Muharrem İnce ne istedi de olamadı?

Türk siyasetinin en uzun soluklu partisi CHP’nin temel yönelişlerini birkaç evreye ayırmak gerekiyor.

1938’e kadar olan Atatürk dönemi…

Bir siyasal örgütlenmeden çok devletin bir kurumu gibi desteklenen, itibar gören, herkesi içine alan yapının olduğu yıllar…

İsmet İnönü’nün ‘Milli Şef’ olarak ülkeyi yönettiği dönem…

1938-45 yıllarında Mustafa Kemal çizgisi kısmen korundu.

1945-50 arasında Amerikancı, sol düşmanı bir politik hat izlendi.

1950 sonrasında Demokrat Parti’nin karşısında konumlanan, kuruluş dönemi idelojik yapısını savunmaya çalışan bir CHP oldu.

****

1950-60 arasında partinin A takımından pek çoğu CHP’den istifa etmiş, kimi bağımsız kalırken, kimi DP’ye geçmişti.

CHP’de başbakanlık yapmış Şemsettin Günaltay bile DP’ye girmişti.

Kişisel gelecek peşinde koşanların yeri her dönem muhalefet değil iktidar olmuştur.

****

Benzer bir durum AKP döneminde de yaşandı.

CHP’de Baykal’ın karşısına genel başkan adayı olmuş, genel sekreterlik yapmış Ertuğrul Günay, bütün söylemlerinin, düşüncelerinin aksine hareket eden AKP’ye geçmiş, bir süre kullanıldıktan sonra kan uyuşmazlığı nedeniyle devre dışı bırakılmıştı.

*****

Sol siyasetin yıldız isimlerinden Muharrem İnce’nin çıkışını bunlara benzetmek mümkün değil elbette…

Yine de sonuçtan giderek konuşursak, siyasal iktidarın ömrünü uzatacak bir hamle gibi görünüyor, amaç farklı olsa da...

Burada soru şu?

Muharrem İnce, genel başkanlık dışında ne istedi de olamadı?

İl başkanlığı, milletvekilliği, grup başkanvekilliği, cumhurbaşkanı adaylığı…

“Ben genel başkan olamadım, onun için ayrılıyorum” demek siyasal bir gerekçe olamaz.

Muharrem İnce’nin birikimi, tavrı, çalışkanlığı, kapasitesi genel başkanlık için uygun olsaydı, CHP delegesi buna ikna olabilseydi, hiç bir güç onu durduramazdı.

Çünkü CHP tabanı emir-komuta ile idare edilemeyecek kadar araştıran, okuyan, düşünen, eleştiren, sorgulayan bir yapıya sahip...

****

Muharrem İnce, CHP’nin ideolojik, politik hattına eleştiriler yöneltmiş olsa, oradan yola çıkarak, yeni bir oluşum ortaya koysa, en azından gerçek bir gerekçe ortaya çıkardı.

Örneğin, Muharrem İnce, CHP yönetimine şu eleştirileri yapsa, ayrılık gerekçesi olarak makul karşılanabilirdi.

PKK silahlı mücadeleyi bırakmadan ‘Kürt sorununu çözeceğiz” demek, TBMM eliyle yeni bir çözüm süreci sunmak, ulus devleti savunan CHP’nin temel politikası olabilir mi?

CHP, AKP-MHP bloğunun unutturmaya çalıştığı, en son petrol anlaşmasıyla dünyaya ilan edilen Suriye’de ABD öncülüğünde kurulmaya çalışılan terör devletine karşı ne söyledi?

Yedi düvele savaş açarak Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran CHP, Mustafa Kemal’in anti emperyalist çizgisini ne zaman terk etti?

****

“Tuvaletin önüne oturtulmak” bütün hikaye buysa, bir sonraki kongrede aday olur, bir öncekinde olduğu gibi en önde otururdu.

****

Muharrem İnce’nin ayrılışına gerekçe bulup destek olmaya çalışanların bir temel tezi var ki, gerçekten AKP’lilerin önyargılarından beter:

“Bilmem kaç seçim kaybetmiş Kılıçdaroğlu!”

Nasıl bir mantıktır anlaşılır gibi değil; son maç 31 Mart 2019 tarihinde yapıldı.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir oya gibi işlediği uzlaşma ile “dostlarımız” sayesinde 11 büyükşehir belediyesini CHP kazandı.

İçlerinde şehri İstanbul da var.

O İstanbul ki Tayyip Erdoğan, “İstanbul’u kaybedersek, tökezleriz, Türkiye’yi kaybederiz” diyerek, yenilginin ne anlama geldiğini açıkca ifade etmişti.

****

AKP-MHP bloğununTürkiye’yi kaybedecekleri bir seçim yaklaşırken, Muharrem İnce’nin ayrı bir parti kurması, CHP’den kopması kabul edilemez.

Hayır, alacağı oy miktarından dolayı değil...

Çünkü ateş olsa cürmü kadar yer yakar!

Da olan güzel konuşuyor diye onun peşinden gidenlere olacak.

****

Bu yazının dipnotu: Hiç kuşkum yok, Sarıgül ne olduysa, Muharrem İnce de aynısını olacak. Yani siyasetin kenar süsü! Yandaş, tetikçi medyanın övgüler düzdüğü Muharrem Sarıgül’e Che Guevera’nın bir özlü sözünü biraz değiştirip anımsatmak istiyorum, “Düşmanlarınız sizi övüyorsa, durup düşünün, bunda bir puştluk vardır.”

Önceki ve Sonraki Yazılar