Gerici çözümün sonu!

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ederek görüştü. Yapılan açıklamalara bakılırsa görüşme çok olumlu bir havada başlamış ve tamamlanmış.

İktidarı işgal eden Erdoğan-AKP kliğinin 7 Haziran seçim sonuçlarını değiştirmek için kanlı bir kaos planını uygulamaya soktuğu bir dönemde yapılan bu görüşme önemlidir.

Çünkü İmralı, Kandil ve HDP bugüne kadar AKP ile Kürt sorununu çözebileceklerini düşünüyor ve Erdoğan’ın “Çözüm Süreci” dediği, ikiyüzlü, oyalamacı ve faydacı siyasete büyük destek veriyorlardı.

Öyle ki, Öcalan MHP’nin yanı sıra CHP’yi de “faşist” ilan ediyor, AKP’den başka muhatap bırakmıyordu. HDP de bu itici dili hemen benimsiyordu.
Kürt ulusal hareketi, Cumhuriyet tarihinin en büyük başkaldırısı olan Gezi/Haziran Direnişine de bu nedenle karşı çıktı. Demirtaş, Gezi’ye “Ergenekoncu ve darbecilerin eylemi” dedi. AKP iktidarı düşürse, “çözüm süreci” de biter diye düşünüyorlardı.

Oysa bugüne kadar liberaller, sol liberaller ve etnisite üzerinden siyaset yapanlar tarafından ulusalcı, cumhuriyetçi, Kemalist, Ergenekoncu, hatta ‘neo-faşist’ diye aşağılanan o kesimler gerçekte Türkiye’nin demokratikleştirilmesinin de toplumsal tabanını oluşturuyordu. Onlar ülkenin aydınlanmacı, laik, yurtsever ve ilerici nüfusuydu.

AKP’nin derdi, Cumhuriyetle hesaplaşmakta ortak tutuma sahip olduğunu düşündüğü Kürt ulusal hareketini, kendi mezhepçi faşizan siyasetinin bileşeni yapmaktı.

Kuşkusuz ilk fırsatta ihanet edecekti. Nitekim çok beklemedik.
Liberallerin parlatarak topluma yutturmaya çalıştığı bu gerici siyaset planlamasını eleştirenlere ağız dolusu küfür edenler, umarız gerekli tarih dersini almıştır.

Çünkü görüldü ki, Kürt sorunu, siyasal İslamcılarla işbirliği yapılarak, Türkiye’nin aydınlanmacı güçlerine post-modern gericiliğin diliyle saldırarak çözülemez.

Kürt sorunu Türkiye’nin aydınlanmacı, devrimci, ilerici ve modernleşmeci damarından koparak değil, ancak bu güçlerle işbirliği yapılarak çözülebilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar