Türkiye geneli bir ortam dinlemesi

(Aşağıdaki ortam dinlemesi, teknik takip çerçevesinde 13 Mart 2012 Salı günü Türkiye genelinde yapılmıştır.)    -Nedim Şener ile Ahmet Şık’ın tahliyelerini duyunca Beyefendi, derin bir oh çekmiş.  -Sevinmiş mi!  -Sevinmiş. Ama 375 gün yattılar diye…  -He he he…  -O iş bir yana… Danışmanı olarak Beyefendi’ye şöyle bir söz önereyim, kullansın diyorum… “Politikacılar yeni nesil sizlerin eseri olacaktır!”… Ne dersin?  -Danışman dedin de, bizim Şükür’ünki gibi olacak arkadaş danışman… Danışıyormuşsun nereye vurayım diye vekil döverken, adam işi biliyor, ya şahdamarına vur diyormuş, ya boşluğuna ya da ense köküne…  -Üçe kapatın.  -Pardon abi, kaça dedin?  -Bir değişiklik daha yaptık eğitim şeyinde… Ortaokulda çocuk, ders paketlerinden birini seçebilecek… Mesela imam hatip paketini seçerse, her yöne 1000 dakika itaat, 200 SMS tövbe, 3 GBT tarikat bağlantısı…  -Her ne kadar yok dese de var canım, ticaret kafası var kendilerinde. Küçükken satıcılığı becerememiş ama bak ülke pazarlamayı nasıl beceriyor şimdi.  -Acele et hanım, pazar dağılıyor. Artıklar kapışılmadan yetişelim.  -On… Dokuz… Sekiz… Yedi…   -İki dokuz yüze kapatın?  -Üç… İki… Bir… Sivas’ta zamanaşımı!  -Ya bu bizim 11 işçinin yanarak ölmesi meselesi…  -Evet?  -Tek kapılı çadır, yanan malzemeden yapılmış çadır, boş yangın söndürme tüpü, vesaire… Bir sürü ihmal. Biz buradan nasıl sıyrılacağız?.. Bu işi Sivas katliamı davasına sokamaz mıyız abi?  -Hocafendi önsözünü yazmak kaydıyla yeni anayasaya destek vaat ediyor, değerlendirmek lazım bence.  -Üçüncü sınıftasın bu yıl demek Ardacığım? Hangi okula gidiyorsun peki?  - Ee… 8 yıllık başlayıp 4+4+4 olan, özelken yarı özel statüsüne geçen, yabancı dilde verdiği eğitimden vazgeçeceği söylenen, kravat takma mecburiyeti kaldırılmış olup müdür beyin takılması daha iyiydi diye yeniden Milli Eğitim’e başvurduğu, erkek okulu olarak açılıp karma eğitime geçip okul aile birliğinin itirazıyla kız-erkek ayrılan, seçmeli derslerin ayda bir değiştiği, okul üniforması aldırıldıktan sonra isteyen istediğini giyebilir denilen, dönem başı 2 test sınavı artı bir sözlü şeklinde olan okul içi sınav sistemini bırakıp bir yazılı, bir sözlü, bir test sistemine geçen Pek Kahraman Esat Paşa İlköğretim Okulu’na gidiyorum Muzaffer amca…  -Yaa…  -Bence tam zamanı Barzani’nin Kürdistan’ı ilan etmesinin. Bu karambolde ruhu duymaz kimsenin.   -Fener 3 tane atacak oğlum!  -Bu sene Cimbom şampiyon, hiç heveslenme!  -Satalım senin o bileziği. Söz elime para geçince yerine koyarız.  -İki sekiz yüz elliye kapatın o zaman?  -Gördün mü verdiği frikiği karının?  -Ne haber?  -Ne olsun, pinekliyorum evde.  -Benim de canım sıkılıyor.  -Yapsak mı bir kurultay daha?  -Kutu mu alayım, şişe mi?  -CHP’liler gelecekmiş. İrilerinden 5-10 vekil gönderin hemen komisyona.  -Adam yemin billah ediyor, benden daha ucuza veren yok diye?  -Olur mu! Salim Hoca, 10 binden veriyor metrekaresini!  -E ondan alalım cennette yeri?  -Onu diyorum ya ben de. Sırat manzaralı, imarlı…  -Uzatmayın artık! İki yedi yüz elliye kapatın gitsin ya!  -Beyefendi’yi zor zapt ettik dün gece. Sandalla Asi Nehri’nden geçelim gizlice, gidip Esad’ın ağzını burnunu kıralım diye tutturdu.  -Anne ben bir süre arazi olacağım. Kart borcu için kapıya hacze gelen olursa, uğramıyor buraya de…  -Son bir değişiklik yapıyoruz. Dindar nesle başlama yaşını bire indiriyoruz, okey mi?  -Bizim komşunun oğlu senaryo grubunda çalışıyormuş Muhteşem Yüzyıl’ın. Sezon finalinde Süleyman Hürrem’le birlikte Ak Parti’ye üye oluyormuş…  -Stratfor’a hoş geldiniz… Bedava bilgi vermek istiyorum diyorsanız biri, paralı bilgi satmak istiyorum diyorsanız ikiyi tuşlayın. Başbakan danışmanıyım diyorsanız, santrale bağlanmayı bekleyin…  -Akşam akşam günaha sokmayın adamı! Bu son teklifim. İki buçuğa kapatın!  -Aradığınız numaraya şu an ulaşılamıyor…    Meğerse sorun başkaymış    TÜSİAD yönetimi ne zaman çıkıp “O iş öyle değil böyle olmalı” dese, Başbakan Erdoğan basıyor fırçayı, veriyor odunu.  Ama aslında durum göründüğü gibi değilmiş, AB Bakanı Egemen Bağış’ın söylediğine bakılırsa…  Eğitimde yapılacak düzenlemelerle ilgili hükümet ile TÜSİAD arasında yaşanan son ağız dalaşının ardından Brüksel’de Başkan Ümit Boyner’le bir araya gelen Bağış, “Sorun, TÜSİAD’ın bize vermek istediği mesajları medya aracılığıyla iletmesi. Halbuki bize bir telefon açsanız, biz sizin her türlü mesajınızı dinlemeye ve değerlendirmeye hazırız” dedi.   Meğer sorun, “kodamanlardan talimat alıyorlar” görüntüsünün halka yansımasıymış. Yoksa sorun yok.       Al gülüm ver gülüm    Cep telefonuna mesaj geliyor, “Bilmem ne kazandınız, şu numarayı arayın” diye…  Hemen arkasından telefon şirketinin uyarı mesajı geliyor, “Dolandırıcılardan gelen bir şey kazandınız şeklindeki mesajlara itibar etmeyin” diye…  Telefon şirketi müşterisini kollama görevini yerine getiriyor. Dolandırıcının mesajını dağıtıp parayı cebe indirdikten sonra.    Maç kaç kaç?    Kafayı çekip maça gitmek artık Türkiye’de bir gelenek. Kombine bilet sahibi Beşiktaşlı tanıdığım anlattı. Maçın sonlarına doğru yanındaki “küfelik” dönüp sormuş:   “Abi, kaç kaç?..”

Önceki ve Sonraki Yazılar