Süleyman Karan

Süleyman Karan

En rezil biyolojik silah tekfirci selefi teröristler

Suriye ve Irak’ta, her şey değişiyor ve yeniden şekilleniyor. Ve bir kez daha AKP’nin siyasal İslamcı, pan-İslamist ve yeni-Osmanlıcı soslarla bezenmiş Sünni yayılmacı İhvancı stratejisi bir kez daha hezimete uğruyor. Hezimete uğrayan maalesef Türkiye’nin dış politikası, zira bu miletin yüzde 70’i bu saçma sapan dış politikayı onaylamamasına karşın, ideolojik körlük ve ham hayaller sebebiyle AKP bu yanlış stratejiler ve yanlış müttefiklerle, hem Türkiye’yi hem de bölgeyi uçuruma sürüklüyor.
Bu başta Siyonistler ve Batılı emperyalist güçlerle Batı’nın her zaman maşası olmayı seve seve kabullenen Vahhabi Suudi Arabistan ve yine Batı’nın kuklası Katar, Kuveyt ve Bahreyn için bulunmaz bir fırsat. Türkiye gibi güçlü bir ülkeyi, beş para etmez bir kabile devleti Katar bile yönlendirebiliyor.

 
Şinbet ajanına ne hacet!
AKP’nin dış politikası sayesinde, İsrail son beş yıldır tüm tarihinin en rahat dönemini yaşıyor. İsrail, Suriye’deki iç savaş sayesinde, destek alamayan Filistin özgürlük hareketini eziyor, Filistinliler’i katlediyor. Suriye’de iç savaşı çıkartan ABD, başta Britanya olmak üzere AB, bunların uşağı Suudi Arabistan, Ürdün, Katar, Kuveyt, BAE yarım ağızla İsrail’i kınıyor. Bu aralar İsrail ise Batı Şeria’da yeni yerleşim yerleri açarak işgal topraklarını daha da genişletiyor.
AKP’nin Irak politikası ise deyim yerindeyse ‘ayağına sıkmak’ için her yanlışı üst üste yapıyor. Mesud Barzani gibi bölgenin en oynak siyasi figürüyle çıkara ve paraya dayalı ilişkiler bir ortak siyasi vizyona evrilmiş durumda. Bu aşiret lideri, Türkiye’nin iç siyasetine bulaşacak kadar densiz ve pervasız, bu gücü ise AKP kurmaylarından alıyor. Ama sanıldığı gibi Barzani, Kuzey Irak, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ya da Güney Kürdistan, adı her neyse yarı diktatörlük, yarı aşıret yönetimiyle uzun süre idare edemeyecek ve bölge karışacak. Bu karışıklık Türkiye’de de Güneydoğu’yu karıştıracak. YNK ve Goran’a karşı uyguladığı baskıcı politikalarla ancak bir süre daha idare edebilecek. Bağdat’a karşı Barzani’yi, sırf mezhepçi saiklerle destekleyen AKP ise bir kez daha kaybedecek. Yani Türkiye kaybedecek. Ha bu arada da IKYB çoktan Bağımsız Kürdistan olacak!


Her seferinde saçmalamak mümkünmüş!
Tekrar dönelim Suriye’ye… Göreceksiniz, Suriye’de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin IŞİD’den temizlediği yerler, kısa bir süre sonra Suriye Ordusu’nun olacak. Kalan bölgeler ise büyük olasılıkla YPG’nin en etkin gücünü oluşturduğu Demokratik Suriye Güçleri’ne (DSG) geçecek. Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) denen soytarılar sürüsünün bir bölümü kalan tekfirci selefi terör örgütlerine katılacak, büyük olasılıkla bir süre sonra da Suriye Ordusu, Hizbullah, İran tümenleri, Rus Hava Kuvvetleri tarafından terör örgütlerinin büyük bir bölümü yok edilecek. ABD’nin yeni Başkanı Donald Trump, Obama’nın desteklediği bu it sürülerinin, yani el Nusra, Ahrar’uş Şam ve diğer yobaz katillerin yok edilmesini ellerini ovuşturarak izleyecek. ABD’nin tek amacı, Suriye’nin kuzeyinde bir özerk Kürt bölgesi oluşturulması, Beşar Esad’ın kalıp kalmaması ise artık umurlarında bile değil.


İdlib, teröristlerin son kalesi
Türkiye, Rakka öperasyonuna dahil edilmiyor ve edilmeyecek de… Tıpkı Musul operasyonuna çağrılmadığı, hatta daha açık söyleyelim, “Bulaşma” dendiği için! Kerkük, göz göre göre Kürtler tarafından ilhak ediliyor, Ankara kuru kuru efelenmek dışında hiç bir şey yapamıyor. Irak Başbakanı Haydar İbadi bile daha net tavır koyuyor, ama bu kör mezhepçiler gidip de Bağdat ile işbirliği yapamaz, bu arada özel statüsü olması gereken Kerkük de gitti gider!
Şimdi, resmi olarak kabul etmese de AKP içindeki radikal unsurların bağlarını kesmediği el Nusra, Ahrar’uş Şam ve benzeri tekfirci selefiler, Rakka’yı da kaybetmek üzere oldukları için son olara İdlib’de tutunmaya çalışıyor, inlerini burada tahkim ediyor. Bu arada zaten artık İdlib’de İdlibliler değil, teröristler ve aileleri yaşıyor. Tabii bu şerefsizler sürüsü, İdlib’den süpürülecekleri zaman karılarını ve çocuklarını canlı kalkan olarak kullanacak kadar da aşağılık oyunlara girecekler. Hep yaptılar, yine yapacaklar. 
Şimdilik, Birtanya basını, Beyaz Miğferler denen el Kaideci sözde sivil toplum örgütü, Türkiye’nin pespaye yandaş medyası, Suud ve Katar’ın tetikçi gazete ve TV’lerinin İdlib’de teröristlerin süpürülmesini ötelemek için yaydıkları yalan haberlere…  Salı günü İdlib’de kimyasal silah kullanıldığı yönünde haberler yapılmaya başlandı. 20’si çocuk 72 kişi zehirli gaz nedeniyle hayatını kaybetmişti. El Kaide uzantılı Suriye’deki işgalci teröristlere yakın Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, saldırıda sarin gazının kullanıldığını ve saldırıyı Suriye Ordusu ya da Rus Hava Kuvvetleri’nin düzenlediğini belirtiyordu. Daha gün dolmamıştı ki, tekfirci selefi teröristlerin inindeki kimyasal gaz deposunu patladığı öğrenildi. Bunlar öyle yüzsüz ve ahlaksız ki, “Vay efendim, nasıl kimyasal gaz deposunun bulunduğu terörist yuvası vurulur. Suriye Ordusu kimyasal katliam yaptı” diyebildiler. Gerçekleri söyleyen bir avuç onurlu gazeteciyi ise Türkiye’de bulunan tekfirci selefi teröristlere hedef gösterdiler.


Siyonistler’in kullanışlı mikropları
Biliyoruz ki, el Nusra, Ahrar’uş Şam ve tüm soysuz tekfirci selefi teröristler, bugüne kadar pek çok kez kimyasal silah kullandı ve bu ahlaksız gazeteciler de bu suçu Suriye Ordusu’na yıkmaya çalıştı. Öyle dandik ve gerizekalıydılar ki, her seferinde foyaları meydana çıktı. Obama bile bu haberlere prim vermez oldu. Bu da İdlib’de yaptıkları şerefsizlik işte... Kimyasal silah üreten terörist değil, bu teröristi vuranlar suçluymuş. 
Bu coğrafyada kimyasal silahtan tehlikeli bir şey var. İsrail ve ABD laboratuvarlarında üretilmiş tekfirci selefi teröristlerle bu toprakların bir başka zehirli atığı olan İhvan geleneği... Her ikisi de Siyonistler’in, emperyalist Batı’nın hedefleri doğrultusunda üretildi. Suudi Arabistan, Körfez tarafından finanse edildi. Bu topraklara salındı. Bu en tehlikeli biyolojik silah... Şu sıralar kökü kurutulmak için saldırılar yoğunlaşılıyor. Mikrop yok olmadan mikropluğunu son birkaç kez daha yapmak için direniyor. Bu mikropar arasında işte bu terörist destekçisi medyayı da saymak gerek. Örneklerini pek çok paçavrada köşelerde, pek çok kanalizasyonda her gün görüyorsunuz. O gördükleriniz Siyonistler’in kullanışlı mikrobu işte...

Önceki ve Sonraki Yazılar