Gandhi'nin rekorundan, Sivas'a, Cerattepe'ye... Bir hafta boyunca konuştuklarımız

Gandhi'nin rekorundan, Sivas'a, Cerattepe'ye... Bir hafta boyunca konuştuklarımız

YURT olarak her hafta olduğu gibi bu hafta da en çok gündem olan olayları, haberleri derleyip, yorumlamaya devam ediyoruz. İşte bu haftanın gündemine oturan olayları...

Bu haftaki değerlendirmemize 87 yıl önce yaşanmış bir hikaye ile başlayalım. Ömrü boyunca ırkçılıkla mücadele edip Hindistan’ın bağımsızlığını kazanması için uğraşan Mohandas Karamchand Gandhi, ülkesindeki Hindu ve Müslüman toplulukları için bir arabulucuya dönüştü. Dört sene boyunca diyar diyar gezip uzlaşmalarını istedi. Hindistan Ulusal Kongresi 26 Ocak 1930’da bağımsızlık ilan ettikten sonra 12 Mart’ta Gandhi ve yoldaşları ünlü “Tuz Yürüyüşü”ne başladı. 1762’de hazırlanan Tuz Yasası sayesinde Britanya, tuz tekeline sahip olmuştu. Gandhi için bu yasayı delmek çocuk oyuncağıydı. Hint Okyanusu kıyısındaki Dandi köyüne kadarki 388 kilometrelik mesafeyi 24 günde yürüyen Gandhi, 6 Nisan’da peşinde binler varken sakince kıyıya geldi. Yerden çamura bulanmış bir avuç tuz aldı ve temizledi. Tuz yasası ihlal edilmişti. Çağrısına uyan binlerce köylü de tuz çıkarmaya başlayınca Gandhi istediğini elde etmişti. Bu ihlal nedeniyle 60 bin eylemci hapse atıldı. Ancak yasa işlemez hale getirilmişti bile...

87 YIL SONRA KIRILAN REKOR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun öncülüğünde, başlatılan "Adalet Yürüyüşü"ne ilişkin olarak çok sayıda siyasetçi, "Tuz Yürüyüşü" benzetmesi yapmıştı. Adalet için son adımların atıldığı şu satlerde herkes Kılıçdaroğlu'nun Gandi'nin 24 günlük 388 kilometrelik yürüyüşünü geçerek kırdığı rekoru konuşuyor. Kılıçdaroğlu'nun, Gandi ile fiziki benzerlikleri hep konuşulan bir konuydu. Onun rekorunu kırmaktan memnuniyetini bildiren CHP liderinin başlattığı yürüyüşün tüm dünyada yankı bulmasının sebebi elbette yalnız bu fiziki benzerlik değil, benzer şekilde yarattığı ruh idi. Her ne kadar 'Adalet' tuz gibi elle alınıp halka dağıtılacak bir şey olmasa da, yarın Maltepe sahil'de buluşulacak milyonların bu talebi haykırması bile bundan sonra da devam edecek olan mücadele açısından büyük bir kazanım olarak görülebilir.

'ADALET YOLU OLSUN'
Ankara-İstanbul arası mesafenin her karışı 24 gündür yürünüyor. Ülke çapında yaklaşık bir aydır muhalefetin adalet talebinin tek başına birinci gündem olması, olumlu- olumsuz 25 gündür herkesin adaleti konuşuyor olması, zaten belli başlı bir başarıdır. CHP lideri mütevazi kişiliği gereği halkla iç içe, yan yana olmasıyla tanınan bir kişi olsa da, böylesi uzun mesafede kendini seven sevmeyen herkesi kucaklayan mizacıyla 25 gündür konuşulan tek isim oldu. Ev ev gezdi, herkesin elini sıktı. Küfredene, işaretlerle taciz edene, taş atana, bayrak açtırdı, gül döktürdü, alkışlattı... Adalet kortejine katılan herkes aynı sağ duyu ile ilerledi, provakasyon çağrıları boşa çıktı, kortej mehter eşliğinde İstanbul'a girdi. Buraya kadar gelene kadar bir sürü iz bıraktı geride adalet yolcuları, bir trafik lambası üstüne bırakılan adalet şapkası, yol üstünde bir ağacın dalına takılan adalet bayrağı, adalet afişleri... Bu yol üzerinden geri dönen herkes adalete dair bir izle karşılaşır. Kortej içinde bunun sohbetini yaptığımızda bir amca boşuna 'Bu güzergahın adı Adalet Otobanı-Yolu olmalı' demiyordu. Yol üstünde seyahat eden herkesin gözü Adalet Kortejini aradı. Sevenin de sevmeyeninde gözü oradaydı, bir hafta boyunca yine ilk gündemimiz oldu.

