Halk kahramanlarının, sahneye çıkarken hiç bir iddiaları olmaz.

Onlar ailelerinin, hatta kendilerinin yok olması pahasına aykırı hareket ederler.

Gergin bir sürecin içinde bildiklerini okurlar.

Halka rağmen yönetimdekiler, ele geçirdiği erkle hâkimiyetini kurmuştur.

İnanca dayananlar ölümünü, adalete inananlar vicdanı bekleyip dururlar.

Her şeyin farkında, bir şeyin yanılgısı içindedirler.

Demokratik ve hukukun egemen olduğu günler geldiğinde yapılacak seçimde halkın tercihine inanırlar.

Yanıldıkları şey, toplum olarak "kurbağanın ısıtılması" sürecindedirler.

Yönetim ele geçirdiği algı enstrümanları ile kendine olan güvenin çoğunluk olduğunu göstererek gelecek seçimlerin planlarına başlamıştır.

Kendine biat edecekleri kesin 4 milyona vatandaşlık, sosyal yardım aldatmacası ve parti üyelik ilişkisi ile seçmen bağlılığı, gelecek seçimleri garantiye alma hesaplarıdır. 

Ülkemizdeki gerçek durum bu iken, halkın tercihlerini ölçecek en yakın tarih 2019 idi.

Oysa Anayasa değişikliği için yapılacak referanduma sayılı günler kaldı.

16 Nisan’da HAYIR oyları ile reddedilecek Anayasa, Türkiye'de yeni bir siyasal iklim yaratacaktır.

Bu referandum olmasaydı, 2019 da Erdoğan'ın yeniden Cumhurbaşkanı olması, AKP'nin iktidarını devam ettirmesi neredeyse garantiye alınmış iken, ikisi de adeta imkânsıza dönüşecektir.

Hatta 2018 de yapılacak kurultay sonrası güçlenecek MHP'ye katılması muhtemel AKP’li bazı milletvekilleri ya erken seçim ya da seçimsiz yeni bir hükümetle bir dönemi sona erdirecekler.

Evet, Bahçeli siyasi olarak yok olacaktır.

MHP yönetimindeki milletvekillerinin MHP’deki siyasi hayatı sona erecektir.

Şurası unutulmamalıdır ki, ölene kadar koltuğu bırakmaz dediğimiz bir ve birçok insan 2019'a kalmadan sivil hayata döneceklerdir.
Bahçeli, amacı ne olursa olsun, sonuçları itibariyle imkânsızı başarmış biri olarak gelecekte "Kahraman" olarak anılacaktır.