Yarın 15 Haziran 2016, oysa daha dün gibi seni yitireli on altı yıl geçmiş aradan. İzmir aşığı, İzmir sevdalısı büyük başkanım.

Senin adını, sana olan sevgisini yüreğine kazımış İzmirliler, İzmir’i sevenler, sana gönül verenler bir kez daha minnetle, saygıyla, özlemle, sevgiyle kimimiz mezarın başında, kimimiz olduğumuz yerde anacağız.

Duygularımı, düşüncelerimi nasıl anlatabilirim kelimeler yetmez, cümlelere sığmaz. Hangisini, nasıl söylesem? Mutlaka eksikler olacaktır. Hoşgörüne sığınıp bir kaçını paylaşmak isterim.

İzmir’i Türkiye’nin yıldızı yapacağız diyenlere, İzmir’i Akdeniz’in yıldızı yapacağız diyerek koyduğun vizyon farkını mı?

Kısa sürede gerçekleştirdiğin, İzmir’i farklı kılan projelerini mi? Hangisini anlatsam…

Yıllardır körfez ve Meles’teki koku ile yaşayan İzmirlileri; körfezi temizleyip, kokuyu yok edip Kordon’un yeşili, körfezin mavisi ile buluşturmanı mı? Yağmur sularını kapalı sisteme alıp, şiddetli yağışlarda kenti sel basmasını önlediğini mi? Aliağa– Menderes demiryolu hattının metro standardına yükseltilmesi için gösterdiğin çaba, imzaladığın protokolü mü?

2005 Universiade Gençlik Oyunları’nın İzmir’e alınmasını sağlayışını mı? Bostanlı rekreasyon alanı, Karşıyaka sahil düzenlemesi, Kordon rekreasyon alanı düzenlemesi, Pasaportta seyir teraslarının yapımı ve sahil düzenlemesi, İnciraltı kent ormanı, Narlıdere sahil evleri kıyı düzenlemesi, Güzelbahçe sahil düzenlemesi, Konak meydan düzenlemesini mi?

Kentin her yerinde parklar, yeşil alan düzenlemeleri ile İzmir de beş yılda yapılan 1,5 milyon metrekare yeşil alan ile oluşan, çimlerinin üzerinde oturulmasını istediğin daha yeşil İzmir’i mi? Ulaşımda kısa sürede gerçekleştirilen entegrasyon projesi ile kesintisiz 24 saat sağlanan vapur ve otobüs seferlerini mi, ilk klimalı otobüslerin hizmete alınmasını, deniz ulaşımının artması için alınan vapurları, Bayraklı, Göztepe, Bostanlı, Güzelbahçe’de yeni yapılan iskeleleri mi?

Belediye olanakları ile yasal düzenleme olmamasına karşın ilkokul, ortaokul, lise binalarının onarılmasını, ihtiyacı olan okullara laboratuvarlar yapılmasını mı? Eşrefpaşa hastanesinden ücretsiz yaptırılan sağlık taramaları, göz muayeneleri, diş tedavileri, ameliyatları mı? Süt projesi kapsamında; ilkokul öğrencilerine ücretsiz dağıtılan sütleri mi? Engelliler için yapılan sosyal mekânları mı?

Göztepe, Karşıyaka, Altay, Altınordu, İzmirspor, Bucaspor’a, İzmir’deki tüm amatör sporlara yapılan yardımları mı, her ilçede yaptırılıp ilçe belediyesinin kullanımına bırakılan kapalı spor salonlarını mı?

İzmir’i fuarlar- kongreler kenti yapabilmek için, Kültürpark’ta yapılan düzenlemeleri, bugün de kullanılan kapalı hollerin yapılmasını mı?

Adnan Saygun Sanat Merkezi projesi, Sasalı Doğal Yaşam Parkı, Havagazı fabrikası restorasyon projesi,

Fuar içerisinde yapılan kent müzesini mi? Kentin tarihinin bilinmesi, kentlilik bilincinin gelişmesi için ölümünden sonra adı verilen Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesini mi?

Çevre semtlere hizmet için oluşturulan seyyar kütüphaneleri, gezici tiyatroları, yaz sinemalarını mı?

Eşiniz mine Piriştina ile gecekonduları ziyaretleriniz, huzurevi sakinlerine verdiğiniz değer mi? Kederde kıvançta her şeyde, halkla iç içe oluşunuz mu? Kültür ve sanattaki birikiminizi mi? Yazarlara, ressamlara, karikatüristlere, şairlere, sanatçılara verdiğiniz değeri mi? Ekonomik bilginizin derinliğini mi? İyi bir ticaret insanı olmanıza rağmen, İzmir’in tacirlere pazarlanmasına, Kentsel dokusunun bozulmasına neden olacak imar düzenlemelerine izin vermeyen karşı duruşunu mu?

Görüntü kirliliğine neden olan ilan reklam panolarını kaldırttırışını mı? Kent siluetini bozacak yüksek yapılara izin vermeyişinizi mi? Siyasi çizginizdeki net kararlı duruşunu mu? Halkın çıkarlarını, İzmir’in menfaatlerini her zaman ön planda tutuşunu mu? Reklamdan, popülist yaklaşımlardan uzak durduğunu mu? Siyasi tartışmalarda sözde değil, gerçekte tarafsız duruşunu mu? Reklamsız, sade, yalın yaşadığınızı mı? Toplumsal örgütlenmeye verdiğiniz önemi mi? Kente hizmet etmiş tüm belediye başkanlarına gösterdiğiniz saygı ve sevgiyi mi?

Eleştirilere olan tahammülünüzü, mizahtaki derinliğinizi mi? Personelinize verdiğiniz değeri mi? Cezaevi çalışanlarına, mahkûm ailelerine verdiğiniz desteği mi? Barışçı, dostça yönetim anlayışınızı, kavgadan uzak duruşunu mu? Muhtarlarla birlikte yerinde sorunları tespit ve çözme anlayışınızı mı? Sivil toplum örgütleri, meslek odalarıyla yaptığınız eş güdüm çalışmaları, verdiğiniz değerimi?

Kenti ortak akılla yönetim anlayışınızı mı? Ben değil birlikte yapıyoruz deyişinizi mi? Çalışma arkadaşlarına verdiğiniz önemi ve ekibinize sahip çıkışınızı mı? Doğrunun kalesi yıkılmaz diye gürleyişini. Dürüstlüğünü mü?

Hangisini anlatsam sayfalar tutar?

Ama bunların hepsiydin büyük başkanım… İzmir sevdalısı, İzmir’in efsane başkanı… Işıklar içerisinde uyu…

Not: okul onarımı, sağlık taraması, süt dağıtımı 2004 seçimlerinden ve Ahmet Piriştina’nın vefatından sonra “yasal” hale getirilmiştir