Mahçupyan yazdı: 'OHAL'in raf ömrü ne kadar?'

Mahçupyan yazdı: 'OHAL'in raf ömrü ne kadar?'

Karar yazarı Etyen Mahçupyan, bugün TBMM'ye gelecek olan OHAL düzenlemesiyle ilgili olarak, iktidarın sorumluluk getirmeyen bu yönetim aracından hoşlandığını, bitmeyen bir beka meselesinin böyle ortaya çıktığını öne sürdü ve OHAL’in ‘raf ömrü’nü kaleme aldı.

Karar Gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan, “Bugün Meclis’e gelecek olan OHAL düzenlemesinin süresi de, önceden tebliğ edildiği üzere, tabi ki yine uzatılacak. Ta ki seçim kazanılıp cumhurbaşkanlığı sistemine geçilsin ve artık kararname için OHAL’e ihtiyaç kalmasın… Geriye tek bir soru kalıyor: Demokrasiden uzak durarak seçim kazanmanın raf ömrü bu ülkede acaba ne kadardır?” dedi.

Mahçupyan, ‘OHAL demokrasisinin raf ömrü ne kadar?’ başlığıyla kaleme aldığı yazıda, darbe girişimine karşı hükümetin doğru bir tepki verdiğini, Olağanüstü Hal ilanının bu çerçevede gerekli olduğunu, böylece iktidarın geniş bir hareket alanı bulduğunu kaydetti. Mahçupyan, şunları yazdı:

Beklenti OHAL’in sadece FETÖ ve darbe kalıntıları ile mücadele için kullanılacağı ve mantıki sürede biteceğiydi… Ne var ki hükümet söz konusu beklentiye uygun davranmadı ve bu tutumunu sistemleştirmeyi tercih etti. OHAL defalarca uzatıldığı gibi, bugünden ileriye bakıldığında en az genel seçimlere kadar uzatılacağı konusunda kimsenin şüphesi yok… OHAL’den yararlanılarak Meclis işlevsiz kılındı, hemen her şey KHK ile düzenlenmeye başlandı, KHK’lar içinde her türlü kararın olduğu ‘torba’ kanunlar olarak yapılandı ve Anayasa’ya göre hiçbir şekilde KHK içinde yer almaması gereken tedbirler bu şekilde hayata geçirildi.

Kısacası OHAL/KHK düzeni Anayasa tarafından pratikte denetlenemeyen bir anayasa ihlal sistemine dönüştü. Giderek iktidar hukuki sorumluluk getirmeyen bu yönetim aracından hoşlandı. Öyle ki bu uygulamanın devamını sağlayacak bir ideolojik atmosfer üretmeye çalıştı. Bitmeyen bir beka meselesi böyle ortaya çıktı… Çünkü beka meselesi ancak bir beka tehdidi ile söz konusu olabilir. Ve eğer bir beka tehdidi varsa OHAL anlaşılır bir tedbir olur. Nihayet OHAL meşru görüldüğü anda şu anki KHK’ları çıkarmak da doğallaşır…

‘İŞİN VAHİM OLANI…’

Asıl vahim olan bu noktadan nasıl dönüleceğinin bilinmemesi. Çünkü normalleşme riskler içeriyor… Yargının yeniden işler hale gelmesi yanında, basın özgürlüğü genişleyecek, konuşulmayanın konuşulduğu bir döneme girilecek. O nedenle bugün Meclis’e gelecek olan OHAL düzenlemesinin süresi de, önceden tebliğ edildiği üzere, tabi ki yine uzatılacak. Ta ki seçim kazanılıp cumhurbaşkanlığı sistemine geçilsin ve artık kararname için OHAL’e ihtiyaç kalmasın… Geriye tek bir soru kalıyor: Demokrasiden uzak durarak seçim kazanmanın raf ömrü bu ülkede acaba ne kadardır?”