Anayasa ne kadar yürürlükte?

Önceden izin almaksızın toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, özel hayatın gizliliği, konut dokunulmazlığı, haberleşme ve seyahat özgürlüğü...
Anayasa'da sayılan bu hakların ne kadarı yürürlükte?
Ülkenin her yanında aynı biçimde, aynı zamanda geçerli mi?
Elbette hayır...
Dahası Güneydoğu'da kimi ilçelerde Anayasa ciddi biçimde askıda...
Valiler tarafından ilan edilen sokağa çıkma yasakları ve askeri güvenlik bölgeleri Anayasa'nın askıya alınmasından başka bir şey değil...
Valiler bundan 66 yıl önce çıkarılan İl İdaresi Kanunu'nun 11. maddesinde yer alan bir  fıkraya dayanıyor.
O fıkra"Vali, il sınırları içinde huzur ve güvenliği, kişi dokunulmazlığını, kamu esenliğinin sağlanması için gerekli tedbirleri alır" diyor. 
Yasa  "sokağa çıkma yasağından" söz etmiyor.
Önemi yok!
Kamu yöneticilerinin durumdan vazife çıkararak kendi kendilerine valilerin böyle bir yetkisi olduğunu düşünüyor.
Türkiye'de sokağa çıkma yasağı uygulamak "olağanüstü hal" ya da "sıkıyönetim" ilanında bile o kadar kolay değil.
Eğer bir hukuk devletinde yaşıyorsak, bunun dışında yasayı yorumlayarak sokağa çıkma yasağı ilan etmenin ciddi sonuçları olmalı.
Çünkü Anayasa'nın temel hak ve özgürlüklere getirilen sınırlar için aradığı özüne dokunmama, zorunluluk gibi şartlar bu yorumda yer almıyor.
Valiler sadece sokağa çıkma yasağı ilan etmekle kalmıyor.
İşin bir de "askeri güvenlik bölgeleri" faslı var.
Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu'nun 32. maddesi Genelkurmay ya da İçişleri Bakanlığı'nın isteği üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile "askeri veya özel güvenlik bölgesi" ilan edilmesine olanak sağlıyor. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde valiler, 15 güne kadar özel güvenlik bölgesi ilan edebiliyor.
Peki yasa 15 gün süreyle bu hakkı tanırken valiler nasıl oluyor da 6 ay süreyle askeri özel güvenlik bölgesi ilan edebiliyor?
Şapkadan çıkan bu hukuk tavşanının ardında Temmuz ve Ağustos aylarında Bakanlar Kurulu tarafından alınan dört ayrı "karar" var.
Örneğin 2015/8058 sayılı Bakanlar Kurulu kararı... Boşuna aramayın, bulunmuyor, çünkü gizli...
Bu "gizli" kararla Bakanlar Kurulu, askeri özel güvenlik bölgesini kendisi ilan etmiyor. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde valiliklerin yetkisini 15 günden altı aya çıkarıyor.
"E Anayasa, yasa" diye sormayın. "Terörle mücadele" deyince sadece akan sular değil, Anayasa'nın ancak belli konularda, özüne dokunulmaksızın "kanunla sınırlanabileceğini" söylediği temel haklar "bütün olarak" durduruluyor.
Sınırlama yok, çünkü hak yok!
Valilik kararı ile Anayasa askıya alınıyor... Bakanlar Kurulu, aslında kendisinde olduğu bile şüpheli ve hukuken hayli tartışmalı bir yetkiyi "valilere" dağıtıyor.
Bu koşullarda İçişleri Bakanlığı dışındaki askeri birliklerin operasyonlara katılması da ciddi bir hukuk ihlali anlamına geliyor.
Bu sorumluluğu olan herkese gelecekte bir "yargı piyangosu" vurmasına yol açabilir.
Ayrıca yasal temelden yoksun operasyonlar, sokağa çıkma yasaklarının mağdurlarından başlayarak hakları askıya alınan, göç etmek zorunda kalan herkese neredeyse sonsuz sayıda dava açma olanağı sağlıyor.
Çünkü sadece Anayasa değil, anayasal değerde olan uluslararası sözleşmeler de "valiler tarafından alınan sokağa çıkma yasaklarıyla" alenen çiğneniyor.
Peki neden olağanüstü hal ya da sıkıyönetim ilan edilmiyor da, bu tür hukuk şeytanlıklarına baş vuruluyor?
Sıkıyönetim ilanında yetki "askerlerde". Olağanüstü hal ilanında ise yetki sivillerde...
Fakat her iki durumda da Meclisin devreye girerek onay vermesi şart.
Mevcut fiili olağanüstü hal durumunu, kağıt üzerinde de olsa resmi "olağanüstü hal" rejimine çevirmek iktidarın demokrasiye ilişkin bütün "argümanlarının" havada kalması anlamına geliyor.
Her iki seçenek de Meclis'te çoğunluğa sahip iktidar partisi için içeride de dışarıda da "kötü bir referans" demek.
Ayrıca Meclis'ten böyle bir kararı geçirmek de o kadar kolay değil.
Diyarbakır Barosu'ndan iki avukatın Danıştay ve Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvurular "valilerin sıkıyönetimini" her an kağıt üzerinde bırakabilir...
O zaman kağıt üzerinde kalan "kararlarları" alan valiler de bu kararları uygulayanlar da "yasa dışında" kalır...
Olmaz demeyin...

Önceki ve Sonraki Yazılar