O da Rizeli ben de…

Hatta o da İkizdereli ben de…

TBMM eski Başkanı İsmail Kahraman’dan söz ediyorum.

Rize’nin fethinin 561. Yılında, Rize dernekler ve vakıflarının toplantısında önyargılarını kusan bir konuşma yaptı:

“Fetihler kutlanır. Tarihi zengin ve engin bir milletiz biz. Biz köklü bir devletiz. Zaferlerle dolu bizim tarihimiz. İstanbul’un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki. 2 Mart’ta da aynı şey var. Ruslar çekildi gitti. Çarpışmadık, dövüşmedik, vuruşmadık. Tarihi doğru dürüst niye bilmiyoruz? Övünecek büyük bir tarihimiz varken kölelikten kurtulduğumuz tarihe niye bayram diyeceğiz. Fethettiğimiz tarihe diyeceğiz.”

****

Amacı, art niyeti biliyoruz.

Kurtuluş Savaşı’nı, onun lideri Atatürk’ü doğrudan hedef almak yerine bel altı vurarak, büyük savaşı ve onun kahramanlarını küçültmeye çalışıyor kendisinden utanç duyduğum hemşerim.

****

Evet Ruslar, Ekim Devrimi olunca Rize’den kendiliğinden çekildiler. Ancak Batı Anadolu’da 225 bin modern silahlı Yunan askeri olduğunu bilmiyor mu utanç duyduğum hemşerim?

Ayrıntıyı da vereyim, Yunanlıların şu güçleri vardı:
6 bin 414 subay, 218 bin 205 er, 90 bin tüfek, 3 bin 139 hafif makinalı tüfek, 839 ağır makinalı tüfek, 323 top, 5 bin 282 kılıç, 198 kamyon, 10 uçak…

(Dr. Ali Güler, Bilinmeyen Atatürk ve Milli Mücadele, Halk Kitabevi, sayfa 236).

Bir düşün hemşerim, bir düşün PKK’nın Türkiye sınırları içinde bu kadar militanı olsa, böylesine modern silahlara sahip olsa nasıl başa çıkardık?

Türkiye nüfusunun 13 milyon olduğunu unutma ama…

****

Peki onlar geriye ne bıraktılar?

Onu da tarihler kaydetti.

207 bin kişilik Türk ordusundan 146 subay, 2 bin 397 Mehmetçik şehit olurken, Yunan ordusunun 18 bin 250 er ve subayı Anadolu topraklarında can verdi. Hani diyorsun alacaklarını aldı gittiler, ölülerini ve yaralılarını alıp gittiler; belki bazı tohumlarını burada bırakmışlardır.

Dur, yaralı sayılarını da vereyim; bizim 9 bin 855 yaralımıza karşılık Yunanların 16 bin 30 yaralısı oldu.

Esirlerde büyük fark var. Biz sadece 57 esir verirken, Yunanlar başkomutanları dahil 20 bin 826 esir verdiler.

****

Yani anlayacağın kendisinden utandığım hemşerim, Atatürk ve silah arkadaşları, yani Türk ordusu ve Türk milleti, Padişah Vahdettin- Saltanat Şurası’nın imzaladığı Sevr ile işgal edilen toprakları yeniden fethettiler.

Onun için sana kötü haberim var; seni ve denize dökülen Yunanlıları üzmeye, o büyük günleri de kutlamaya devam edeceğiz!