İmamoğlu: Cesaretimi, yetkimi tümüyle 16 milyon insandan alıyorum

İmamoğlu: Cesaretimi, yetkimi tümüyle 16 milyon insandan alıyorum

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Habertürk'te Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtlıyor.

İmamoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

5 aylık süre içerisinde belediyeye geldiniz. Ne gördünüz? Beklediğiniz gibi miydi, beklemediğiniz gibi miydi? Karşınıza çıkan tablo size ne hissettirdi?

- Doğru ve öncelikli meselelerin kenara konulduğu hissine kapıldım. İstanbul'un son 5 yılı daha da ilgisiz, daha da yatırımlarda verimlilik öncelemeyen, ne yazık ki çoğu kez siyasi kararların alındığı, boşlukların yaratıldığı; daha ötesi tümüyle siyasi kararlar. Finansman modeli yok, personel sayısı arttırılmış. İstanbul'da boşluk yaratılmış. İstanbul Otogarı dikkat çekici bir örnek. Avrupa'nın en büyük otogarı. Yıllar önce yapılmış. Biz bir girdik dehşete düşersiniz. Herkesin bir kenarından tuttuğu, altında bütün suç mekanizmaların kol gezdiği bir yer. Biz orada iradenin, kamu yönetiminin, İstanbul'un kamu idaresinin ispatını ortaya koyduk. Aylık 4 milyon 600 bin lira civarında geliri var artık. Siz diyelim ki işleteniniz var, burayı kontrol etmeyecek misiniz? Gece orada dolaşmak mümkün değildi. Artık orası kamunun idaresinde, denetiminde.

O altlardaki yerler ne oldu?

- Tümüyle yıkıldı, temizlendi. Geçen gün Sarayburnu'ndaydım. 1930'lı yıllarda Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk heykeli vardır. Bana göre İstanbul'un hem karşılama hem uğurlama yeri. Bu kadar metruk, sahipsiz, her tarafında işletme, kim kimdir belli değil. Bu yapıları kontrol edemeyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi vardı.

- İrade konulmayan, idare edilemeyen, Ankara'da bir bakanlık İstanbul'la ilgili bir karar alabilir. Peki sizin iradeniz, fikriniz yok mu? Doğru doğrudur, eğri eğridir. Ankara'da masa başında karar alınmış olabilir. Ama İstanbul'un nabzını tutan sizsiniz. ben 16 milyon insanın temsilcisiyim. Cesaretimi, yetkimi tümüyle 16 milyon insandan alıyorum. Bu şehrin hakkını korumak zorundayım. Orada yanlışı düzeltilerek Ankara'da merkezi hükümet yöneticilerine de fayda vermiş olursunuz. Bu kadar net. İstanbul aynı zamanda yönetim olarak gözlemci, denetçi, müdahale eden, uyarıda bulunan, bir husus varsa merkezi hükümet tarafından yapılmış İstanbul halkıyla paylaşan, demokratik kurulları hayata geçiren. Yıllar sonra ilk defa kent konseyi kuruldu. Daha da güçlü çalışacak. Yüzbinlerce insanın aktif içinde olduğu, eleştirel ve tavsiye gözlüğüyle bakan bir gönüllü meselesini devreye sokacağız. İstanbul gönüllüleri, deprem, sanat, sağlık gönüllüleri.

- Burası bir turizm kenti. Sizin şehrin bütün dokusunu ortaya koyacak ve servis edecek olan belediye. Tarihi dokuyu ortaya koyacak olan belediye. Kurulun içerisine bütün turizm paydaşlarını davet ettik. Servis araçlarının, turizm hizmeti veren taksicilerin, otel yatırımcıların, TÜRSAB'ın temsilcileri var. Biz onlarla turizmi konuşuyoruz. Belediye İstanbul'un paydaşlarını içine alan demokratik katılım metodundan bahsediyorum. Bütün inançları biraraya getiren inanç masası kuruyoruz. Bir vicdan mı ortaya konacak, birinin hukuku mu korunacak, demokrasi. Ben buna cesur demokrasi örnekleri diyorum. Katılım, şeffaflık bütün bu örnekleri ortaya koyacağız. Bu şehrin ihaleleri, meclisi, hizmetleri de şeffaf olacak. İştiraklerin geçmişiyle ilgili ne kadar bilginiz var? Şimdi tümüyle ilgili bilgi sahibi olacaksınız. Ulusal ve uluslararası denetim kurullarının denetimine ihtiyacınız var. Siyasi mekanizma işlemeyecek. 2019'da cesur bir halk çıktı ortaya. Biz o cesaretle İstanbul'daki yanlışları düzeltmekle mesulüz.

'Siz çok iddialı bir başkan profili ortaya koyunca beklenti büyük. Diyorlar ki, 'Ekrem Bey geldi de şu ana kadar ne yaptı?' Kimse '5 aya kadar ne yapılır?' deniyor. Başkan ne yaptınız bugüne kadar?

- Birincisi en başta bir idari sistem devrimi yapıyoruz biz. Liyakatiyle bu sürece hizmet eden kişiliklerin, hiç kimse benim ahbabım, çavuşum değil. İdari düzenin değişimiyle ilgili kamu ahlakı, kamu yönetimi düzeninin gerçek manasına kavuştuğu sürecin temellerini atıyoruz. Bütçe disiplinini gerçekleştiriyoruz. Cari açığı çok ciddi anlamda  disipline ediyoruz. Sadece 1.7 milyarlık lüzumsuz kamulaştırma bedellerini bertaraf ettik. Herhangi araziyle ilgili kamulaştırma konusunda ihtiyacı olmaksızın karar almış. Böyle başlanan süreci durdurduk. İsraf ve tasarruf diye iki kalemi önceledik. İsrafın bizi nereye getirdiğini 23 Haziran'da bütün topluma verileriyle açıklayacağız. Halk sunumu yapacağız. 100 bine yakın çocuğumuza halk sütü dağıtıyoruz.

- Bu gece saat 10.00'da burs alan 30 bin öğrencimizin ismini açıklayacağız. 22 kreşin inşaatı başladı, 150'ye tamamlayacağız. Bu 16 bin kadına özgürlük demek. Kemerburgaz'daki kent ormanını hayata geçirdik. 6 sene önce başlamıştı.

Başladı, süründü de süründü orası...

- Hafta içi uğradım, cıvıl cıvıl orası. Milli bayramlarda halkımız artık ücretsiz otobüse biniyor. Hafta sonu 24 saat ulaşımı açtık. Marmaray'ı ısrarla Ulaştırma Bakanlığı'na yazıyoruz, siz de bu sürece dahil olun, bu İstanbul hakkıdır diyoruz. Kusura bakmasınlar ama yıllar sonra İstanbul milli bayram kutladı. Cumhuriyet Bayramını kutladı. Omuz omuza, kolkola, eğlenerek, coşkuyla, bayraklarını sallayarak, türküsünü söyleyerek. 0-4 yaş arasında çocukların anneleriyle yazışmalar yapıldı şu anda meclisin gündeminde. Tarım alanlarına çalışma başlattık. Örnekköy çalışmasını başlattık Pendik Göçbeyli köyünde.

Sütü neden İzmir'den alıyorsunuz?

- Şu anda Tekirdağ, Kırklareli ile konuşuyoruz. Önce İstanbul'un çifçisi. Komşu illeri de sürecin içine katan sistemle süt alımını bu yakın coğrafyadan gerçekleştireceğiz. Ulaşım fiyatlarıyla ilgili indirimlerimiz yapıldı. Öğrenci indirim bizim sayemizde oldu.

Su için indirim yapacağız dediniz. Miktarı AK Parti indirdi. Şimdi suya zam yapacağınız söyleniyor. Suya zam niye yapılıyor? İndirim niye, zam niye?

- Milyonlarca arabaya, posta kutusuna konuldu. Bu nasıl propaganda, çok komik. Biz dedik ki, toplumun suyla ilgili hassasiyeti var, ekmekle olduğu gibi. Biz Türkiye'nin en ucuz halk ekmek dağıtımını yapıyoruz. Zarar etmememize rağmen. Fakiri fukarayı sübvanse ediyoruz. Şu anda toplumun hassas alanlarını desteklemek durumundayız. Şubat, Mart'ta suyun fiyatını dengelemek durumundayız. Arkadaşlarımız yarın İSKİ genel kurulunda tartışılacak. Suyu az ve öz kullanan, ki bunlar dar gelirli aileler indirimden az faydalandılar, çok kullananlar, işyerleri çok indirimden faydalandılar. Şu an İSKİ'nin bütçesinin ciddi bir kısmı enerji. Türkiye'deki elektrik, doğalgaz, yakıt zammı ortada. Hiçbir zammın kaynağı büyükşehir belediyesi olma şansı yok. Konuştuğumuz şey yüzde 20 civarında zam. Bu zam olmadan İSKİ yatırım yapamaz. Türkiye'de zam olmasın biz de yapmayalım. Bugün yapılan su zammı normal bir zamdır. Talep edilen zammın da altında bir oranda yapılmaktadır.

Adaylığınız süresince israf dediniz. Gereksiz makam aracı olduğunu söylediniz. Sonra da Yenikapı'ya bin küsur araç getirdiniz. Topumun bir kısmında en azından muhalif kesimler 'bu kadar mıydı' diye sordu. Bir miktar da lüks araç vardı. Niye umduğunuz kadar lüks araç çıkmadı? Yine Yenikapı manzarası tatminkar bir manzara gibi görünmedi?

- Bazı medya kuruluşları ne yazık ki iyi bir algı yönettiğini düşünürken aslında toplumun manevi değerlerine zarar veriyor. İsrafın küçüğü, büyüğü olmaz. Kamu malına zarar getiriyorsan küçüğü büyüğü yok. 1250 araç az mı? Allah'tan kork derler. Beylikdüzü Belediyesi'nin toplam araç sayısı 250-300. Biz biliyoruz o lüks arabalarının ne olduğunu, o lüks arabaların nereye dağıldığını, nasıl değiştirildiğini biz biliyoruz. İsrafla bu toplumu yüzleştireceğiz. O bilgiyi vereceğiz, toplum etkilenecek ve hesap soracak. 1250 aracın Yenikapı'da sergilenen kısmı 750 taneydi. Ara dönemde 500 küsur iade edilmiş.  Neticede kamu yıllık 60-70 milyon lira civarında tasarruf etti. Eski parayla trilyon. Biz israfı ortaya koyduk. Hem iştiraklerde hem de İBB'nin kurumsal yapısıyla azaltılmış, tasarruf edilmiş şekliyle ihaleleri çıkıldı.

Yeni araç alımı için ihaleye çıkıldığı iddiası...

- Öyle bir şey yok. Halk süt için 60 tane araç ihalesi yaptık. Lazımsa onu alacağız, partiye, ona, buna dağıtmayacağım.