Tunus'ta halk demokrasi için ayaklandı, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin demokrasi düşmanı ve çağ dışı yönetimleri, muhaliflere milyarlarca dolar yardım etti. Askerler DARBE yaptı, ABD alkışladı, Bin Ali, Suudi Arabistan'da misafir edildi ve Müslüman Kardeşler iktidar oldu.

Mısır'da halk ayaklandı, aynı Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri muhaliflere milyarlarca dolar yardım etti. Orada da askerler DARBE yaptı, ABD alkışladı, Mübarek, Suudi Arabistan'a kaçacaktı ABD izin vermedi. İbret olsun diye Mübarek kafese konuldu ve Müslüman Kardeşler iktidar oldu.

Libya'da halk ayaklandı, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri muhaliflere milyarlarca dolar yardım etti ama Kaddafi direndi. Bunun üzerine NATO Libya'yı işgal etti, Kaddafi linç edilerek öldürüldü, Müslüman Kardeşler iktidar oldu.

Suriye'de halk ayaklandı, Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri, Türkiye ve ABD muhaliflere milyarlarca dolar yardım etti. Esad direndi, yardımlar para ile birlikte silah oldu, buna rağmen Müslüman Kardeşler iktidar olamadı. Bunun üzerine ABD'nin terörist olarak tanımladığı Kaide, Nusra ve benzeri radikal İslamcı gruplardan medet umuldu.

Bu sırada ABD; Yemen, Afganistan ve Pakistan'da pilotsuz casus uçakları ile Kaide yöneticilerini vurup duruyordu.

Sonra Mısır'da askerler 3 Temmuz'da DARBE yaptı ve Müslüman Kardeşler iktidarını devirdi.

Bir önceki DARBE'nin başkan yaptığı Mursi hapse atıldı, yeni DARBE ile birlikte eski başkan Mübarek hapisten çıktı.

Giden sürece bakılırsa Müslüman Kardeşlerin işi Mısır'da bitti. Sırada Tunus ve Libya var.

ABD DARBE'ye DARBE demedi ve kendisinin iktidara taşıdığı uyumlu Müslüman Mursi'nin devrilmesine tepki göstermedi. ABD'nin müttefiki Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri ( Katar hariç) DARBE'cilere bir gecede 12 milyar dolar verdi ve Müslüman Kardeşlere savaş ilan etti. Hepsinin müttefiki Başbakan Erdoğan ise DARBE'ye destek veren herkese çok ağır saldırdı.

Erdoğan Müslüman Kardeşlere sahip çıkan tek lider olarak ortada kaldı.

Mısır'daki DARBE ve Müslüman Kardeşler konusunda anlaşamayan ABD, Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri ve Türkiye, Suriye'deki Müslüman Kardeşler ve Kaide'ye yardım konusunda işbirliğine devam etti. Suudi krala söylemediğini bırakmayan Erdoğan konu Suriye olunca Davutoğlu'nu Cidde'ye göndermekte sakınca görmedi.

Bu arada hepsinin düşmanı Şii İran, DARBE'ye karşı çıkarak Müslüman Kardeşlere yapılan haksızlığa karşı olduğunu ilan etti. Aynı İran ABD, Suudi Arabistan, Türkiye ve Körfez ülkelerine karşı direnen Suriye'nin bölgedeki en önemli müttefiki ..

ABD, Suudi Arabistan ve Türkiye destekli Bahreyn yönetimine karşı ayaklanan ve Suudi tankları ile bastırılan Şii Bahreyn halkı şaşkına dönmüş durumda.

Sünni Hamas ise ABD ve İsrail'e düşman. Müslüman Kardeşleri deviren Mısırlı askerler ise Müslüman Kardeş Hamas'a karşı. Aynı Hamas iki yıl önce Esad'a karşı savaşan Türkiye , Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri ve ABD istiyor diye kendisini yaratan Suriye'ye karşı cephe almış ve vefasızlık örneği sergilemişti. Şimdi artık Türkiye hariç herkes Hamas'a karşı. Zavallı duruma düşen Hamas Amerika'nın Suriye'ye yönelik saldırısına karşı olduğunu söylüyor.

Aynı şeyi, saldırıyı destekleyen Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinden milyarlarca dolar alan DARBE'ci generaller söylüyor.

>>>DARBE'cilerin yanında duran ve Sünnilerin ideolojik merkezi olarak bilinen El-Ezher bile

"Suriye'ye saldıracak ABD, tüm Arap ve İslam âlemine saldırmış olacaktır" dedi.

Aynı şeyi, Suriye'nin düşmanlarına düşman olan İran'ın lideri Hamaney dedi.

Aynı Hamaney artık hiç kimsenin sevmediği Hamas'a da sahip çıkıyor. Çünkü Hamas, Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri ve Türkiye'nin müttefiki ABD ve İsrail'e kaşı.

Bu durumda Suriye'ye çullanan ülkeler dolaylı olarak İsrail işbirlikçisi oluyor. İsrail de İran ve Hizbullah destekli Esad'dan kurtulmak istiyor. Çünkü bu üçlü hep Filistin davasına sahip çıkıyor.

Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri ve Türkiye'nin stratejik müttefiki ABD ise yalnızca İsrail'i düşünüyor ve sahipleniyor..

Mısır halkı ise Suudi Arabistan DARBE'yi destekleyince oynanan oyunun farkına vardı.

Mısır'da yeniden bir anti- Amerikancı dalga yükseliyor.

Bu dalganın yükselip güçlenmesi ve Esad'ın iktidarda kalması ile bölgede çok şey değişebilir.

Yani yukarıda özetlemeye çalıştığım çelişkiler netleşebilir.

İşte bu nedenle Mısır DARBESİ çok ama çok önemli.

Bunun farkına varan ABD ve bölgesel müttefikleri acilen Mısır'ı Suriye'siz bırakmak istiyor. Çünkü Suriye olmadan Mısır ve Mısır olmadan Suriye olmaz.

Yavuz Selim bile 1516'da önce Suriye sonra Mısır'ı alarak halife olabilmişti.

Suriye'yi vuralım yaygarasının en önemli gerçeği budur.

Çünkü bu, herkesten önce Suriye destekli Hizbullah'tan kurtulmak isteyen İsrail için önemlidir.

Hem de çok.

Gerisi teferruat ya da bilmece bulmacadır!