Süleyman Karan

Süleyman Karan

Bi Biskrem versem!

Bir saçmalıklar diyarı olarak Yeni Türkiye, her gün kendini aşmaya devam ediyor. ‘Kanada Salamı’ gibi siyasi komediler taş çıkartacak abukluklar, en ağır paranoid şizofrenlerin bile aklının almayacağı komplo teorileri, beyin yakan eylemler olmaksızın bir gün bile geçmiyor. Yeryüzünde, bu kadar düşüklüğün, bu kadar akıldışılığın, bu denli meczupluğun yaşandığı bir toprak parçası var mıdır, pek sanmıyorum. Varsa da Haiti’deki vudu büyücülerinde ya da Kongo’daki uyuşturucu kullanan sözde gerilla katil sürülerinde böyle saçmalıklar gözlemlenebilir sanırım.

Bir gecede iki rezalet!

Dün, FETÖ diye tabir ettikleri örgütün basın-yayın çalışanlarından olduğunu iddia edilen 21 kişi tahliye edildi. Bunun üzerine, önüne gelene çemkiren, kendini cumhurbaşkanı sanan bir gazeteci müsveddesi, yargı mensuplarını tehdit etti. Ardından tahliye edilen bu kişilerden bir bölümü tekrar gözaltına alındı. Yani ‘küçücük’ bir gazeteci müsveddesi, sözde bağımsız ve tarafsız yargıyı, abuk sabuk bir karalamayla yönlendirebildi. Düşünün artık bir bakan böyle bir tavır alsaydı, tahliye edilenlerin başına neler gelirdi kim bilir?

Lümpen kurnazın kumpasları

Buraya kadar olanı artık alıştığımız, bu lümpen ve bayağı sistemin kindar tutumu olarak tanımlayabiliriz. İlk kez bunu yapmıyorlar, zira amaç tutukluya ve yakınlarına psikolojik işkence yapmak. ‘Sal, tekrar al, yakınları bir kez daha yıkılsın’ taktiği... Tekrar gözaltına alınan bu insanlardan nefret de edebilirsiniz, ancak mesele bu değil. Mesele Türkiye’de hukuk devleti olmaması, mesele bu ülkede 21’inci yüzyılda Osmanlı’da bile görülmemiş bir keyfiyetin iktidarda at oynatması!.. Aslına bakarsanız, bu aşırı sağ, gerici, yoz, gerekirse ırkçı, bir başka gün anti-emperyalist, bir gün ’yandan yandan devletçi’, öbür gün ‘rezilane liberal’ takılan bu ne idiğü belirsiz şey, bir siyaset tarzı falan değil, o sebeple bunlarla siyasi tartışma falan yapmak da gaflet. Yargının ne durumda olduğunu artık bu ülkenin yarısından çok daha fazlası biliyor. Ekonominin ekonomi kurallarına göre değil, günü kurtarmaya yönelik bir kurnaz bakkal hesabıyla ite kaka gittiğini de... Ortada ne bir üst, ne bir yan, ne tandem, ne de paralel bir aklın olmayıp, süzme akılsızlığın egemen olduğunu da...

Jelibonlar, gofretler ve darbe!

Bu sebeple ciddi tartışmalara girmek yerine, dün gece yarısı ortaya çıkan saçmalığın dibi olaylara gelelim. Şu ‘gofret’ ile ‘jelibonlar’ın darbe girişimine! Üst akıl da Çokoprens! ‘Çokoprens Yerli ve Milli Başkan’a Karşı’ adlı bir ‘bütün zamanların en saçma filmi’ne! Yandaş medyanın köşe yazarlarının ve bir grup AKP’linin sosyal medyadaki paylaşım saçmalıklarına ve ‘darbe paniği’ne hiç girmeyeceğim, bu gazeteye harcanan kağıda, dolayısıyla ağaca yazık. Ancak bu saçma sapan ‘reklam’ komedisini fırsat bilerek Türkiye’nin en büyük gıda firmasına çökme planlarını devreye sokmak için heyecana kapılan haramiler dikkatten kaçmamalı.

Haraminin masalları

Kısaca kumpas kurmak için pusuda bekleyenlerin ne yapmak istediklerini özetleyeyim. Sözü edilen bu gıda devi ve pek çok sektörde yatırımı bulunan grup, aynı zamanda ülkemizin en likit şirketi... Yayınık dağıtım ağıyla ürün dağıtımını gerçekleştiriyor, sürdürülebilir ve yüksek hacimli bir para girişi sağlıyor. Yani ağız sulandıracak kadar büyük ve kârlı.. Para çuval çuval... Bu şirket geçmişte AKP’nin finansal açıdan en büyük destekçilerinden biriyken, geniş tüketici profili sebebiyle pek açıktan siyasi olarak destek verme pozisyonuna girmedi. Üstüne üstlük, AKP içindeki ayrışmalar, özellikle de Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlıktan bir parti içi darbeyle alaşağı edilmesinden sonra, AKP kurmaylarıyla arası biraz daha açıldı. Zira Davutoğlu ile grubun başındaki işadamı çocukluk arkadaşı... Davutoğlu Ailesi ile bu grubun ailecek bağları var. Çok detaya girmeyelim.

Çokoprens’i yemek istiyorlar

İşte bu sebeple Çokoprens, Halley falan hep kara listede bir süreden beri... Yandaş sermaye lehine çeşitli oyunlarla rakip grupları köşeye sıkıştırma, batırma ya da suç atıp çökme taktiğiyle bugüne kadar pek çok sektörün liderliğini ele geçiren iktidar yandaşları için bu grup ballı börek... En büyük operasyonlarını yapıp, gıda sektöründe liderliği ele geçirmek gibi bir hayalleri var. Hatta bunun için bu gruba karşı bir başka grubu palazlandırıp duruyorlardı son iki yıldır. Bir kooperatif kuruluşundan yandaş bir gıda şirketi kurup büyük rakip haline getirmeye başlamışlardı. Hangi firma mı? Dün alelacele sosyal medyada bu grubu alenen hedef tahtasına oturan hangi firmaysa işte o firma...

Çubuk krakeri idam etmek!

Kumpas şu: Bir şekilde bu dev grup darbe ve FETÖ ile bağlantılandırılacak, bunun için pek çok provokatif haber yapılacak, sonra bir soruşturma, derken kayyım ile gruba çökülecek. Bir süre sonra da bu grup tüm malvarlıkları ve müthiş birikimiyle yandaş firmaya peşkeş çekilecek. Şimdi cuma gecesi Kısıklı’da toplanmanın, gofret yakmanın (daha doğrusu gofreti zıkkımlanıp paketini yakıyorlar), çubuk kraker asmanın, Çokoprens tokatlamanın ardındaki üst akılın ne menem bir köylü kurnazlığı olduğunu biraz çözebiliriz sanırım. Yalnız artık hinlik ve akılsız komploları o kadar ayyuka çıktı ki, bu operasyon o kadar da kolay olacağa benzemez. Berbat bir animasyondan darbe masallarıyla sürdürülebilir bir haramilik zor iş, ama emin olun deneyecekler. Bu sebeple bu saçma sapan komplo teorilerini yayıp, sermayeye çökmeye yol açmak için debelenen kim varsa, mutlaka itibarsızlaştırın! Karşınızdaki Sülün Osman’ın torunudur! O zırvaladıkça tek bir cevabınız olsun: Bi Biskrem versem!

Önceki ve Sonraki Yazılar