AKP ile HDP’nin buluştuğu yer!

Anlaşılan İkinci Cumhuriyetçiler, liberal solcular hiç akıllanmayacak.

Geçmişte AKP’ye verdikleri desteğin bir benzerini şimdi HDP’ye vermek için adım attılar.

HDP 5. Olağan Kongresi’nde oluşturulan Danışma Kurulu’nda geçmişte AK Parti’ye destek veren isimlerden bazıları yer aldı.

Onlar kimler mi?

Durun önce bazı şeyler anlatayım.

 

****

 

Siyasal İslamcı geleneğin Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecine yönelik eleştirileriyle etnik temelli siyaset yapan Kürtçülerin eleştirileri çakışıyordu.

Yani aynı tezleri savunuyorlardı:

‘Cumhuriyet, Müslümanlara ve Kürtlere baskı yaptı!’

Yapmadı mı?

Yaptı elbette…

Ama isyan edenlere, yenileşmeye, değişmeye direnenlere karşı devletin meşru gücünü kullandı.

Mutlaka pek çok haksızlıklar, yanlışlıklar yapılmıştır.

Ancak Kürt isyanları daha Cumhuriyet kurulmadan başladı mı?

Sonraki süreçte dinsel bir renge bürünerek devam etmedi mi?

Buna karşı genç Türkiye Cumhuriyeti ne yapacaktı?

Eli kolu bağlı oturup, 13 şehri ele geçiren Şeyh Sait’le pazarlık mı yapacaktı?

İmralı’da masa kurup, Oslo’ya heyet mi gönderecekti?

 

*****

 

Siyasal İslamcılar ise esas olarak Padişah Vahdettin’in izinden giderek, İngilizlerle işbirliği yapmalarının cezalarını gördüler.

Kuşkusuz hepsi öyle değildi ama durup dururken de kimseye eziyet edilmedi.

Öyle olsaydı İslamcı geleneğin en önemli simge ismi Saidi Nursi’yi İstiklal Mahkemeleri’nin sehpasında sallandırırlardı.

 

****

 

Sözü şuraya getireceğim, Kemalist Cumhuriyet’in yeminli düşmanları İkinci Cumhuriyetçiler, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin demokrasi macerasından ders almamış olmalılar ki, HDP’nin Danışma Kurulu’na girdiler.

Ahmet Telli, Ali Bayramoğlu, Erdoğan Aydın, Gencay Gürsoy, Hasan Cemal, Levent Köker, Mehmet Altan, Rıza Türmen, Yavuz Önen gibi isimler şimdi de etnik siyaset yapan HDP’yi meşrulaştırmak için kolları sıvadılar.

 

****

 

PKK silah bıraktı da bizim haberimiz mi olmadı?

Veya HDP, PKK terörünü kınadı da biz mi duymadık?

Şunun altını net bir şekilde çizeyim, ‘Dört parçalı Kürdistan’ hedefinden şaşmadan ilerleyen, Suriye’nin kuzeyinde Amerika’nın güdümünde bir devlet kurmaya çalışan PKK-PYD’nin durumu AKP’ye de benzemez.

AKP hapishanelere tıktı kendisine karşı çıkan insanları; PKK öyle yapmaz, kafalara kurşun sıkar.

İnanmayan PKK tarihine baksın!

Kendi içinden çıkmış olsa bile örgüte karşı çıkanların kafasına kurşun sıkmaktan geri durmaz!

Örnek Hikmet Fidan…

 

HİKMET FİDAN KİMDİR, NASIL ÖLDÜRÜLDÜ?

 

Çok önemli bir örnek olduğu için Hikmet Fidan olayını, HDP çizgisindeki Bianet internet sitesindeki haberden aktarayım:

“6 Temmuz'da (2005) Diyarbakır'da başından vurularak öldürülen eski Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) Genel Başkan Yardımcısı Hikmet Fidan'ın arkadaşları tarafından PKK'ye teslim edildiği ileri sürülüyor.

Diyarbakır Emniyeti dün (24 Ekim Pazartesi) Hikmet Fidan'ın öldürülmesiyle ilgili üç kişinin yakalandığını açıkladı.

Diyarbakır Emniyeti, gözaltına aldığı Veysi Akkoyun'un ifadeleri doğrultusunda, altı kişiyi daha gözaltına aldı. Zanlılardan Veysi Akkoyun ile Fırat Karahan, Fidan'ın öldürülmesi olayıyla ilgili, Mustafa Kemal Ok ise terör örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklandı.

Miliyet Gazetesi'nin haberine göre, tutuklanan Veysi Akgönül, savcılık ifadesinde ‘PKK'den ayrılanların oluşturduğu Yurtsever Demokrat Partisi (PWD) adına faaliyetlerimiz vardı. PKK'nin dağ kadrosundan bir tetikçi, Fidan'ı kendilerine teslim etmemizi, aksi halde öldürüleceğimizi söyledi’ dedi.

Kendilerini telefonla arayan bir PKK'linin, Fidan'ı belirledikleri noktaya götürmelerini, aksi takdirde öldürüleceklerini söylediğini anlatan Akgönül, şöyle konuştu:

‘Ben de Fidan'ın kaldığı otele giderek toplantı için gitmemiz gereken bir ev olduğunu söyledim. Karahan'la birlikte ertesi sabah Fidan'ı otomobille Bağlar semtindeki Sağlık Ocağı Caddesi'ne götürdük. Bizi bekleyen örgüt elemanına teslim ettik. Cinayetle ilgimiz yok. Hikmet'i vermeseydik, bizi öldüreceklerdi.’

PKK'nin, Fidan cinayetiyle PWD'ye gözdağı vermek istediğini, özellikle Diyarbakır'daki faaliyetlerini engellemeye çalıştığını söyleyen Fırat Karahan da şunları söyledi:

‘Fidan, PWD'nin Türkiye koordinatörüydü. Bu olaydan korkan (Osman) Öcalan, kurucusu olduğu PWD'den ayrılma kararı aldı. Tetikçiye kimin talimat verdiğini bilmiyorum. Hikmet'i götürmemiş olsaydık, PKK bizi vuracaktı. Olaydan sonra İstanbul'a gittim.’

Hikmet Fidan, 6 Temmuz 2005 tarihinde Diyarbakır'ın Bağlar semtinde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülmüştü.”

Önceki ve Sonraki Yazılar