Bürokrasi AKP'nin sicilini temize mi çekiyor?

Türkiye, tarihinin en kritik seçimlerinden birini daha 21 gün sonra gerçekleştirecek.
Liderler il il dolaşıyor, ilk kez Cumhurbaşkanı da açılışları bahane edip eski partisine oy istiyor.
Dikkatler seçim meydanlarına yoğunlaşmış, siyaset sert polemiklere odaklanmışken Ankara’nın “bürokrasi koridorlarından” ilginç duyumlar, isimsiz ihbarlar geliyor.
Bürokrasi seçim dönemlerinde frene basar, sorumluluk almaktan kaçar.
Hiçbir belgeye imza atmaz, hiçbir ihaleyi sonuçlandırmaz, hiçbir talebi yerine getirmez.
Devletin çarkları yavaşlar, bürokratlar düşük yoğunluklu mesai dönemine girer, seçimden çıkacak iktidar tablosunun şekillenmesini beklerler.
En azından AKP iktidarına kadar böyleydi. Bugün devlet bürokrasisi AKP bürokrasisine
dönüştü.
AKP’den referansı olmayan devlet kapısında iş bulamaz oldu. Partizanlık aldı yürüdü...

***

13 yılda devlet kadroları AKP’lileştirildi. Memurundan en üst düzey bürokratına kadar fanatik partili kadroların önü açıldı.
İktidar partisine yakın duranlar, onun borazanını çalanlar yükseldi, basamakları üçer beşer atlayıp ya da doğrudan etkili mevkilere geldiler.
AKP’ye mesafeli duranlar, işini yapmaya çalışanlar görevden alındılar, ağır baskı gördüler, soruşturmalara uğrayıp, sürgün edildiler.
Gelinen noktada bürokrasi ile AKP adeta özdeşleşti. Yakasında ampul rozeti ile dolaşan üst düzey bürokratlar türedi...
Bakanlıklar ve bağlı kuruluşlar AKP’nin “arpalığı” yapılırken, etkili bürokratların bir bölümü “kılıfına uydurma” süreçlerinin gönüllü
uygulayıcılarına dönüştüler.
Siyasi iktidarın dayattığı haksız, hukuksuz, usulsüz uygulamaları emir telakki edip, “usulüne” uydurdular.
İkballerini AKP ile görüp, her talimatı harfiyen yerine getirdiler.
13 yıllık mutlak iktidarın nimetlerinden
faydalandıkça AKP’lileştiler.
AKP’lileştikçe iktidarın kural tanımaz,
kullanışlı aygıtlarına dönüştüler...

***

AKP’nin “partili” bürokratları bugünlerde ne yapıyor dersiniz? Frene basıp, seçim sonuçlarını bekliyor olabilirler mi?
Bürokrasinin derin koridorlarından gelen telefonlar, arka odalarda kulaklara fısıldanan hayli ilginç iddialara bakılırsa öyle yapmadıkları
anlaşılıyor.
AKP bürokrasinin çarkları geçmişte olduğu gibi ağırlaşmak yerine tüm hızı ile belge
öğütmeye dönüyor.
Meçhul bürokratın iddiası şu:
“AKP’nin iktidarı kaybetme ihtimali belirdi. Yukarıdan art arda talimatlar geldi. AKP’ye biat eden bürokratlara ‘Tüm işleri gözden geçirin, yarım kalanları tamamlayın, eksik gedik varsa usulüne uydurun’ denildi...”
“Usulüne uydurmanın” anlamı açık...
AKP iktidardan gidebileceğini hesaplayıp yeni gelen hükümete aleyhte kullanabileceği hiçbir belge bırakmak istemiyor...
Bu iddialar doğru ise vahim!
Meydanlarda hakkı, hukuku, adaleti, nepotizmi dilinden düşürmeyen Başbakan Davutoğlu buna ne diyecek?
Böyle bir talimattan bilgisi var mı? Yoksa
iş yine Saray’a mı uzanıyor?

***

Yandaş bürokratlara talimatları AKP’li bazı bakanlar vermiş olabilir mi?
Mesele sadece yarım kalan işlerin bitirilmesi midir yoksa yapılan bir “minare- kılıf”
operasyonu mudur?
Bakanlıklar, bağlı kuruluşlardaki kritik görevlerde bulunan bazı üst düzey bürokratlar bugünlerde ne yapmaktadır?
AKP’nin 13 yıllık bürokratik icra sicilini temize mi çekmektedirler? Hangi kurum, kuruluş, kişiler işin içindedir?
Hangi harcama kalemleri, ihaleler, anlaşma ve sözleşmeler buna dahildir?
Bir keskin soru da şudur:
Evrak imhası yapılmış mıdır?
Yapıldı ise içerikleri nedir ve bunlar tutanağa bağlanmış mıdır?
Bunlar arasında gizli, hizmete, kişiye özel belgeler; temsil giderleri dahil bazı harcama tutanakları, kişi ve özel kurumlara ait fişlemeler
var mıdır?
Örtülen, saklanan, kaçırılan, karartılmak istenen nedir?
Yapılan “açık kapatma, yolsuzluk ve usulsüzlükleri ortadan kaldırma”, telaşla “yangından
mal kaçırma” girişimi midir?
İddialar gerçek ise talimatı veren siyasetçi de bunu yerine getiren bürokrat da suç işlemiştir.
Suç tanımı en basit haliyle görevi ihmal, görevi kötüye kullanma ve suiistimaldir...
İki kişinin bildiği sır olmaz derler...
Özelikle de devlette...
Bürokratlar, kaynağını Anayasa’dan almayan bir devlet yetkisini kullanıp, hukuksuz emirleri yerine getiriyorlarsa bir gün hesap
sorulacağını da bilmedirler.

Önceki ve Sonraki Yazılar