Süleyman Karan

Süleyman Karan

Yeni bir ‘merkez’ mi, sahte bir ‘merkez’ mi?

Böyle bir farkı gerçekten tahmin eden kaç kişi vardı bilmiyorum, ama sonuç gerçekten de tüm muhalefetin beklentilerinin de üstünde, şahane oldu. Ekrem İmamoğlu, perşembe akşamı, hiçbir belediye başkanına bugüne kadar nasip olmayan bir halk katılımıyla çalınan mazbatasını geri aldı. Bu başarı hikayesi, İmamoğlu’nun bir siyasi figür olarak tam da milletin istediği bir profil çizmesi kadar, muhalefet güçlerinin büyük bir olgunlukla yürüttüğü ittifak stratejisinin de eseri.

Anket şirketlerini araştırmalarının sonuçlarına her zaman bir rezerv koymakta fayda var ama ADAMOR Kamuoyu Araştırma Şirketi’nin yaptığı anketin sonuçları ilgi çekici ve aslında İmamoğlu’nun başarısının yeni bir siyasi beklentiyle ilişkili olduğunu ortaya koyuyor.

ANADOLU DA SEVDİ
Bu çalışma 26 ilde, 2 bin 100 katılımcı ile yüz yüze görüşülerek yapılmış. Ankete katılanlara sorulan “İstanbul’da yaşasaydınız adaylardan hangisine oy verirdiniz?” sorusuna, vatandaşın yüzde 59,8’i Ekrem İmamoğlu derken, yüzde 39,4’ü de Binali Yıldırım yanıtı verdiği görülüyor. Aynı araştırmayla İstanbul seçimlerinin Anadolu’ya yansımasını da ölçmek istemiş ADAMOR. İstanbul’daki seçim kampanyalarının nasıl algılandığı ve yansıdığını gösteren bir tablo çıkmış ortaya. Araştırmaya göre, İmamoğlu’nun Anadolu’da karşılığı yüzde 60’lara dayanmış durumda. Bunun pek çok sebebi var, ancak biraz sonraki araştırma çıkarımıyla birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye’de seçmenlerin yeni bir siyasi merkez arayışı içinde olduğunu gösteriyor. Siyasetin yenilenmesi de diyebiliriz özetle... Bu merkez beklentisinde, sağ ya da sol gibi bir eğilim de yok anlaşıldığı kadar. Tıpkı İmamoğlu’nun söylemindeki gibi...

İMAMOĞLU DEMEK, MERKEZ DEMEK
Ankette, “Türkiye’de yeni bir siyasi oluşumuna ihtiyaç olduğunu düşünüyor musunuz” diye de sorulmuş. Bu soruya “Evet” diyenlerin oranı yüzde 30,6. Yani seçmenin üçte biri, “Yeni bir siyasi partiye ihtiyaç var” diyor. AKP seçmeninin içerisinde yeni bir partiye ihtiyaç olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 33. CHP seçmenlerinin içerisinde bu oran yüzde 38,1. CHP’li seçmenin her zaman daha eleştirel bir yaklaşım içinde olduğunu bildiğimizden, burada dikkate alınması gereken, milletin Türkiye’de siyasi kültürün değişmesi beklentisi, partilerin kıyaslanması değil.

YENİ BİR ARAYIŞ
Şimdi AKP içinden iki parti çıkması gündemde. Öte yandan CHP’den böyle bir şey çıkmayacak kısa vadede. MHP zaten merkez arayışındaki yurttaşların hiçbir beklentisini karşılayamaz. Peki ne olmalı? Ya da ne olursa Türkiye bu kutuplaşmadan, devletin içine düştüğü yozluktan, ekonomik krizden ve dış politikadaki bataktan kurtulabilir?

Bunun kısa vadeli tek çözümü, yerel seçimler öncesinde olduğu gibi bundan böyle de Millet İttifakı ve HDP ile diğer irili ufaklı partilerin ittifakının devamı ve tahkim edilmesi. Bu ittifak yapısı gereği bir merkez parti gibi hareket ediyor ve en azından bu ülke bu yoz, gerici ve faşizan rejimden kurtulup, rehabilite olana kadar böyle sürmeli...

AKP’den kopacak iki partinin ne yapacağına gelince, onlar meclis aritmetiğini değiştirir ve erken bir seçimin yolunu açarsa ne ala... Bunun dışında AKP içinden çıkacak partilerin merkez parti olmasını beklemek hiç akılcı değil. Zira siyasal islamcılardan merkez olmaz, olsa olsa dış güçlerin yeni oyuncağı iki parti çıkar ve bu da Türkiye’nin yeniden inşasını sabote etmekten başka bir işe yaramaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar