Beykoz Konakları'nda ne oldu?

Kimse kimseye haksızlık etmesin! Geçmiş DSP hükümetlerinin Başbakan Yardımcılarından Hüsamettin Özkan'ın, Beykoz Konakları'ndaki evinde bazı siyasi toplantılar yaptığı; bu toplantılarda Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile Aydın Doğan ve Mustafa Koç'un bir araya geldiği haberleri yeni değil... Güya bu isimler, Mustafa Sarıgül'ün CHP'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını örgütlemeye çalışıyor...

Oysa yakın tanıyanlar iyi bilir... Hüsamettin Özkan'ın Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan ile uzun yıllara dayanan bir dostluğu var... Aynı şekilde, Mustafa Sarıgül ile de... Özkan'ın, Mustafa Koç ile olan diyaloğu da “siyasetçi- iş dünyası ilişkileri” çerçevesinde yadırganacak bir durum değildir...

Geçen gün Sayın Özkan'la konuştum... Adı geçen isimlerle her zaman bir araya geldiğini söyledi. Hatta Aydın Bey (Doğan) ile her hafta görüştüklerini... Mustafa Sarıgül ile de aynı şekilde... Ancak Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç ile iki aydır görüşmediğini anlattı.

Hüsamettin Bey; adı geçen isimlerin zaman zaman bir araya geldiğini de doğruladı. Özkan'a göre bu toplantılar, 'özel' ya da 'gizli' değildi... Ve Özkan dedi ki; “Ben herkesle bir araya gelirim, Sayın Kılıçdaroğlu ile de görüşürüm Sayın Baykal ile de... Bütün işadamlarıyla da...”

İşin siyasi boyutuna gelince... Şimdi düşünün... Bir araya gelen bu isimler yemekte ne konuşabilir ya da ne konuşmuş olabilirler? Her halde birbirlerine “daha daha nasılsınız?” diyecek halleri yok. Çok doğaldır ki Türkiye'nin geleceği adına, durum tespiti yapacak ve birbirlerinin düşüncelerini paylaşacaklardır. Ayakkabı boyacısının “Ben Başbakan olsaydım, şunu şunu yapardım” dediği bir ülkede, elbetteki bu isimler de siyaset konuşacaktır. Konuşmalıdır da üstelik. Bundan doğal ne olabilir? Dolayısıyla bu toplantılara özel ve gizli damgasını vurmak, öküzün altında buzağı aramaktır.

Allah aşkına adı geçen bu isimlerin böyle bir misyonu ve hakkı olabilir mi? Hayır, böyle bir komplo teorisine kargalar bile güler. Bu tamamıyla, CHP'yi yeniden dizayn etmeye çalışanların densizliğidir. Ve haksızlığın dik âlâsıdır. Hem bu isimlerin tümüne, hem Kemal Kılıçdaroğlu'na hem CHP'ye hem de bu ülkeye karşı bir haksızlık!

Bunu bilir bunu söylerim!

Önceki ve Sonraki Yazılar