Lan ihtiyar!

Ben bilmiyordum; bilenlerden öğrendim. AKP iktidarının, muhalif gazete yazarlarını günü gününe izleyen, okuyan, arşivleyen ve yanıtlayan, ücretli görevlileri varmış. Bunlara "trol" deniyormuş.

"Google’a başvurdum, bu nedir diye. Trol, İskandinav mitolojisinde yer alan; "dev" veya "cüce" olarak tanımlanan; mağaralarda yaşayan, çirkin yaratıklarmış. Bilgisayar jargonunda ise "trol", internette, "huzur bozan", "yoktan yere sıkıntı yaratan", "sağa-sola sataşan", "sarkıntılık yapan" kullanıcıları tanımlayan bir sıfat haline gelmiş.

Efendim ben, Yurt Gazetesinde mütevazı bir köşesi olan, muhalif bir yazarım. Doğal olarak, bu iletişim bombardımanı ortamında beni kim okur, kim dinler diye düşünmekteyim. Ama muhalif kişiliğimden ötürü de yazmaktan vazgeçememekteyim.

Yurt Gazetesi yöneticileri, haftada bir gün yayınlanan yazılarımı, sağ olsunlar, gazetenin web sitesine de koyuyorlar.

Yazımın altında bir de "yorum" bölümü yer alıyor. İsteyenler o yazımla ilgili görüşlerini buraya yazabiliyorlar.

Öyle sıkça olmasa da burada övücü bir kaç satır yer alabiliyor. Ama daha çok bana kızıp köpürenlerin ifadeleri okunuyor. Bu yorumları yazanların hiç biri adını yazmıyor. Takma ad kullanıyorlar.

Doğrusunu isterseniz, bu yorumların pek çoğunun Türkçesini anlamakta güçlük çekiyorum ama karine ile bana küfrettiklerini, bu memleketten "...tir olup gitmemi" istediklerini çıkarıyorum. Bu "kalaylamanın" arkasından hemen Tayyip Bey'i öven, onun üstün niteliklerinden bahseden cümleler geliyor. Buradan, "yorumcu" arkadaşların AKP yandaşı olduklarını anlıyorum. Bu yorumlarda sıklıkla benim "cahil" olduğumu, hiç bir şeyden anlamadığımı, bu memleketi ve halkı anlamadığımı, yazı yazmayı bilmediğimi vurguluyorlar. Burada bir anımı nakletmek istiyorum:

12 Mart döneminde, Mamak Askeri Tutukevi komutanı Albay bizim koğuşa, bir nedenden ötürü kızmıştı. İçtimada ben merhum Profesör Sadun Aren İle yan yana hazırolda duruyordum. Albay biraz "fırçaladıktan" sonra bize bakarak "aranızda doktorlar var, profesörler var; az çok okur-yazar sayılırsınız" demişti.

12 Mart Albayı bile, "az çok" da olsa "okur-yazar" olduğumuzu kabul etmişti. Bu sayın "troller" bunu da kabul etmiyorlar.

Buna da katlanabilirim ama son günlerde bana hitaben "Lan ihtiyar!" diye söze girmeye başladılar. İşte buna güceniyorum doğrusu. Köşemdeki fotoğrafımda saçlarım "bembeyaz" ama ben vallahi o kadar "ihtiyar" değilim. Şarkıdaki gibi, "Erken ağardı saçlar, yılların günahı ne!"

Değerli "trol" kardeşlerim, bana "lan" deyin, küfredin ama şu "ihtiyar" lafını kullanmayın,

Rica ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar