İslami Vesayet

“Türban mı - mini etek mi?” ya da “rakı mı - ayran mı” gibi anlamsız örneklere kurban edilen laiklik tartışmalarından ‘türban ve ayran’ galip ayrıldı. Kendilerine laik deseler de, aslında hep elitist olan ve ne laiklikle ne de inanç özgürlüğü ile alakaları olan ‘Beyaz Türkler’, iktidarı siyasal İslamcılara neredeyse zorla teslim ettiler. AKP, süreci çok iyi yönetti ve Türkiye’yi bir bütün olarak İslamlaştırma yolunda ciddi bir yol aldı. Adına “Demokratikleşme Paketi” dediği son paket hamlesiyle, türbanın önündeki bütün yasal engelleri de kaldırdı. Türban kullanımı asker ve polis dışında serbest oldu!

Aslında uzun bir süredir fiili olarak serbest olan türbanın kullanımını yeniden tartışmaya açmak hiç kimseye bir yarar getirmez. AKP’yi ve bir bütün olarak muhafazakar çevreleri daha da güçlendirir. Bugüne kadar bu çerçevede yürütülen anlamsız tartışmalarda bunu yaşayarak öğrendik. İslamcılara yönelik, benzer şekilde yürütülecek her tartışma, sırtların mindere yapışık kalmasını sağlar! Bu yüzden; tartışmayı laiklik, özgürlük ve en önemlisi “İslami vesayet” eksenine doğru çekmek gerekir.

Gezi direnişlerine kadar, neredeyse ‘kayıtsız-koşulsuz’ AKP’yi destekleyen birçok kişinin desteğini çektiği bu dönemde, bu tartışma bu yüzden daha önemli bir hale gelecektir. ‘İslam ve demokrasi’, ‘İslam ve özgürlükler’ gibi konularda ‘muhalif ve devrimci’ güçlerin söyledikleri ne yazık ki fazla dikkate alınmadı. Bazen İslam karşıtlığı, bazen ‘geleneksel laikçilik’ bazen de ‘toplumu tanımama sosyolojik gerçekleri’ olarak yorumlandı…
12 yıl sonra da olsa, nihayet AKP ve İslam gerçeğini görerek, AKP’den desteklerini çekmeye başlayan isimlerin söyledikleri anlaşılan o ki; yeni dönemi tartışmanın ve daha sağlıklı sonuçlara ulaşmanın önünü açacak gibi gözüküyor…

Kızsak da, sevsek de; Murat Belge ‘İslami vesayet’ ile ilgili önemli tespitlerde bulunuyor ve şöyle diyor: “İslamiyet kendi içinde demokratik ilkeler içeren bir din değil. Genellikle dinler zaten böyle şeyleri içermez. İçeremez. Çünkü din Allah’ın kelamını buyurur, Allah’ın kelamı da demokratik olacak diye bir şey yok. Türkiye’de bütün toplum demokratik kültürü yalayıp yutmadığı gibi, Müslümanlar da yutmadı. Onlar da köşelerinde kendilerine yapılanlardan şikayetçi oldu, başkalarına yapılandan şikayetçi olmadı. Yani şu iktidar değişikliğinde, askeri vesayet dediğimiz şey ortadan kalktı, yerine başbakanın da zihnindeki Müslüman vesayeti geliyor. Bu demokratikleşme yolunda adım değil mi? Bir adım ama yeterli değil. ‘Ben sizin babanızım, hepinizi  çok seviyorum, bazılarınızı biraz daha fazla sevsem de idare eder; yaptığıma karışmayın, beğenmedim demeyin…’ Böyle bir tavır, çok açık. Bu zaten demokratik değil. Demokratik olmayan bir kültürde, işte ancak bu kadar demokrasi yaparsın. Bu ‘Patriyatkalizm’. Bütün dinlerde vardır, İslam’da da bol miktarda var.”

İslama ‘toz kondurmayan’, her konuşmada İslam’ı öven ve onun ne kadar ‘engin ve barışçıl’ olduğunu söyleyen çevrelerin, gelişmeleri anlamaları ve ‘İslamizasyon’u anlamaları için, bir kez de buradan bakmalarında büyük yarar var. Çünkü, toplumu İslamlaştırma stratejisi yalnızca türbana sığmayacak kadar büyüktür!

Hüseyin Çelik’in televizyon sunucusu Gözde Kansu’nun dekoltesine müdahalesi, bu konudaki ilk görünen hamlelerden biri olduğu gibi, bu hamlelerin devamının geleceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Nitekim, bu konuda AKP Kadın Kolları Başkanı Güldal Akşit’in, Hüseyin Çelik'in müdahalesine hak vermesi de tesadüf değildir. Akşit, “Kılık kıyafet ve bazı davranışlar, topluma saygıyı gösterir. Toplumda rahatsızlık yaratan, kamuya saygısızlık, topluma saygısızlık olarak görülecek davranışlar ve kıyafetler olabilir. Toplumun gözü önünde olan kişiler buna özen göstermelidir” demiş!

Konuya böyle yaklaşınca ‘toplumda rahatsızlık’ yaratan ‘şey’ bugün bazen ‘dekolte’, bazen de ‘kırmızı fular’ olur ve türbanın aynı zamanda bir  siyasi simge olduğunu şiddetle reddedenler, Antalya'da Gezi Parkı protestolarına katılıp tutuklanan 3 kişi için 'taktıkları kırmızı renkli fuların sosyalizmi simgelediği' iddiasını duymak bile istemezler!

Önceki ve Sonraki Yazılar