Sibel Hekimoğlu / YURT

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2017’nin özelliğini, siyaseten gerginliğin büyük ölçüde tırmanışa geçmesi olarak değerlendirirken, 2018 yılına ait öngörülerini anlattı. Kılıçdaroğlu, “2019’da seçimleri biz alacağız. Amacımız yüzde 50 artı 1 değil. En az yüzde 60” dedi. Kılıçdaroğlu, Yunan Savunma Bakanı’nın işgal edilen adalarla ilgili ‘Gel de al’ sözüne hükümetin hiç ses çıkarmamasını eleştirdi, Yunanistan’a, “CHP iktidarında geldikleri gibi gidecekler” dedi. Kılıçdaroğlu, kızının Ataşehir’deki rezidansla ilgili Güneş gazetesi sahibine avukatı aracılığıyla mektup göndereceğini bildirdi. CHP Lideri, BAE Dışişleri Bakanı’nın Fahrettin Paşa ile ilgili tweetine de sert çıkarak, “Büyükelçimiz derhal geri çekilmeli” uyarısında bulundu.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, politika muhabirleriyle kahvaltılı basın toplantısı düzenledi. “Umarım 2018, 2017’yi aratmaz” diyen Kılıçdaroğlu, 2017’nin bir özelliğini, siyaseten gerginliğin büyük ölçüde tırmanışa geçmesi olarak niteledi.  Kılıçdaroğlu’nun basın toplantısındaki açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

‘ORTADA CUMHURBAŞKANI YOK’

“Eleştiriye tahammül edemeyen bir siyasal anlayışla karşı karşıyayız. Oysa devleti yönetenler eleştiriden ders çıkarmak zorundadır. Ama toplantı anlayışla muhalefete karşı çıkma özelliği var hükümetin. 20 Temmuz darbesinden sonra gerginliğin tırmandığını görüyoruz. O kadar ki, yapılan her eleştiri, Cumhurbaşkanına hakaret olarak tanımlanıyor ve savcılar dava açıyor. Oysa ortada Cumhurbaşkanı yok. AKP’nin genel başkanı var.

Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’ya göre tarafsız olması lazım. Bir siyasi partinin genel başkanı olarak konuşuyor. O zaman biz de ona eleştiri getirmek zorundayız, Eleştirince davalar açılıyor. Yapılan işlemlerin tamamı Anayasa’ya aykırı. Tarafsızlık ilkesine Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişi uymuyor. O zaman Anayasa’yı değiştirsinler. Kimse Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişiyi eleştiremez, o ne derse desin herkes susmak zorunda diye düzenleme yapsınlar.

MEDYA ÜZERİNDEKİ BASKILAR

Medya üzerindeki baskılar başlı başına bir sorun. Gazeteciler, milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin hapiste olması, Türkiye’de demokrasinin olmadığı algısını güçlendiren en temel öge.

2018’de umarım tablo tersine değişir. Umarım hapishanelerdeki gazeteciler, milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları yöneticileri dışarı çıkar. Haksız yere hapis yatan binlerce kişi özgürlüğüne kavuşur.

‘BAKAN ÖZÜR DİLEYİNCEYE KADAR…’

Daha sonra soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, BAE Dışişleri Bakanı’nın Fahrettin Paşa ile ilgili tweetinin sorulması üzerine “Tam bir densizlik. Bir dışişleri bakanının Türkiye ve Türkiye tarihine yönelik bu kadar ağır ifade kullanması kabul edilemez. Türkiye’nin çok daha sert tepki göstermesi gerekirdi” dedi. Kılıçdaroğlu, bakan özür dileyinceye kadar her türlü ilişkinin kesilmesi ve Büyükelçi’nin derhal geri çekilmesi gerektiğini bildirdi. CHP Lideri, “Beni endişelendiren Erdoğan’ın içindeki çıkmazdan kurtulmak için her önüne gelen fırsatı kendi açısından değerlendirmesi” ifadesini de kullandı.

‘İKTİDARIN FETÖ İLE MÜCADELE ETTİĞİNE İNANMIYORUM’

Hakkında açılan davalarla ilgili bir soruya, “Kaç dava oldu bilmiyorum. Onlar davalarla bizi susturmak istiyorlar ama susmayacağız. Bizim dışımızda hükümeti eleştiren ikinci bir parti kalmadı” yanıtını veren Kılıçdaroğlu, Sözcü davasıyla ilgili soruya ise şu karşılığı verdi:

Genel anlamda iktidarın FETÖ ile mücadele ettiğine inanmıyorum. Tamamen göstermelik. Parası olan, siyasal dayanağı, gücü olan insanlar dışarıda. Bunların büyük kısmı da FETÖ’cü. Bastır parayı, dışarı çık. Okulun önünden geçenleri içeri attınız. FETÖ okuluna çocuğunu gönderdi diye valilerin, emniyet müdürlerinin görevlerine son verip hapse attınız. Hiç okula gitmeyen Burak Akbay’ı alıp, FETÖ’cü diye davalar açtınız. Akıl tutulmasıdır bu. Tek amacı var, hükümet aleyhine yazanları nasıl sustururuz? FETÖ gerekçe gösterilerek bu işlem yapılıyor. En tipik örneği de Ahmet Şık’tır. Sadece bu örnek, hükümetin FETÖ’ye nasıl baktığını gösteriyor. 15 Temmuz darbe girişiminden yararlanarak, 20 Temmuz’da darbe gerçekleştirdiler. Hükümet aleyhine kim konuşuyorsa yargı eliyle sindirmeye çalışıyorlar.”

ERKEN SEÇİM ODAKLI ÇALIŞMALAR

Kılıçdaroğlu, erken seçim beklentisi ve bu konudaki çalışmalarıyla ilgili soruyu yanıtlarken, “Erken seçim kararını parlamento alır. Aslında fiili durumda bir kişi alır, Saray. Parlamentodaki AKP grubunun bağımsız iradesi yok. Binali Bey’in iradesi hiç yok. Saray ne diyorsa ona bağlı. Biz bu gerçeği bildiğimiz için çalışmalarımız erken seçim odaklı olarak devam ediyor.

İTTİFAK TARTIŞMASI VE YÜZDE 60

Siyaset gündeminde konuşulan ittifak tartışmalarıyla ilgili soruya ise Kılıçdaroğlu, “Özel bir ittifak arayışımız yok. Önümüzde 3 seçim var. Yerel, milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Cumhurbaşkanlığı ve bakanların seçileceği bu seçim, iki ayrı anlayış tarafından sürdürülecek. Parlamenter demokratik sistemden yana olanlar ile tek adam sisteminden yana olanlar. Yani bu seçim demokrasiden yana olanlar ve olmayanların seçimi. Biz 2019’daki bu seçimleri alacağız. Amacımız 50 artı 1 değil, en az yüzde 60” yanıtını verdi.

Kemal Kılıçdaroğlu, her partinin Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi adayını göstereceğini belirterek, “Birinci turda herhangi bir başarı sağlanamazsa ikinci turda demokrasiden yana olanlarla otoriter rejimden yana olanlar tercihlerine yapacak” dedi.

YUNANİSTAN’A: ‘GELDİKLERİ GİBİ GİDECEKLER’

Yunanistan’ın adaları işgali ile ilgili bir soruyu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, bu konuda iktidarı defalarca uyardıklarını, Türkiye’nin duyarlı davranması gerektiğini ifade ettiklerini belirterek, “Hükümetten doyurucu bir yanıt alamadık” dedi.

Kendisinin yaptığı eleştiriye Yunan Savunma Bakanı’ndan “Gel de al” şeklinde sert bir açıklama geldiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Ben beklerdim ki, bu eleştiriye önce hükümet cevap versin. Şu ana kadar tık yok. Milliyiz, yerliyiz diyorlar. Bunlar ne milli ne yerli. Bizim toprağımızı işgal edecekler, hükümet ses çıkarmayacak. Kıyameti koparması lazım. Bu bir milli dava. Bu kadar önemli alanın Yunanistan tarafından işgal edilmesi ve Türkiye’nin sessiz kalması hazmedeceğimiz bir olay değil. Hükümetin hiç ses çıkarmaması teslimiyetçi anlayışı gösterir. CHP iktidarında geldikleri gibi gidecekler.”

Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine OHAL komisyonunun AİHM’e vatandaşın başvurusunu engellemek üzere kurulduğunu, hiçbir özelliğinin bulunmadığını kaydetti.

Taşeron konusunu ise ilk kez ülke gündemine kendilerinin getirdiğini bir soruyu yanıtlarken belirten Kılıçdaroğlu, taşeronlara işçi kadrosu verilmesi gerektiğini dile getirdi.

YÜZDE 10 BARAJI KALDIRILMALI

İktidarın dar bölge seçim sistemi ile ilgili çalışmasının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, “Seçim yasasında bürokratik düzeyde çalışma yapılıyor. Dar bölge mi daraltılmış bölge mi netliğe kavuşmuş değil. Parlamentoya geldiğinde bakarız. Demokrasiyi güçlendirecekse bizim açımızdan sorun olmaz” dedi.

Yüzde 10 seçim barajının kaldırılmasını istediklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, bunun bir demokrasi ayıbı olduğunu, Türkiye’nin bu darbe hukuku ayıbından kurtarılması gerektiğini bildirdi.

SARAYIN EN BÜYÜK HUZURSUZLUĞU

CHP Lideri, bir başka soruyu yanıtlarken, anketleri izlediklerini, iktidar partisinin kan kaybettiğinin bir gerçek olduğunu ifade ederek, “Sarayın en büyük huzursuzluğu buradan kaynaklanıyor. “ dedi.

ZARRAB ALEYHİNE TEK CÜMLE ETMEDİ, NİÇİN?

Kılıçdaroğlu, ABD’deki dava konusunda ise Erdoğan’ın Zarrab aleyhine tek bir cümle kurmamasının dikkatini çektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Bahçeli olumsuz cümle kullandı, biz kullandık, ama Erdoğan tek cümle kurmadı. Nedir bu adamın özelliği Erdoğan’ın nezdinde. Halk Bankası’nın tuttuğu avukat, Halk Bankası eski genel müdürünün rüşvet aldığını söyledi. Ama o genel müdür şu anda elini kolunu sallayarak geziyor. Bu açıkça suç ortaklığının sessiz itirafıdır” diye konuştu.

KURULTAY

Keyifli bir kurultay yapmayı düşündüklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Kurultay kimleri seçecek göreceğiz, Bazı arkadaşları PM’de değiştirmek istiyorsa önümüzdeki süreçte göreceğiz. Rakip bekliyor muyuz, biz demokrasiyi savunan partiyiz, olabilir. İsteyen arkadaş gelip rahatlıkla aday olabilir” dedi.

KIZININ EVİ

Kılıçdaroğlu, bir soruyu yanıtlarken, Güneş gazetesinin sahibinin künyede kim olduğunun görülmediğini, bunun öğrenilmesinden sonra kızının avukatı aracılığıyla mektup göndereceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Böylece 1 milyon dolarlık evden kurtulmuş olacağız” esprisini yaptı.

Man belgelerinin gerçek olduğunu da soru üzerine dile getiren Kılıçdaroğlu, “Beni asıl üzen, Saray’ın avukatı daha belgeler açıklanmadan sahte dedi. Eminim onun avukatlığı sahtedir. O avukatı da baroya şikayet ettik. Biz bunun arkasını bırakmayacağız. Şirketi sattık dediler, hangi şirket? Şirketin adını açıklayamıyorlar. Vatandaş vergi ödeyecek, bu beyler her türlü numaraya başvuracak. Sonra diyecekler ki, biz milliyiz. Vergi ödememek için her yola başvuran siyasi iktidar ve yakınları hesap vermek durumundadır” diye konuştu.