Doğa olayını felakete dönüştüren insanlık!

Dünya’nın hidrojenden oluşumundan sonra maddedeki değişiklikler zaman dediğimiz kavram içinde bugünkü doğayı oluşturdu.

Kısa ömrümüzde bunu kavrayacak akla ula- şanlar tarihe bilim adamı olarak geçtiler.

Doğa’yı korumak, ondan faydalanmak, barış içinde yaşamak için fikir üretenleri de Filozof etiketi ile tarihe gömdük.

Durup dururken gökten suyun akması, buz parçalarının düşmesinde meraklı insanoğlu ka- çan uykularına yenilip işin içinden çıkamayınca Tanrı’yı arayıp bularak yaşamını sürdürüyor.

Yağmur, kar ve fırtınalarla tanışmıştık.

Dolu yağışını da biliyorduk fakat Perşembe günü olanlarla yeni tanıştık.

Dört doğa olayı ile birlikte uzun bir gün geçirdik.

Taka kaptanlarının bile daha iyi tahminde bulunabileceği dolu ve fırtınayı meteorolojimiz klasik uyarıları gibi şemsiye önerisi ile geçiştirdi.

Bu sıcakta ıslanmak iyi gelir diye sevinenlerimizin fırtınaya yakalandığındaki durumunu düşünemiyorum diyemeyeceğim.

Çünkü bizzat yaşadığım bu felaket içinde 3 saat geçirdim. İstanbul, doğa harikası boğazına bile dolgu yapıp üstünü betonla örten bir rant zihniyetine teslim edildi.

Beşiktaş iskelesinde mahsur kalmak üzere yakalandığımız fırtınada kaptanın doğru kararı ile iskeleden ayrılmadan güvenli bir şekilde bekledik.

Meteorolojiden ciddi bir uyarı almadığından yolcularını boğazın karşı yakasına, adalara taşımak için iskeleden ayrılmış bulunan kaptan ve yolcuları bizim kadar şanslı değildi.

İlk gelen haberlerde ağır olmayan birkaç yaralanmayla ucuz atlatılmış bir felaket yaşadık.

Ucuz atlatılmasında yerleşim planları ve alt yapıların doğru uygulandığını düşünmeyin.

Depremdeki kayıplara yakın üzücü haberler almadıysak bunun nedeni fırtına süresinin kısalığı oldu.

15-20 dakika daha kesintisiz sürseydi ne olurdu, sonuçlarını düşünmek bile istemiyorum.

Fırtına başladığından bitene kadar kim bilir kaç yeşil alanın daha betonlaşması için imar verilmiştir?

Kim bilir kaç dere yatağına TOKİ konutları planlanmıştır?

Kim bilir kaç asırlık ağacın gövdesi, kökleri su alamayacak şekilde betonla hapsedilmiştir?

Kim bilir kaç deprem toplanma alanına AVM izni verilmiştir?

Birilerinin beraber ıslandığı gibi değildi bizim baştan aşağı sırılsıklam oluşumuz…

Merak ediyorum bu doğa katilleri yarın hangi camide el açıp af dileyecekler?

KİMBİLİR!

Önceki ve Sonraki Yazılar