ve etnik bir çatışmaya dönüşmesi ihtimal dâhilinde olmayacak. Ama birilerinin sayesinde oluyor.
Provokatörler her yerde
Hikâyeyi anlatalım önce... Sinop’un Durağan İlçesi’nde bulunan ve Kürtler’in de yaşadığı Gökırmak Mahallesi’nde 11 Eylül akşamı, ırkçı bir grup Kürt işçilere ve esnafa saldırdı. Olayın fitilini ateşleyen bir alacak-verecek meselesi... İki kişi kavgaya tutuşuyor, sonra ne oluyorsa oluyor, bu vaka-ı adiye bir anda ırkçı bir linç girişimine dönüşüyor. Kavgacıların biri Kürt, diğerinin etnik kökenini bilmiyoruz. Ve zaten bunun hiçbir önemi olmaması gerekiyor!

 

Prova yapıyorlar


Birileri “Kürtleri burada istemiyoruz, buralar Türk’tür Türk kalacak” sloganlarıyla ahaliyi kışkırtmaya başlıyor. Gaza getirilen ahali, Kürt mahallesine doğru yürüyüşe geçiyor. Ortalık birbirine giriyor. Açılan ateşler sonucu 14 kişi yaralanıyor, 16 yaşındaki bir genç ölüyor. Çok sayıda ev, işyeri ve araç hasar görüyor. Çatışmanın ardından bölgeye asker ve polis sevk ediliyor. Ve ardından Durağan Kaymakamlığı tarafından bayram sabahına kadar ‘sokağa çıkma yasağı’ ilan ediliyor. İyi ki de ediliyor, yoksa büyük olasılıkla daha fazla insan ölecek, olay büyüyecek ve belki de ülkenin pek çok yerinde, bu fitili ateşlemek isteyenler, pek çok çatışmaya sebep olacak.
Buraya kadar, en azından yerel yetkilileri eleştirecek bir şey yok. Bundan sonrası ise rezalet... Polis ve askerin kışkırtıcıları yakalamadığını biliyoruz. Ve bir şey daha biliyoruz; sosyal medyaya düşen videoları yetkililer izlerse, kimin at, kimin it olduğunu anlamaları pek zor olmaz! Ama bunu yapmak yerine ne yapıyor yetkililer?

 


Saldırganı pohpohlamak da nedir?

 


Saldırıların ilk gecesi çekilen bir görüntüde, Durağan Kaymakamı’nın, ırkçı gruba hitaben yaptığı konuşmada, “Köylere gidip kim var kim yoksa savcının talimatı ve sizin vereceğiniz isimlerle hepsini alacağız” dediği kameralara yansıdı. Bu denecek laf mı? Vatandaşlar arasında ırk üzerinden ayrım yapmak değil de ne? Hadi burada bitse hikâye, diyeceksiniz ki, olay büyümesin diye, bu serseri tayfasını pohpohlayarak sakinleştirmek istiyor. Ama kazın ayağı öyle de değil! Kaymakamlık tarafından bir açıklama yapılıyor, Kürtler’in yaşadığı Olukbaşı, Yeniköy ve Çayağzı köylerinin muhtarlarına, ‘saldırının büyümesinde sorumlu oldukları’ iddiasıyla görevlerinden el çektirildiği bildiriliyor!

 

Canını korumak suç olmuş!

 


Oysaki bölgedeki gazetecilerden alınan bilgilere göre, muhtarları açığa alınan bu üç köy de olayları yatıştırmaya, engellemeye çalışmış. Bu köylerin sakinlerinin yaptığı tek şey, gençlerini sakinleştirmek ve canlarını korumak.
Sinop hala yatışmış değil... Yetkililer alenen etnik temelli bir tarafgirlik içerisinde... Provokatörler, sokaklarda puslu havada dolanıyor.
Buna iç savaş kışkırtması denir. Bu olayları kışkırtanlar net vatan hainidir. Irkçılık, zaten insanlıkla uzaktan yakından alakası olmayan bir akıl geriliğidir. Peki, vatan hainlerine “Siz isimlerini verin, biz alacağız” ne demektir! Taşları bağlayıp köpekleri salmaktan başka hiçbir şey değildir! Yarın öbür gün daha beterine yol vermekten başka bir şey hiç değildir!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar