Yerli otomobilde neden bir ‘babayiğit’ çıkmaz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün katıldığı TÜSİAD YİK toplantısında sözü yerli otomobil üretimine getirerek, “Yerli otomobil konusunda arzu ettiğimiz neticeye ulaşamamış olmaktan ben üzüntü duyuyorum. TÜSİAD üyelerinden bu konuda cesaretli bir atılım bekliyorum. Ve bunu TÜSİAD üyeleri yapar. Eğer şu salondan bir babayiğit çıkartamıyorsak dükkanı kapatıp gitmemiz lazım” dedi.

Malumunuz üzere Türkiye bir süredir yerli otomobil üretme konusunda çalışma yürütüyor, AKP bu konuyu ‘gurur meselesi’ yapmış durumda. Ancak bugüne kadar yapılan “Yerli otomobili üretecek babayiğit” çağrılarına iş dünyası yanıt vermiş değil.

Bu gidişle aranan babayiğidi de bulmak zor. Öncelikle rakamlara bakalım. Geçtiğimiz günlerde Autoshow’un açılışında konuşan Otomobil Distribütörleri Derneği Başkanı Mustafa Bayraktar, bir ülkede herhangi bir sektörün güçlü olabilmesi için iç talebin güçlü olması gerektiğine vurgu yaptı. Burada bir parantez açıp Autoshow’la ilgili küçük bir bilgi vereyim. Ülkenin en çok istihdam sağlayan, en çok vergi veren ve en çok ihracat yapan sektörünün en büyük etkinliğinin açılışında iki bakan yardımcısı dışında kimse yoktu. Bakan yardımcılarından biri akademik geçmişinden söz etti, diğeri de otomobil sektörünün güçlülüğüne vurgu yapan genel geçer bir konuşma yaptı. Geçmiş yıllarda tam bir gövde gösterisi olan Autoshow’ların açılışını bakanlar, başbakanlar yapardı…

Bayraktar’ın konuşmasına yani iç pazarın güçlü olması gerektiği konusuna dönelim. Türkiye’de otomotiv sektörünün yurtiçi satışlarının artış grafiği düşüyor. Örneğin 2016 yılında otomobil ve hafif ticari araç pazarı, sadece yüzde 1.62 arttı. Otomobil satışları 2015’e göre yüzde 4.3 oranında artarak 756 bin 938 adet oldu. Burada yine bir parantez açalım, satışların yüzde 4 civarında artmasını sağlayan etken, hükümetin 2017 yılı itibarıyla getireceği ek vergiler oldu. Yani 2017 yılında araç almayı planlayanlar, bu işi 2016 Aralık ayında yaptı. Zaten bu yılın satışlarındaki düşüş de bunu gösteriyor. Çünkü 2017’nin ilk dört ayında otomobil ve hafif ticari araç pazarı, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8.4 azalarak 232 bin adede düştü. Bu rakam, 2016 yılı dört aylık döneminde 253 bin 373’tü. Zaten sektör de bu yıl en az yüzde 10 düzeyinde bir daralma bekliyor.

Kısaca iç tüketimin giderek düştüğü bir ortamda, hangi babayiğit çıkıp yatırım miktarı çok fazla olan otomobil sektörüne girsin. Erdoğan’ın TÜSİAD toplantısında seslendiği isimlerin çoğu zaten otomotiv sektöründe uzun yıllardır faaliyet gösteriyor. TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan, Honda’nın ortağıydı, 2003 yılında bu ortaklıktan ayrıldı. Koç Grubu, Ford ve Tofaş’ı yıllardır Türkiye’de üretiyor. AKP ile yakın ilişkisi olan Ali Kibar, Hyundai ile sektörde faaliyet gösteriyor. Doğuş Grubu, temsilciliğini yaptığı Volkswagen’i uzun zaman Türkiye’de yatırım yapmaya ikna etmeye çalıştı, olmadı. Hala Türkiye’nin en çok satan markalarının temsilciliğini yaparken milli otomobil işine girmeleri çok zor. Sabancı Grubu derseniz, Toyota’yı Türkiye’ye getirdi ardından ortaklıktan ayrıldı.

Geriye AKP’ye yakınlıkları ile bilinen iş adamları kalıyor. Kim olabilir? Ethem Sancak mı? Sancak, BMC’yi satın almıştı, şirketin hali ortadı! Köprü ya da otoyol yapan müteahhitlerin sanayici geçmişleri olmadığı için çok ayrı bir alan olan otomobil üretimine soyunmaları da hayalcilik olur.

Zaten tamamen doymuş, marka kültürünün oturmuş olduğu bir dönemde “milli otomobil” üretmek akılcı bir yatırım olmaz. Kilit parçalarını ithal edeceğin bir otomobil de zaten yerli olmaz!

Önceki ve Sonraki Yazılar