İstanbul ÖHO şoförlerinin kâbusu: Gülbağ son durak

İstanbul ÖHO şoförlerinin kâbusu: Gülbağ son durak

İstanbul’un toplu taşımacılık sorunun çözümünde önemli bir yere sahip olan özel halk otobüsleri, halen 2048 araç ile hizmet veriyor ve yaklaşık 1 milyon yolcu taşıyor.

YURT Gazetesi-Ali AVCU/ Özel halk otobüsü işletmesi, 1985 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin (UKOME) kararıyla İETT’nin yönetim, yürütüm ve denetimine bırakılmış. İETT tarafından hazırlanan bir yönerge kapsamında çalıştırılan özel halk otobüsü işleticileri, 1992 yılında kurumlaşmayı hedeflemiş ve şirketleşme yoluna gitmişler. Böylece İstanbul Özel Halk Otobüsleri (ÖHO) Anonim Şirketi kurulmuş.

 
İstanbul gibi, dünyanın birçok ülkesinden daha kalabalık nüfusu barındıran bir metropolde, çözüm için önemli projeler uygulansa da trafik hala en önemli sorunların başında geliyor. Özellikle çarpık kentleşme sonucu ortaya çıkan daracık cadde ve sokaklar, sürücüler için adeta cehennem labirenti. Otomobiller ve küçük ticari araçlar için dahi önemli olan bu soruna bir de bilhassa toplu taşımacılık yapan büyük araç/otobüs sürücülerinin gözüyle baktığımızda durum daha da içinden çıkılmaz hal alıyor.


66 Gülbağ-Eminönü Hattı


ÖHO şoförlerinin sorunları çok; deyim yerindeyse, “bir dokun, bin ah işit.”  Yukarıda sözünü ettiğimiz 2 bin 48 ÖHO, İstanbul’un değişik hatlarında dönüşümlü olarak çalışıyor. Otobüs şoförlerinin 8 saat mesai yaptığını düşündüğümüzde, basit bir hesapla 4 bin 96 ÖHO sürücüsü, dönüşümlü olarak İstanbul’un tüm ÖHO hatlarında direksiyon sallıyor.
Gülbağ Son Durak, Şişli’nin Mecidiyeköy semti sınırları içinde yer alıyor.  Hatlarda dönüşümlü çalışan şoförler için sıra 66 nolu Gülbağ-Eminönü hattına geldiğinde kâbus, daha Mecidiyeköy Viyadüğünün altında, Büyükdere Caddesinden girişte başlıyor. Adı her ne kadar cadde de olsa daracık sokaklar, duyarsız sürücülerin de araçlarını park etmesiyle ÖHO şoförleri için korku tüneline dönüşüyor. Gülbağ Son Durak’a kadar olan iki duraklık mesafe, ÖHO şoförleri için bir işkence oluyor. Aynı durum, son duraktan Büyükdere Caddesine çıkarken de geçerli. 
Aslında ÖHO şoförleri buna şükrediyor. Çünkü asıl sorun; Gülbağ Son Durak. Haliyle İETT tarafından burası, otobüslerin manevra yapabilmesi için belirlenmiş ve bir de tabela konulmuş oraya “İETT Otobüsleri Manevra Alanı” yazılı. Ama duyarsız sürücüler, tapulu otoparklarıymış gibi kullanıyor bu alanı. ÖHO şoförleri gündüzleri, sıkıntılı olsa da seferlerini yapıyorlar, aksatmadan. Ama akşam saat 20.00’den sonra yolcularını iki durak yukarıda indirmek zorunda kalıyorlar, İETT Manevra Alanı tamamen açık otoparka dönüştüğü için. Yaşlıymış, hastaymış, çocukmuş fark etmez, iki durak yukarıda iniyor yolcu. Çünkü Gülbağ Son Durak’a vardığında otobüsün geri çıkma şansı yok, ne yazık ki. Benzeri durum sabah seferlerinin başladığı 06.00’dan 08.00’e kadar da geçerli. 


Arif Emecan, 66’ncı hatta da empati yapın


İETT Genel Müdürü Arif Emecan’ı, geçtiğimiz Ekim ayında medyada çıkan “İETT Genel Müdürü Empati Haftası Uygulaması İçin Otobüse Bindi” haberleriyle tanıyorum. Güzel bir uygulama, kutlamak gerek kendisini. Ama bu empati uygulamasını sadece İETT otobüslerinde değil, ÖHO’lar için de yapsa keşke! Sayın Emecan, bir zahmet bu soruna da bir el atıverseniz…


Bir çağrı da Şişli Kaymakam Vekiline


Şişli Kaymakamı ve Şişli Belediye Başkanı ile Şişli Emniyet Müdürü’ne çağrı yapmayı dahi “abesle iştigal” olarak görüyorum. Zira gerek ÖHO şoförlerinin, gerek yolcuların gerekse Gülbağ Son Durak civarı sakinlerinin şikâyetlerine kulaklarını tıkamışlar. Biz de “Yurt’un Sesi”nde defalarca Halaskargazi Caddesi esnafı ve çevre sakinlerinin şikâyetlerini yansıtmıştık. Nedense burunlarının dibindeki, koltuklarından kalkıp pencereden tanık olabilecekleri sorunu çözmeye yönelik çabalarını da görmedik. 


Sayın Emecan, 66 Gülbağ–Eminönü hattında Gülbağ Son Durak sorununa belki siz çözersiniz, ne dersiniz?