Kaht-ı  lider

“Liderlik’’ denilince ne anlıyorsunuz?
Sizce bir insanın, kafasından geçen, kendince doğru bulduğu bir hedefe doğru insanları sürükleyebilme, gütme yeteneği liderlik midir?
Yoksa liderlik, olması gerekeni sezerek, inceliklerini düşünerek, olumlu bir hedefe doğru insanları ikna ederek yürütmek becerisi midir?
Siyasette liderlik çok önemlidir.
Kitleleri, toplumları, seçilmiş liderler ilerletebilirler.
Nedense sağcı politikacılar, insanların kitleleri sürükleme, gütme becerilerini ‘’liderlik’’ sanıyorlar.
Bu nedenle, rakiplerinin yönetme, önderlik etme becerilerini küçümsemek için hep, ‘’önüne iki kaz koysan güdemez’’, ‘’dört koyunu yedemez’’ diye tanımlıyorlar.
Bu biçimde, kendi becerilerinin de ‘’kaz gütme’’, ‘’koyun yedeleme’’ şeklinde olduğunu da itiraf etmiş oluyorlar. 
Bu biçimde ‘’liderlik’’(!) fazla bir bilgi ve beceriye gereksinme göstermiyor.
Koyunları sakinleştirmek için biraz kaval çalabilme, ‘’höst’’, ‘’bürsst’’ gibi sedalar çıkarabilme ve ucuna çivi çakılmış bir sopa sahibi olma, sağ politikacılar için yeterli  liderlik becerisi olarak görülüyor.
Bu ‘’liderin’’(!) önündeki hayvanın cinsi değişse bile onun güdülmesi zorunluluğu hiç değişmiyor.
Ben, buradan hareketle, kendi siyaset dünyamıza bir bakmak istiyorum.
AKP Genel Başkanı Tayyip Bey bir ‘’lider’’ midir?
Doğrusu güzel kaval çalıyor.
Yani ağzı iyi laf yapıyor.
Elindeki üvendiresi de pek yaman.
Kodu mu oturtuyor.
‘’Höst’’, ‘’çüş’’, ‘’bürsst’ gibi nidaların, insanlar için olanlarını; ‘’ulan!’’, ‘’eey’’, ‘’sen kimsin be!’’, ‘’ananı da al git’’ gibi nida ve sözleri hiç esirgemeden kullanıyor.
Ama -Allah aşkına- toplumumuz için verdiği her kritik  kararda yanılıp, ‘’kandırıldım’’, ‘’aldatıldım’’, ‘’yanıltıldım’’, ‘’yanlış yapmışız’’ diyen bir adamdan ‘’lider’’ olur mu?
Olsa olsa, son Osmanlı Padişahı Vahdettin’in, kendisi için söylediği gibi, ‘’milletin çobanı’’ olur.
Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı Kemal Bey ‘’lider’’ midir?
Devlet Bey’e ne dersiniz?
‘’Lider’’ midir?
Partisini her gün biraz daha eriten, seçim barajını geçebilmek için, elinde kağıt- kalem, iktidar partisine yamanmanın formüllerini üretmeye çalışan bir ‘’lider’’ görülmüş müdür?
Siyaset alanında henüz pek denenmemişlerde de -Meral Hanım gibi- böyle bir ‘’liderlik parıltısı’’ pek görülmüyor.
Osmanlının son zamanlarında, tıpkı bu günün Türkiye’sinde olduğu gibi, ağır bir ‘’devlet adamı eksikliği’’ olmuştu.
Osmanlı aydınları buna ‘’kaht-ı rical’’ dediler.
Şimdi ülkemizde de hem ‘’kaht-ı rical’’ hem de ‘’kaht-ı lider’’ (ben uydurdum) var.
Dilerim bu durum, toplumumuzun çok yabancısı olduğu ‘’kollektif liderlik’’ anlayışını bize belletir de, üvendire ile dürtülerek güdülmekten kurtuluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar