TMMOB: Sorumluluktan kaçmak için 'ocak kaçak' diyorlar
Maden Mühendisleri Odası, Şırnak’ta göçüğün yaşandığı ocağın kaçak olmadığını ve hükümetin sorumluluktan kaçmak için ‘kaçak’ dediğini açıkladı.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel, göçük nedeniyle 7 işçinin öldüğü Şırnak’taki kömür ocağıyla ilgili yaptığı açıklamada, "Şırnak'taki bu ocak yıllardır Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından özel sektöre ihale usulü veriliyor. 2017 yılının Mart'ında en son ihale yapıldı ve özel bir firma işi aldı" dedi. Yüksel, yetkililerin "Bu ocak kaçak" deyip, sorumluluktan sıyrılmaya çalıştıklarını öne sürdü.
Şırnak’taki kömür madeni ocağında meydana gelen göçük nedeniyle 7 maden işçisinin hayatını kaybetmesi ve 1 işçinin ağır yaralanmasıyla ilgili açıklama yapan TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel, tüm uyarılara karşın kazaların sonlanmadığını söyledi. 3 yıl önce, Soma'da 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği facianın davası için İzmir'den Akhisar'a gittikleri sırada, Şırnak'taki aynı maden ocağında benzer bir kazanın yaşandığını hatırlatan Yüksel, "Biz ‘Soma faciası milat olsun’ dedik. Ancak ne yazık ki 3 yıl öncesinin tekrarı yaşanıyor. 3 yıl önce tam bu zamanlar Şırnak’ta aynı madende 5 maden emekçisi yaşamını kaybetmişti. Tüm uyarılara rağmen başta iktidar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Maden İşleri Genel Müdürlüğü olmak üzere tüm yetkili makamlar bilim ve teknolojiyi reddetti. Ne yazık ki aynı facialar yaşanıyor. Bu kazalara politik nedenler, özelleştirme ve taşeronlaştırma ile birlikte denetimsizlik neden oluyor. Şırnak’taki bu ocak yıllardır Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından özel sektöre ihale usulü veriliyor. 2017 yılının Mart'ında en son ihale yapıldı ve özel bir firma işi aldı" diye konuştu.
'İŞLER YOLUNDAYKEN TAŞERON KAZA OLUNCA KAÇAK'
Madencilikte taşeronlaştırmanın çok yaygın olduğunu belirten Yüksel, "İşler yolundayken orada çalışanlara taşeron deniyor. Kaza olunca 'kaçak üretim yapıyor' deniyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, kaza yaşanan bu ocağın 2013 yılında kapatıldığını açıkladı. Ancak 2017 yılında yine kamu kurumu tarafından ihale edilmiş. Kaza varsa bilim ve teknik açıdan ihmal vardır. Ocağın fotoğraflarına baktığınızda ocağın güvenli olmadığı çok açık. Bırakın üretimi ocağa hiç yaklaşılmaması gerekiyor. Bir tarafta su birikintileri, bir tarafta yüksek şevler, kontrolü yapılmayan çalışma alanları var. Oysa bu ocağın 1 kilometre yakınında bir kontrol noktası var. Kömür işletmelerinin kantarından bu kömürler geçiyor. Bölgede çalışan işyerlerine satılıyor. Hatta yerelden bize gelen duyumlara göre, bu kömürler resmi kurumlara satılıyor. Üretilirken kaçak, satılırken nasıl yasal oluyor? Bu ocak 'kaçak' deyip yetkililerin sorumluluktan sıyrılmaya çalışması kabul edilemez. Bu ocak kaçak olsa resmi kurum ihale edemez" dedi.
Türkiye’de son yıllarda tehlikeli görünen birçok ocağın tedbir alınmak üzere kapatıldığını, ancak kamu kurumlarının 'kapattık' demesine karşın üretimin devam ettiğini belirten Yüksel, "Kapatma kararlarını uygulayacak kaymakamlıktır, valiliktir, polislerdir. Kapatılınca üretimin de durdurulması gerekir. Üretim durdurulmadıktan sonra çalışmaların devam etmesi çok daha tehlikeli, çünkü gözetimden de uzak oluyor" diye konuştu.