Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Demokrasi tramvayından idam tramvayına…

İktidara yerleşilen “ustalık” döneminde hedef artık Başkanlık istasyonu.

Yani tramvay değiştirme zamanı.

Ama demokrasi raylarının üstünde gidilince yeni tramvay o raylarda tutunabilir mi?

Göreceğiz! Rayları değiştirmek belki zor değildir!

Aldatılarak olduğu söylenilse de, Fetö ile birlikte demokrasi tramvayıyla tam iktidar hedefine ulaşıldı.

(Bu arada, CHP nin 2006-7 yılında TBMM’ ine verdiği, o zamanlar daha ortak oldukları ve henüz  “muhterem hoca efendinin hizmet hareketi”  olarak adlandırılan Fetö cinayetleri ile ilgili zamanın Başbakanı ve İçişleri Bakanı ve sorumluları hakkındaki soruşturma önergelerini hatırlatmadan geçemeyeceğim)

FETÖ’nün siyasi ayağına şimdilik dokunamıyorlar. Dokunulsa bina çökecek, altında dokunanın kendisi, eşi, dostu kalacak muhtemelen.

PKK terörü, Suriye, Irak derken ve zaten FETÖ’cü siyasi yol arkadaşları sus pus olmuşken, maalesef PKK terörüne karşı gerekli kesin sert tavrı bir türlü gösteremeyen Meclis’teki 3. büyük parti HDP’li genel başkan ve birçok milletvekili derdest edilir.

Başkanlıkta ortaklık olmaz...

Fetö'cüler hainlik yaptılar, haklı olarak devlet bürokrasisinden tasfiye ediliyorlar ve şimdi yolculuk idam tramvayı ile başkanlığa…

Ancak;

İdam cezasının getirilmesi önce FETÖ’nün işine gelir. Zira hiç bir ülke idam cezası olan bir ülkeye hiç bir suçluyu iade etmez.

Hem idam cezası iste, hem de Fetö’nün başı görünen Gülen’in iadesini.

Bu mümkün değildir.

Pekâlâ, mümkün olmayan bir şey niçin istenir?

Yani FETÖ’yü gerçekten samimi olarak talep ediyorsan, şu idam sevdasından vazgeçmen gerekir.

Baş terörist Gülen’i bunca külfet ile isteyip durup yıllarca beklemek yerine,  gidip almak daha kolay değil mi hem?

Tabii, idam konusunu muhalefetin ve kamuoyunun MEŞGALE ÇEREZİ olarak düşünmüyorsanız!

Çerez ise, gerçekten pahalı bir çerez!

Kaldı ki sadece idam konusu bile, AB ile tüm üyelik görüşmelerini askıya alabilir!

Ara verilen demokratik gelişmeyi baltalayabilir.

Hem sehpa bir kuruldu mu, kimin boynuna nasipse artık!

Sonuçları hesaplanamaz boyutlarda.

Politik sistem olarak nereye gidiyoruz?

Avrupa’ya mı? , Ortadoğu’ya mı?

Barış, demokrasi, çağdaşlık, özgürlük mü?

Yoksa, savaş, kan, kaos, diktatörlük mü?

Varsa, yoksa başkanlık. Niçin bu kadar önemli?

Tarih göstermiştir ki, vakti gelince hiç kimseyi padişahlık bile kurtarmıyor.

AB çabaları da başkanlığın önünde engel ise, idam konusu açılarak AB engeli de kolayca aşılır!

Ama tramvay istasyona ulaşır mı, bilinmez!

Hâlbuki herkes biliyor ki idam cezası gelse bile 15 Temmuz’un  darbeci katillerine uygulanamayacak!

Yani idam, başkanlık için tramvay gibi bir şey.

Bazılarına göre demokrasi tramvayı miadını doldurdu, arıza yaptı.

Binelim mi idam tramvayına?

İdam tramvayının son durağı belli: Ortadoğu karanlığı

 

Önemli not:

ABD, 15 Temmuz darbe girişimiyle çok karlı çıkıyor. Bir taraftan, artık yük haline gelmiş Gülen terörist ajanının emekliliğini sağlıyor. Hem de Türkiye- Avrupa birliği arasına müthiş bir duvar örüyor.

 

Önemsiz not:

CHP’nin İzmir için en büyük ümitlerinden Seferihisar’ın başarılı, çalışkan ve dürüst belediye başkanı Tunç Soyer ile rahmetli Ahmet Piriştina’nın oğlu Buca Belediye başkanı Levent Piriştina yurtdışından ülkeye döneli daha 10 gün oldu.

Ancak, her nedense kendilerine artık yurtdışına çıkış izni verilmiyor!

Yerel seçimlerde alternatif OLMAMASI gerekenleri, acaba iktidar göstermeye mi başladı?

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar