Yıldırım'dan Atatürk çıkışı: Bize işaret ettiği gibi...

Yıldırım'dan Atatürk çıkışı: Bize işaret ettiği gibi...

İstanbul'da İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi'nde konuşan Başbakan Binali Yıldırım, ''Türkiye bir yönetim sistem değişikliğine gidiyor. Hedefimiz kalkınma ve büyüme yolunda Türkiye zaman kaybetmesin ve hakettiği Cumhuriyetimizin 100. yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesini yakalasın'' dedi

İşte Yıldırım'ın  konuşmasından satır başları:

"İnsanın olmadığı yerde hiçbir gelişme olmaz"

- Hayatının büyük bir bölümünü ağır sanayide gemi inşaat sektöründe geçirmiş biri olarak yaşayarak tecrübe ettiğim konular var. Biz tersanede gemi yaparken insanlara baret giydirmeye çalışırdık. Bana bir şey olmaz diyorlar. Yok eldiven takmaz, baret giymez. Güvertede çalışır kemer takmaz sürekli peşlerinden koşacaksın. Her şey insan. Onun için biz 15 yıl önce insanı yaşat ki devlet yaşasın dedik. İnsanın olmadığı yerde hiçbir gelişme olmaz.

"Önemli olan koyulan kuralların uygulanabilir olması"

- Kazalar olduktan sonra tepki olarak düzenlemeler yapıyoruz. İpin ucunu kaçırıyoruz. Bunu kazalar sonrasında değil, uzun tecrübelerin birikimi olarak yapmakta fayda var. Tepkiyle yapılan düzenlemeler bazen iş hayatının içinden çıkılmaz sorunlara neden oluyor. Hem iş tedbirleri alacağız, hem de küresel rekabette geride kalmayacağız. Bunu başarmak için daha fazla eğitim, tedbir, farkındalık buna ihtiyacımız var. Kuralları koymak meseleyi çözmüyor. Önemli olan koyulan kuralların uygulanabilir olması. 

"Hedef sıfır ölümlü iş kazası"

- Az önce bakanımız istihdam artışını paylaştı. Gördük ki çalışan sayısının artmasına rağmen iş kazalarında 100 bin kişi başına yüzde 38'lik bir azalma sağlamışız. Bunu yeterli olarak görmüyoruz. Hedef sıfır ölümlü iş kazası. Daha çok eğitim daha çok tedbir, insan hatalarının daha aza indirilmesi için tedbiri alacağız. Bu etkinlik çeşitli ülke uygulamalarının masaya yatırılacağı, uzmanlarının görüşlerinin ortaya konacağı uluslararası bir platform.

"İnsan hayatının bedeli olmaz"

- Yaptığı tesğitlere göre iş kazalara ve meslek hastalıkları ülkelerin gayri safi hasılasının yüzde 4'üne kadar bir ekonomik değer oluşturuyor. Bir bakımdan önemi yok. İnsan hayatının bedeli olmaz. Kaybettiğimiz canı yerine getiremeyiz. Uluslararası örgütlerin aldığı tedbirlere rağmen dünyada hala 2 milyon 300 bin kişi iş kazası veya meslek hastalığı sebebiyle hayatını kaybediyor. Bu hala yüksek bir sayı.

"İş güvenliğiyle ilgili önemli düzenlemeler yaptık"

- Türkiye olarak yüzde 38'lik bir iyileştirme yapmış olmamız işin bittiği anlamına gelmiyor. Daha fazla katedeceğimiz yol var. İyileştirmeye ihtiyaç var. Bunun için hükümetlerimiz döneminde önemli düzenlemeler yaptık. 2012 yılında iş sağlığı iş güvenliği kanununu AB kanununa uygun hale getirdik. Ulusal iş güvenliği sağlığı politikamızı bütün kurumlarımızla koordinasyon içerisinde yürütüyoruz. 

"Yeni bir teşvik sistemini hayata geçireceğiz"

- Eğitimde iş sağlığı ve güvenliği müfredata dahil edildi. İş kazalarının az olduğu hatta hiç olmadığı iş yerlerine yönelik yeni bir teşvik sistemini hayata geçireceğiz. Bunlar alınması gereken tedbirler. Cahil cesur olur uslubunca iş tutarsanız kazalara davetiye çıkarırsanız. Emniyet en önce gelir. Bazen küçük tedbirler büyük felaketleri önlüyor. Küçük tedbirsizliklerde büyük felaketlere neden oluyor.

"İş güvenliğinin maliyeti rekabet nedeniyle göz ardı ediliyor"

- İş güvenliği, iş sağlığı ülkelerin kalkınma seviyesine bağlıdır. Kalkınan ülkeler iş sağlığı konularında çok daha fazla tedbirler alıyorlar. İş sağlığının da güvenliğinin de bir maaliyeti var. Bu maliyetin bazen rekabet nedeniyle göz ardı edildiğine şahit oluyoruz. Gerek ticari hayatımızda, üretimde sanayide tecihlerimizi yaparken uluslararası kurallara uygun hareket edilip edilmediğinin göz önünde olması lazım.

"Yeni sistemin en önemli özelliği iradenin sandıkta belli olması"

- İş sağlığını tehlikeye atacak hareketlere teşvik etmiş oluruz. Bu da büyük bir vebal. Ülkemiz son 6 yılda 3,5 kat büyüdü. Daha fazla üretmekle, akıl teri, alın teri, ekonomiye katmakla oldu. 10  milyon son 10 yılda istihdam sağladık. Önümüzdeki yeni dönemde 24 haziran seçimleriyle Türkiye bir yönetim sistem değişikliğine gidiyor. Bu yönetim sisteminin en önemli özelliği iradenin millet onayının sandıkta belli olması.

"Hedefimiz kalkınma ve büyümede Türkiye zaman kaybetmesin"

- Parlamenter sistemde vesayet hevesleri zaman zaman ülkemizde demokrasinin kesintiye uğramasına sebep oldu. Geçtiğimiz 60 yıl kesintilerle kayıp yıllar olarak tarihe geçti. Hedefimiz kalkınma ve büyüme yolunda Türkiye zaman kaybetmesin ve hakettiği Cumhuriyetimizin 100. yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesini yakalasın. 

"Milli irade sandıkta tecelli edecek"

- Seçmenler sandığa gidecek. Milli irade sandıkta tecelli edecek. Seçim bittiğinde herşey belli olacak. Ülkeyi yönetecek yürütecek yasama milletin doğrudan tercihiyle başlamış olacak. Yeni sistemin tanımı sürekli istikrar, güçlü iktidar diye tanımlayabiliriz. İstikrarı sürekli hale getiren ve iktidarı halkın desteğiyle güçlü hale getiren bir yönetim sistemiyle Türkiye tanışmış olacak.