Süleyman Karan

Süleyman Karan

Vizyonsuz, misyonsuz akıldışı saçmalamalar (II)

Şu bir gerçek ki, eğer hâlâ AKP iktidardaysa, bunun sebebi salt MHP’nin desteği değil, aynı zamanda muhalif cenahta yaşanan sorunlar. Bunların bir bölümünün politik sebepleri olabilir, ancak bir o kadar da kişisel ikbal, parti çıkarları, ideolojik körlükler, şişkin egolar ve her türlü akıldışı tutum, hem enerji kaybına hem de bütünlüklü ve etkin bir muhalif cephenin oluşmasına engel oluyor. Bu sorunları yaratanlar çeşit çeşit…

Dün kaldığım yerden devam edeyim.

Kanaat notu sıfır tırışkadan önderler Şu her şeyi bilen kanaat önderleri var ya, hangi kanaatin önderi, kimi nasıl temsil ettikleri belli olmayan… Bunlar üç-beş kişilik tekkelerinde yaptıkları dedikodu ve birbirlerini pohpohlaya pohpohlaya, abuk sabuk projeksiyon yapanlar... Bir de sırf isimlerinden ötürü bunları köpürtüp duran, gündem yapmaya çalışanlar var. Çoğu 20-30 yıldır aynı mavalı evire çevire tekrarlayan, kişisel hırslarını her zaman ülkenin geleceğinin önünde tutan bir grup egomanyak hepsi… Kendilerince aktif politika içinde yer alan bir kesim de bunları ciddiye alıp, her önermelerinden bir suni gündem oluşturmayı marifet biliyor. Bu arada bu kanaat önderlerini gündeme taşıyanların aktif politikadan anladığı, ayda bir bir bildiri yazmak, bu bildiriyi yazarken, kıldan tüyden tartış- malar yapmak ve işin garibi tüm bu tartışmalara rağmen birbirinin aynısı bildirileri, küçük bir salonda basın toplantısıyla duyurmak… Ve bunu da yüksek politika sanmak! İşte bu ve bunun gibi ‘siyasi’ yaklaşımlar, ‘sen, ben, bizim oğlanın tekkesi’ halinde kendi yağında kavruluyor.

Yurtdışından ahkam kesenler

Bir de bunların yurtdışından ahkam kesenleri var. Haklarında bir dava açıldı mı, pılıyı pırtıyı toplayıp Avrupa’ya kaçanlar, mangalda kül bırakmıyor. Türkiye’deyken bile yalpalayıp durmuş, oradan oraya savrulmuş, hemen hemenhiçbir öngörüsü çıkmamış, bu gazeteci ve kanaat önderi müsveddeleri, şimdi kahramanlık türküleri söyleyip, Türkiye’deki muhaliflere ayar ve gaz verme derdinde. Kurdukları haber sitelerinde, kulaktan dolma bilgileri ve saçma sapan halüsinasyonlarıyla yazdıkları makalelerle, sanıyorlar ki muhalefetin rol modeli olacaklar. Solundan sağı- na tüm muhalif gruplar, onların o dandik fikirlerietrafında bir araya gelecek!.. Pek az kişi iplediğinde de bayağı bir kızıyorlar ha! Çoğunun son kullanma tarihi geçmiş bu kişileri, ne yazık ki hâlâ bu ülkede ciddiye alanlar var ve onların analizlerini tartışarak, onurlu yurttaşların beyinlerini iğ- fal etmeye devam ediyorlar.

Sanal dünyanın düşük IQ’su

Sosyal medyanın ucuz ve sığ kahramanları ayrı bir bela… Bir bölümü gerçek isimleriyle bile bu sanal ortamda var olamayacak kadar cesaretten yoksun bir güruh, hemen her gün, IQ yetersizliklerini müthiş kültürsüzlükleriyle besleyerek saçma sapan paylaşımlar yapıyor. Bu sadece sosyal medya için geçerli değil, bu cinsler tam anlamıyla çenebaz. Yolda, apartmanda, iş yerinde abuk sabuk komplo teorilerini, benzersiz eşek muhabbetlerini yaparak ülkenin bu politik sıkışmışlığına kalpten çözüm aramak isteyenlerin ruhunu köreltiyor, siyaseti anlamsızlaştırıyor. Ve ne yazık ki sayıları hiç de azımsanacak gibi değil. Bunlar bu ülkede hep vardı, ama bugüne kadar bu denli bü- yük bir siyasi kriz yaşanmadığından ötürü verdikleri zarar çok fazla etkili olmuyordu. Şimdi bunlar her zamankinden çok daha zararlılar…

Bir yerinden uydurup inananlar

Bundan daha beteri felaket tellalları… Canı sıkıldı mı uyduruyor ya da kendinden daha ruh sağlığı bozuk birinden duyduğu abuk sabuk felaket hikâyelerini sabah akşam yayıyorlar. Bırakın ciddiye alınmayı, bir psikiyatra acilen görünmesi gereken bu cinsler de, baskı ortamında insanlara korku yayarak, iktidarın ekmeğine yağ sürüyor, aktif muhalefet yapacak insanların kafasını karıştırıyor.
Gelelim bizim oylarımızla meclise girip, fırsat kollayıp kendilerini sürekli öne çıkartmaya çalışanlara… Hasbelkader seçilmiş, yani parti yönetiminin öne sürdüğü bazı vekiller var ki, kendilerini dev aynasında görme konusunda rakipsiz olabiliyor. Öyle ki, pusuda her an podyuma atılmaya hazır bekliyorlar. Bir örneğini gördük söz gelimi… Daha ortada fol yok yumurta yokken ve büyük olasılıkla hısım akraba dışında herhangi bir oy potansiyeline de sahip değilken, ‘cumhurbaş- kanlığına adaylığını’ açıklayabiliyor. Ve bunu dikkate alıp, ciddi ciddi tartışanlar olunca, yine muhalif cephede en azından boşuna bir zaman kaybı yaşanıyor, olası kafa karışıklıklarını bir yana bırakıyorum.
Bizim mahallenin cinsi saymakla bitmez ve eğer ki güçlü bir muhalefet yaratmak istiyorsak, sadece iktidarla değil bu burnumuzun dibindekilerle de mücadele etmemiz gerekiyor. Zira artık işin şakası yok ve böylelerine de tahammül edecek ne zaman var ne de sabır!

Önceki ve Sonraki Yazılar