Bülent Şık çok suçlu

Akdeniz Üniversitesi öğretim üyesi gıda uzmanı Yard. Doç. Dr. Bülent Şık KHK ile işinden atıldı. Barış bildirisine imza atması bu sonuca yol açtı. Bu konuya sonra döneceğim, ancak önce Bülent Şık’ın başka ağır suçlarını ortaya koymak gerek.

Bülent Şık’ın öncülüğünde bir ekip Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi olarak sebze ve meyvelerdeki pestisit (zehir) kalıntıları üzerine bir araştırma yaptılar. Bu araştırmadan tarım zehirleri lobisi çok zarar gördü. Suçu büyük. Yapılan araştırmada şu sonuçlara vardıklarını açıklamışlardı:

“2013’te domates, biber, salatalık, kabak ve çilek olmak üzere toplamdaki 400 gıda örneğini analiz ettik. Bu ürünlerin yüzde 21’i mevzuatta belirtilen limit değerleri aşan pestisit kalıntısı içeriyordu. 2014’te de domates, biber, salatalık, kabak, çilek, patlıcan ve portakal olmak üzere toplam 309 gıda örneği analiz ettik. Bu ürünlerin de yüzde 25’i limit değerlerin üzerinde pestisit kalıntısı içeriyordu.” (http://bianet.org/bianet/tarim/165871-gidada-pestisit-kalintisi-ve-saglik)

Şık başka bir yazısında ülkemizde de yaygın olarak kullanılan ot öldürücü ilaç etken maddesi olan glifosat konusunda önemli uyarılar yapıyor. Bu etken maddenin kanserojen olduğu konusunda Dünya Sağlık Örgütü Kanser Araştırmaları Kuruluşunun da raporu var. Ancak yetkililerimizce bu rapor hiç dikkate alınmadı.

Şık şunu yazmıştı: “Glifosat içeren ticari ürünlerin içinde başka toksik kimyasal maddeler de var. Bunların başında “alkil fenol etoksilatlar” geliyor. Alkil fenol etoksilatların hormonal sistem bozucu oldukları ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açtığını belirten pek çok akademik çalışma var.” Glifosat çok büyük şirketler tarafından üretiliyor. Bülent Şık çok suçlu…

(http://bianet.org/biamag/tarim/175028-ot-oldurucu-glifosat-sorununda-bilinmesi-gerekenler)

Ülkemizde kanser vakalarının en sık görüldüğü Ergene Nehri havzası ile Kocaeli Dilovası bölgesinin kanserojen madde kirlilik haritasının çıkarılması amacını güden Sağlık Bakanlığı’nın araştırma projesinde Bülent Şık yer aldı. “Kocaeli, Antalya ve Ergene Havzası İllerinde (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) Yetiştirilen Gıdalarda ve Sularda Çevresel Kirleticilerin Belirlenmesi” başlığını taşıyan bu projenin sonuçları açıklanmamış. Bu araştırma şüphesiz birçok sanayi kuruluşunu rahatsız etmiştir.

Bülent Şık çok suçlu... Şık’ın benzer başka suçları da var. Ama uzatmayalım.

Gelelim barış bildirisine…

İmzacılar bu bildiride neden PKK’yi eleştirmedikleri için suçlanmaktadırlar. Görüşüme göre bir insan söylediği şeyler için eleştirilebilir, hatta şiddeti teşvik ediyorsa suçlanabilir de. Ancak söylemediği şeyler için insanın suçlanması bana tuhaf geliyor. Sizler buna benzer bir bildiriyi başka şekillerde yazabilirsiniz. Devlet dışındaki başka kesimlere de uyarı da bulunabilirdiniz. Buna kimse karışamaz.

Nitekim Şık bu konuda şöyle yazıyor: “Her türlü barışçıl çözüm önerisini dikkate almak, çözüm için gereken toplumsal şartları oluşturmak, çözüm sürecini başlatmak ve barışı tesis edecek bir sona eriştirmek öncelikle devletin asli görevi ve sorumluluğu. Çatışmaları durdurmak ve müzakereleri başlatmak hususunda asli rol devlete düşmekte; kabul edilmesi ne kadar zor olsa da gerçek budur.”

Bu suçları nedeniyle Şık çalıştığı araştırma merkezinden alınarak oldukça ilgisiz bir fakülteye atanmıştı. Bu defa bu bildiri ele alınarak görevine son verildi.

Bu haksızlığın sona erdirileceğini umut ediyorum.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar