En sonda söyleyeceğimi en başta belirteyim…

AKP’nin  HDP, Abdullah Öcalan ve PKK ile birlikte çalıştığı “Çözüm Süreci” Kobani olaylarının tetikleyicisidir. O süreçte devletin, hükümetin, yandaş-tetikçi medyanın, akil(siz) adamlarının söylemleri olmasaydı, isyan etme cüretini gösterebilirler miydi?

****

Bizzat yaşadıklarımı anlatayım.
2014 yılında Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun organizasyonuyla Diyarbakır’da bir toplantı düzenlendi.
Başbakanlık Basın Müşaviri olarak Ertuğrul Yalçınbayır’ın danışmanı sıfatıyla görev yaptığım 2003-2004 yıllarında, birlikte çalıştığımız bir komiser vardı.
Süreç içinde TBMM İdare Amirliği’ne kadar yükselen bu kişi, 2014’de Diyarbakır’da Havaalanı Emniyet Müdürlüğü yapıyordu.
Federasyon toplantısı sonrasında dönemin Belediye Başkanı Gülten Kışanak gelen gazeteci ekibine bir yemek verdi.
Polis dostum da sivil plakalı bir araçla yemeğe geldi, birlikte oturduk.
Gelişmeleri, Çözüm Süreci’ne ilişkin gözlemlerini sordum.
“Ağabey” dedi, “Çok sıkıntılı bir durumdayız. Çözüm Süreci biterse, çok kan akar burada. İktidar yol verdi bunlara, geri almaya kalktığınızda, pek çok ölümler olacak!”

****

Henüz genç yaşında müdür olmuş eğitimli bir polisin gördüğünü koca AK Parti ve devlet göremedi mi?

****

Bir sonraki gün, uzun süredir tanıştığımız o dönem HDP Milletvekili sıfatını taşıyan Altan Tan’la buluştuk.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca, Genel Sekreteri İbrahim Erdoğan ile Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şube Başkanı Yüksel Baysal’a bu kadim şehri gezdirdi.
Özellikle yeni Diyarbakır göz kamaştırıyordu.
Altan Tan’a ‘Bu kadar parayı nereden buldu Diyarbakır?” diye sorduğumuzda, yüklenicilik de yapan Tan, “Vallahi ben de bilmiyorum. Bu para nereden geliyor, nasıl geliyor hiç belli değil” diye yanıt verdi.
Ayrıntıya girmeyeyim ama hiçbir zaman PKK’ya sempati duymayan Altan Tan, Diyarbakır Belediyesi’nin yaptığı yanlış işleri de anlatmıştı.
Gazeteciler buluşmasında o yörenin gazetecilerinden biri, “Kürdistan artık özgürleşti. Geri dönüşü yok” dediğini hatırlıyorum.

****

Çözüm Süreci’nde şehirlere bombalar yığan, genç Kürt nüfusunu silahlandıran, Türkiye Cumhuriyeti topraklarına devleti sokmamaya çalışan PKK ve yandaşlarının yarattığı felaketi biliyoruz.
793 güvenlik görevlisi şehit edildi. 314 sivil hayatını kaybetti. 4 binin üzerinde güvenlik görevlisi ve 2 binden fazla vatandaş yaralandı. Operasyonlarda öldürülen PKK’lı sayısı ise 4 bin 571 olarak açıklandı. 716 terörist sağ ele geçirildi. Doğu ve Güneydoğu’da toplam 2 bin 307 hendek ve barikat kaldırıldı. Bölgede başlayan operasyonlarda sokağa çıkma yasağı ilan edildi ve 362 bin öğrenci eğitimden mahrum kaldı.

****

Bu tablonun sorumlusu sadece HDP midir? Yoksa bunlara yol verenler de sorumluluktan pay sahibi midir?
Birlikte büyüttükleri, birlikte yol verdikleri terörün tek sorumlusu olarak şimdi HDP’yi ve yöneticilerini göstermek ne akla uygundur ne hukuka!
Adalet eğer birilerinin yakasına yapışacaksa, valilere ‘’operasyon yapmayın’’ talimatı veren, kanunsuz emri uygulayan, Apo’ya her hafta İmralı’da elçi gönderen, Kobani için 29 Ekim günü Peşmergeler’e yol verenlerin de yakasına yapışmalı…