Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi 

Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. 

Kanuni Sultan Süleyman. 

İnsanlığın tarihsel serüveni şüphesiz basit bir süreçten öteye devinimsel olarak tanımlamak doğru olur. Sağlık tarihsel olarak ete-kemiğe bürünerek gelişmiş bir bilim dalı. İnsanlık tarihi bunun içinde gelişerek anlam bulmuş nesnel kategori olarak.  

Öznel olarak yaşadığım bir süreç var sağlığa dair! 

Kısa süre önce Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesinde Babam ameliyat oldu. Doğrusu sağlık sektörü noktasında çok fazla bilgim olmadığı gibi/ hastane süreçleri vb. nokta da işleyişe de vakıf değildim…  

Ancak işin içine girince öğreniyorsunuz… 

Hakkını teslim edelim Başta Prof. Dr Ahmet Murat Müslüman ve Baş hekim Prof. Dr. Mehmet Mesut Sönmez ziyadesiyle yardımcı oldular. Ameliyata giren Op. Dr. Şirzat Bek yılların deneyimiyle babamızın sağlığına kavuşmasına eşsiz bir katkısı oldu. 

Ne kadar eleştirilecek şey olsa da olumlu şeylerin de hakkını teslim etmek gerek.  

Elbette sağlık sektörün de özel/kamu da ciddi sorunları var… 

Sağlık hakkı yaşam hakkı gibi en başa yazılması gereken insan hakkıdır. Türkiye’de ise artık ne tek tek yurttaşların ne de toplumun sağlığını merkeze koyan bir sağlık sisteminden söz etmemiz mümkün değil tam olarak. Bu sadece mevcut hükümetle alakalı değil, bu durum güncel durumdan ziyade… 

Para kazanmayı esas alan, bunun için her yolu mübah gören, sağlık çalışanlarını bir makinanın dişlileri, hastaları da yolunması gereken müşteriler yerine koyan bir vahşilik düzeyin de! Özel sektör. Vahşilik diyorum çünkü, söz konusu olan insan hayatı ve sağlığı.  

Maalesef insan hayatı ve sağlığının ise bugün sadece değişim değeri olduğu ölçüde bir karşılığı var. 

Sağlık sisteminin geldiği yer açısından da bu böyle. Ancak kamu da hala ışık var ve devlet hastaneleri önemli ölçüde toplumsal sağlığa müdahil düzeyde.  

Eksileri / artıları ile kamuda sağlık kurumlarına yatırım olması durumunda sağlık sektörün de sorunlar önemli ölçüde çözülebilir düzeyde.