Sapık Deistler!

 Deistlik sapıklık mıdır?
Bu sorunun cevabını Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bir haber kanalının canlı yayınında cevaplıyor. Hatta anlattıkça açılan Erbaş, son günlerde “deizm” üzerinden devam eden tartışmalara ilişkin olarak bakın daha neler neler söylüyor: 
“... Milletin, gençlerin, insanların anlamını bilmediği bazı konuları allayıp pullayarak, batının propagandasını yaparak belki de bir alan açmaya çalışan plan diye düşünüyorum bunu. Deizm, Peygamberi inkâr etmektir. Hangi Müslüman Peygamberi inkâr eder de Müslüman kalabilir? ...Açık konuşsunlar. Deizmin ne olduğunu milletimize anlatsınlar.”
Haklı: deizmin ve hatta diğer inanç şekillerinin de ne olduğu gençlere anlatılmalı.
Deizmin, tanımı için ağırlıklı olarak “Peygamberi inkâr eden felsefi bir düşünce” olduğu tezinden tanımlayan Erbaş, “Biz, Peygamberimiz için canını ortaya koyan çocuklarız. Böyle bir şey olabilir mi? Biz her gün Ayet-el Kürsi’yi okuyan bir milletiz. Ayet-el Kürsi deizmi kökten reddeden bir anlayışı ortaya koyuyor” diyor ve devam ediyor…
“Bizim milletimizin hiçbir ferdi böyle sapık, batıl bir anlayışa asla prim vermez. Milletimize, gençlerimize kimse iftira atmasın. Benim bu tanımımdan sonra hiçbir gencimizin ve insanımızın “sapık” ve batıl felsefi bir düşüncenin peşinden gidecek kadar buna itibar edeceğini zannetmiyorum.”
Haksız: “Kimse inançlarından dolayı kınanamaz ve suçlanamaz...” (Bkz. Anayasanın 24. maddesi.)
Din adı altında işlenen suçlar… Milletin hakkını gasp eden yönetimler, “bizden değilsin” diye kelle kesen aşırı dinciler, kadına şiddeti savunanlar, bir diktatör tarafından yönetilmeyi kabullenenler, dört kadınla evlenmeyi inanç çatısı altında uygun görenler, kızları okula göndermeyip çocuk yaşta evlendirenler... Daha mı az sapık!
Diyanet İşleri Başkanı dahi olsa, kimsenin başkalarının inançları için böyle bir konuşma yapmaya hakkı olmamalı!
Dini konularda yeterince ikna edici olsaydınız deistlerin sayısı artar mıydı?! (Bkz. Araştırmalar…)

Kafamda “DELİ” Sorular

* Suriye operasyonu vicdanımıza tercüman oldu mu?
* “Uygarlık ve demokrasi götürmek için savaş” söylemlerine kanıyor muyuz hâlâ?!
* Amerikancı İslami Siyasiler, diye bir söylem olabilir mi? Yoksa fena mı salladım!
*Meclis Başkanına çok mu yüklendik; “Duraklama devri” derken yaşından dolayı beyinsel duraklama olamaz mı?!
*Süt üreticisinin isyanı sadece yürekleri parçalamadı; ülkemizin içinde bulunduğu acı gerçeği suratımıza okkalı bir tokat gibi patlattı. Devlet baba anladı mı?
“Diyanetten inciler”in dökülmediği; başkalarının inançlarına da saygı duyulduğu aydınlık günler dilerim.
Hoş kalın!...

Önceki ve Sonraki Yazılar