Pers İmparatoru Kserkses, görkemli çadırında, içinde bir sıkıntıyla uyandı.
Yüz binlerce kişiden oluşan ordusu, Dardanos’ta (Çanakkale) uzun zamandır bekliyordu.
Mühendisleri, ordunun Yunanistan’a geçebilmesi için, Hellepontus (Çanakkale Boğazı) üzerinde bir köprü inşa etmekteydiler.
İş aylardır sürüyordu.
Köleler yeni uyanan İmparatoru yıkadılar.
Uzun sakalını taradılar.
Hindistan’dan gelen hoş kokular sürdüler.
Gözlerine sürme çektiler.
Giydirdiler.
Değerli taşlarla süslü sivri külâhını başına koyup, çekildiler.
İmparator çadırından dışarı çıktı.’’
…
‘’Reis, 1500 odalı sarayının odalarından birinde, içinde bir sıkıntıyla uyandı.
Gerçi bir önceki günkü toplantıda sevgili muhtarları O’nu, ‘’Türkiye seninle gurur duyuyor’’ bağırışları ile coşturmuşlardı…
Ama her gün önüne konan anketler partisinin gün geçtikçe itibar ve oy kaybına uğradığını gösteriyordu.
Reis tıraş oldu, giyindi.
Seyrek saçlarını tarağın sık tarafı ile tarayıp kafa derisine iyice yapıştırdı.
Koridorun sonundaki çalışma odasına geçti.’’
…
‘İmparator çadırından dışarı çıktı.
Dardanos’ta (Çanakkale) hava kapalı ve rüzgârlı idi…
Hellepontus üzerinde iki köprünün inşasının sonuna gelinmişti.
Köprülerden biri için Fenikeliler beyaz keten keneviri lifi, öbürü için Mısırlılar papirüs lifi kullanıyordu.
İki kıyı artık neredeyse birleşmişti.
İmparator çadırına geri döndü.
Bir süre sonra rüzgâr fırtınaya dönüştü.
Öğleden sonra mühendisler İmparatorun yanına geldiler.
Fırtınanın bütün halatları kopardığını, köprü işinin mahvolduğunu söylediler.
Bunu duyan Kserkses çok öfkelendi.’’
…
‘’Reis çalışma odasına geçti.
Bir gün önceki can sıkıcı anketler hâlâ masasının üzerindeydi.
Üstelik başı bir taraftan Amerika’daki ‘’hayırsever işadamı’’ davası, öte yandan Kılıçdaroğlu’nun ‘’Man Adası’’ davası ile dertteydi.
Bir süre sonra danışmanları odasına doluştular.
Amerikan Cumhurbaşkanının o gün öğleden sonra Kudüs’ü, İsrail’in Başkenti ilan edeceğini söylediler.
Bunu duyan Reis çok öfkelendi.’’ 
…
‘’İmparator çok öfkelendi.
Hellespontus’a üç yüz sopa çekilmesini ve bir çift bukağı takılmasını emretti.
Bununla da yetinmedi; Hellespontus’u kızgın demirle dağlamalarını; zincirlerle dövmelerini ve döverlerken küfürler savurmalarını emretti.
Buna uyarak cellatlar denize cezalar uygularken bir yandan da;
‘’Deniz, deniz, sana bu cezayı efendin çektiriyor.
Çünkü ondan hiç bir kötülük görmediğin halde sen O’na kötülük ettin.
İstesen de, istemesen de Büyük Kral seni geçecek’’ dediler.
‘’İşte İmparatorun denize uyguladığı cezalar bunlardı’’.
…
‘’Reis çok öfkelendi.
Adamlarına bir toplantı düzenlemelerini emretti.
‘’Bütün İslam ülkelerini çağırın’’ dedi.
Toplantı yapıldı.
Davet edilen 48 ülkenin 14 tanesinin Devlet Başkanı katıldı.
Bu toplantıda ‘’Doğu Kudüs’ün Filistin’in Başkenti olarak tanınması kararı alındı.
Reis Amerikan Cumhurbaşkanı için, arkasından yüzüne karşı, ‘’Ey Trump, sen emlak mı alıp satıyorsun?’’ diye ağır sözler sarf etti.’’
‘’İşte reisin Amerika’ya uyguladığı cezalar bunlardı’’.