Attığı imzanın arkasında duramayanlar!

AKP iktidarının ilk u dönüşü bu değil…
Pek çok konuda çark edildi; verilen sözlerin tersi söylendi, yapıldı.
İstanbul Sözleşmesi’nde de benzer bir durum yaşandı.
2011’de itibaren pişirdikleri yemeği, 2014 yılında hazır hale getirip, resmileştirdiler.
Bugün de o yemeğin içine tükürüyorlar.
 
**
 
İstanbul Sözleşmesi’ni imza atanlara bakıldığında bir şey daha ortaya çıktı.
AKP’yi yönetenlerin tamamına yakını bir gerekçeyle dışlandı, kullanılıp kenara koyuldu.
 
**
 
Bu sözleşmeyi gündeme getiren ve imzalayan isimlere sırayla bakalım…
2014 yılında imzalanan sözleşmenin en hararetli savunucusu, ilk adımı atan Fatma Şahin şimdi Gaziantep Belediye Başkanı…
Onurla, gururla sunduğu bu sözleşme için şimdi ağzını açabilir mi acaba?
Keza bu işin mimarlarından biri olan Volkan Bozkır hala AK Parti milletvekili…
Gıkını çıkarabilir mi?
 
**
 
Sözleşmeyi onaylayan Bakanlar Kurulu’na gelince…
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu partiden koptular, iki ayrı oluşumla eski partilerine karşı mücadele ediyorlar.
Dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin DEVA Partisi’nde siyasete devam ediyor.
Kültür Bakanı, soldan dönme Ertuğrul Günay dışarda, çeşitli mecralarda etkin pişmanlıklarını dile getiriyor.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yurt dışından geldi, yine yurt dışına gitti.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer de kendi çapında muhalif olarak takılıyor, sesini duyan yok!
İçişleri Bakanı, taklacı İdris Naim Şahin, hangi partide bilmiyorum ama muhalif olduğu kesin…
 
**
 
Hala partide olup kenarda tutulanlar da var.
İşte onlardan biri de Faruk Çelik…
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayanlardan biri…
Çıkıp konuşur mu acaba?
Dönemin Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ hala milletvekili ama limana çekilmiş bekliyor.
Devlet Bakanları Egemen Bağış büyükelçi yapıldı; Cevdet Yılmaz halen etkisiz bir milletvekili…
Suat Kılıç, Veysel Eroğlu, Zafer Çağlayan köşeye atılanlardan…
O sözleşmeyi imzalayan Bakanlar Kurulu üyelerinden siyasette halen etkin tek isim Hayati Yazıcı…
Bugün de AK Parti Genel Başkan Yardımcısı konumunda…
O sürecin baş aktörlerinden biri de bugünün Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek’ti.
Danışılan ama sözlerinin değer verilmeyen bir isim…
 
**
 
Acaba yukarıda saydığım isimlerden biri çıkıp “Ben imzamın arkasındayım. Kadınlara şiddeti engellemeye çalışan ve adını İstanbul’dan alan bu sözleşmenin devamından yanayım” diyebilir mi?
O cesareti gösterebilir mi?
“İmzamın arkasındayım” diye demeç verebilir mi?
Ne dersiniz?

Önceki ve Sonraki Yazılar