TÜRKİYE AKP'DEN İBARET DEĞİL

 Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile müzakereleri durdurma kararı haftanın en çok konuşulan konularından biri oldu. Gündemle ilgili en çarpıcı açıklamayı Adalet Yürüyüşü esnasında Kılıçdaroğlu yaptı: Biz herkes için adalet istiyoruz. Sizden de adalet istiyoruz. Türkiye sadece iktidar partisinden ibaret değildir. Türkiye’de bir Adalet Yürüyüşü yapıyoruz, 10 binler var. Referandum yaptık. Yüzde 50’den fazlası demokrasi istiyor bu ülkenin. Dolayısıyla AB ile ilişkilerin askıya alınması değil, daha sağlıklı ve tutarlı sürdürülmesi gerekiyor. Adalet sadece Türkiye için değil, bütün insanlık için geçerli olan bir kavramdır. 

SİVAS'IN IŞIĞI SÖNMÜYOR
24 yıl geçti acısı dinmedi, ışığı sönmedi... Bu hafta yurdun dört bir yanında 2 Temmuz 1993’te 33 kişinin ölümüyle sonuçlanan Madımak Katliamı’nın 24. yılı anma etkinlikleri düzenlendi. Sivas'ın Adalet talebi halen karşılanmadı. Zaman aşımı diyerek dosyayı kapatsalarda, binler 'İnsanlık suçlarında zaman aşımı olmaz' dedi, 24 yıl sonra da olsun Sivas için adalet aramaya devam etti. 

CERATTEPE İÇİN ADALET
Danıştay Artvin Cerattepe’de madencilik yapılabileceğine dönük Rize İdare Mahkemesi’nin verdiği kararı 5 temmuz’da onadı. Kararın ardından “Cerattepe için adalet” dövizleri ve “Madene hayır” tişörtleriyle doğa savunucuları 6 Temmuz’da Adalet Yürüyüşü’nün 22. gününe katıldı. Danıştay vermiş olduğu kararla, adaletin sadece insanlara değil, dünya üzerinde yaşayan tüm canlılara dağa taşa ağaca herkese gerekli olduğunu suratımıza suratımıza çarptı adeta. Herkes için adalet... Dili olmayan ağaçlar, dağlar, taşlar için adalet, Hayvanlar için adalet... Cerattepe için adalet...

BİR REYHANLI ANNESİ "BU MU ADALET"

Polis, Ankara Adliyesi’nde Reyhanlı Katliamı Davası için gelen ailelere saldırdı. Reyhanlı Katliamı’nda annesini kaybeden Ahmet Yumuşak polis tarafından duruşma bitimi darp edildi. Saldırı sonrası kafası yarılan Ahmet Yumuşak’ın yanına giden polisler,  “Ambulans çağıralım. Kusura bakma. Sizi HDP’liler zannettik” diyerek savunma yaptı. Genç, çağırılan ambulansla hastaneye kaldırıldı. Bir Reyhanlı annesi de “Bu mu adalet” diye konuştu.

SÖZDE 'DEVLET' KANALI: TRT

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı Adalet Yürüyüşü’nün tartışıldığı programı “CHP liderinin sözde ‘adalet’ yürüyüşü yorumlanıyor” altyazısıyla sununca büyük tepki toplayan TRT'yi CHP'li vekiller RTÜK'e şikayet etti. Kamu kaynakları ile finanse edilen TRT Haber’in kurum olarak tarafsız olması gerekliliğinin hiçe sayılması kısa sürede #HaddiniBilTRT hashtagiyle Twitter gündemine oturdu. Birçok yurttaş ve milletvekili TRT’nin attığı başlığa tepki gösterdi.

ÇOCUK DÜŞLERİ İÇİN, BERKİN İÇİN ADALET
Gezi direnişinde, 16 Haziran günü polisin attığı biber gazı kapsülüyle başından yaralanarak kaldırıldığı hastane 269 günün ardından hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın davasının ikinci duruşması, Çağlayan Adliyesi’nde görüldü. Zanlı polis kaçma şüphesi olmadığı gerekçesiyle serbest bırakıldı. Davaya girmeden önce, açıklama yapan Berkin'in babası Sami Elvan yıllardır iğneyle kuyu kazar gibi adale taradığını anlattı. Şöyle devam etti: "Ben burada hukuk, adalet aradım. Niçin aradım. Berkin Elvan nezdinde adı altında Türkiye çocukları için aradım. Türkiye’de yaşayan halklar için, kardeşlerim için aradım. Şuan ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanı Adalet için yürüyor. Biz de boş sarayda adalet arayacağız".

İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI GÖZALTINDA
İnsan hakları savunucularının korunması programı kapsamında toplantılar yapmak üzere Büyükada’da bir otelde kalan Türkiye’nin önde gelen insan hakları savunucuları otelden 5 Temmuz sabahı gözaltına alınması hem Türkiye'de hem de yabancı basın da çok ca yer aldı. Gözaltına alınanların yakınlarına dahi haber verilmezken akşam saatlerinde tesadüfen öğrenilen gözaltı işlemine karşı avukatlara da bilgi verilmedi. Büyükada’da Polis Merkezi’nde tutulan insan hakları savunucularının hangi suç isnadı ile gözaltında tutulduğuna ilişkin dahi bilgi verilmedi. Gözaltına alınanların ne kadar tutulacağına ilişkin de bilgi verilmedi.