Geçen haftaki yazımda hükümetin yasal altyapısını oluşturmak üzere TBMM gündemine getirmeye hazırlandığı varlık fonundan söz etmiştim. Adı Türkiye Varlık Yönetimi A.Ş. olan ve herhangi bir yasa, denetim ve vergiye tabi olmayacak bu fon, Kanal İstanbul gibi, 3. havalimanı gibi altyapı projelerine kaynak sağlayacak
Başbakanlık’a bağlı olarak kurulacak Türkiye Varlık Yönetimi AŞ adlı fonun, ilk kuruluş sermayesi olan 50 milyon TL Özelleştirme Fonu’ndan karşılanacak. Fonun gelirleri ise ilk etapta özelleştirme kapsamında bulunan kuruluş ve varlıklar, hükümet tarafından aktarılacak kamuya ait gelir, kaynak ve varlıklar olacak.
En önemlisi ise yasalaşmasına kesin gözüyle bakılan zorunlu bireysel emeklilik sisteminde birikecek olan para! Yine bu fon tarafından yurtiçi ve yurtdışı sermaye ve para piyasalarından izin ve onay aranmaksızın her türlü yöntemle sağlanan kaynaklar da fon kapsamına alınacak.
İlk etapta elimizdeki bilgiler bu kadardı. Ancak Ankara’dan gelen haberler, hükümetin çok daha büyük bir çalışmanın içinde olduğunu gösteriyor. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilip TBMM gündemine getirilen yasal değişiklikle ülkede ne var ne yoksa her şeyin, özelleştirme kapsamına alındığını gösteriyor. 200 kamu ve kamuya bağlı kurumun olduğu listede yok yok diyebiliriz!

Özelleştirme İdaresi bile özelleştiriliyor
En başta AKP iktidarlarının bitirmek için ellerinden geleni yaptıkları Atatürk Orman Çiftliği var. Basın İlan Kurumu, Borsa İstanbul, BOTAŞ, yine AKP’nin sahiplenmekten büyük gurur duyduğu Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı, kimsesiz yaşlıların sığınağı Darülaceze Başkanlığı, Devlet Hava Meydanları, enerji ile ilgili tüm kurumlar, gıda fiyatlarını kontrol altına almak için önce özelleştirilip sonra yenisi kurulan Et ve Süt Kurumu, İller Bankası, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, tüm kalkınma ajansları, PTT, Milli Piyango, Süper Toto, sulama birlikleri, Devlet Demiryolları, TOKİ, Toprak Mahsulleri Ofisi, Halk Bankası, Türkiye İhracatçılar Meclisi Genel Sekreterliği, Eximbank, şeker fabrikaları, Türksat, Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Tarih Kurumu, Kredi ve Yurtları Kurumu, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü...
Hatta tüm bunların satışını yapacak olan Özelleştirme İdaresi bile listede var. Bu arada kapatılan askeri tesislere ait arazi ve binaların da yakında listeye eklenmesi de gündeme gelebilir. Çünkü onlar da çeşitli bakanlıklar ve kamu kuruluşlarının uhdesine verilecek. Listedeki 200 kurum, sahip olduğu tüm varlıkları Özelleştirme İdaresi’ne bildirecek ve idarede bunları satacak. Elde edilen parayı, kendi komisyonunu aldıktan sonra Varlık Fonu’na devredecek.

Ekonomi bu kadar mı zor durumda?
Hükümetin kaynak yaratmak için adım attığı bilinen bir gerçek. Önce Varlık Barışı çıkarıldı ardından vergi gelirlerini artırmak için geçmişe dönük düzenleme yapıldı. En son da Varlık Fonu girişimi başladı. TÜİK, Merkez Bankası ve Hazine’nin açıkladığı istatistiklerin doğru olduğunu kabul edersek ortada ciddi bir kaynak sorunu görülmüyor.
Hükümeti kamuya ait elde avuçta ne varsa satacak hale getiren ne? Yanıtını şu andaki verilere bakarak vermek mümkün değil. Muhalefet partileri de bu düzenlemeye karşı çıkıyor ve soruyor “Hükümet neyin hazırlığı içinde?”
Aynı soruyu biz de soruyoruz.