Turnuvanın şüphesiz en güçlü favorilerinden Hırvatistan karşısına orta alanda teknik kapasitesi yüksek oyuncular Oğuzhan, Arda , selçuk İnan ve Hakan Çalhanoğlu ile başladı Fatih Terim. İlk yarının ilk 30 dakikasında pozisyon dahi üretemeyen milli takım, yaptığı paslarla en azından oyunun kontrolünü elinde tutmayı başardı. Rakip kaleyi özellikle Arda ile zorlamayı düşünen Terim için, Arda'nın kötü oyunu, tam bir hayal kırıklığı yaratmış olacak ki, ikinci yarı yaptığı Arda-Burak değişikliği hücumda az da olsa hareketlenmemizi sağladı. Caner ve Gökhan Gönül ilk 45 dakikada o kadar çok adam kaçırdılar ki, kaleyi gören şut attı. Modric'in 40. dakikada attığı golden sonra, direkten dönen iki top ve kullanamadıkları fırsatlar, Hırvatların farkı açmasına engel oldu. Milli takımımızın tempoyu yükseltmeyi istediği anlarda rakibin buna izin vermemesi, oyunu istediği gibi domine etmesi bizim sahadan puanla ayrılmamıza müsade etmedi. Oğuzhan'ın yerine oyuna giren Volkan Şen'in de ne yaptığını bilmez halleri gol arayan milli takıma çare olmadı. Sonuç ne? 1-0 yenik ayrıldık sahadan. Şükredelim bence. Hırvatların şanssızlığıdır bugün sahadan üç farklı mağlubiyetle ayrılmamamız. Kalite olarak bizden üç gömlek üstün bir takımla bu sonuç iyi bile. Yaptığımız baskıyla Hırvatlar zaman zaman bunaldıysa da, tecrübeleriyle üç puanı aldı, koydu cebine. Kazanmayı hak eden bir oyun oynamadık gerçekçi olalım. İspanya karşısında da bu futbolu ortaya koyarsak bu defa üç olur , demedi demeyin.