'Cesaretimiz Armamızda Saklı'

CHP’nin tutuklu milletvekili Prof. Mehmet Haberal’ın dergisi Bütün Dünya’nın geçmiş sayılarından birinde okuduğum Metin Gören’in yazısından öğrendim…

Samsun 19 Mayıs Stadı’nın tribünlerine asılan o ilginç, ilginç olduğu kadar da anlamlı pankartı: ‘Cesaretimiz Armamızda Saklı’

1965’te kurulan Samsunspor’un  Kırmızı-Beyaz renkleri ve  memleketin en güzel Atatürk anıtlarından birini simgeleyen heykel, armasına değer katan öğelerdir.

Anıttaki, şaha kalkan atının üzerindeki Mustafa Kemal Paşa Hazretleri, Karadeniz’e bakmaktadır…
O Karadeniz ki, kendisinin Bandırma vapuruyla 19 Mayıs 1919’da İstanbul’dan çıkıp Samsun’a ayak basmasına kadar vatan olmuştur… Vatanın kurtuluşuna giden yolda Bandırma vapurunu taşımıştır kapkaranlık ve fırtınalı sularında Mustafa Kemal ve yanındakileri…

Samsun’da, Kurtuluş’un fitili ateşlenecektir.

Sonra, Amasya Tamimi gelecektir, sonra Erzurum ve Sivas Kongreleri…
Sonra, Ankara, ilk TBMM’nin açılışı… Sonrası, malumunuz…
***
Biz, Samsunspor’a gelelim…
Türk futbolunun köşe taşlarından biridir Samsun Futbolu…
Başlı başına bir geleneği vardır, cesareti vardır ve bu gelenekle cesaretini armasından ayrı düşünmek imkansızdır.

Samsun’da hala günümüzde o armayı pankarta döküp stada asan taraftarlar varsa, Türkiye’de de Samsun’da da ‘iş işten geçmemiştir’…

Cumhuriyet ve demokrasi de, Gazi Mustafa Kemal Atatürk de ulusun tutkusu olmayı sürdürmektedir.
Samsunspor zaman zaman Süper Lig’den bir alt lige doğru sürüklense de, futbolumuzun mihenk taşlarından birisi olmayı başarmıştır.

Ayrıca, kentte de futbol yaşamın ön sıralarındadır. Metin Gören’in de değindiği gibi; Göz Göz Yılmazlar, Temeller, Ademler, Dobi Hasanlar, Kral Tanjular, Nuriler, Abidinler, Muzafferler, Eminler kentin futbolla dolu son yarım asırlık tarihinde bir bayrak gibi dalgalanmaktadır.
***
Yaklaşık çeyrek yüzyıl önceki elim kazada dört şehit veren kulüp, milli renklerine yasını simgeleyen siyahı da eklemiş, vefasını ortaya koymuştur.

Kaptan Emin, tekerlekli sandalyede yaşamak kaydıyla hayatta kalsa da, kaptan ve antrenör olarak Samsun’a büyük hizmetler veren Nuri’sini kaybeden Samsun, mahzundur.

O kaza olduğunda fakülte arkadaşım H.Ali Gerçek, Orduspor başkanıydı.

Ben de katkıda bulunuyordum fahri olarak kulübe…

Orduspor ikinci lige düşmüş, bu kümeye gelen yabancı futbolcu yasağından dolayı Yugoslav olan çok sevdiğimiz ve Türk ismi alan, bir Ordulu Türk kızı ile nişanlanan Nihat’ı da birinci ligdeki Samsunspor’a vermiştik. Bu nedenle bir de hazırlık maçı yapmıştık Samsunspor’la 19 Mayıs Stadı’nda. Samsun’u da ilk o zaman görmüştüm. Kim bilebilirdi ki o kaza olacak bir deplasmana giderken, Nihat’ı da kaybedeceğiz hocası Nuri ile birlikte…

Yaşadığımız azabı düşünebiliyor musunuz?
Kaderin ağlarını örmesi diye buna denir herhalde…
Cesareti armasında saklı Samsunspor’a selam olsun… Süper Lig’de değil, PTT 1.Lig’de de olsa..


Önceki ve Sonraki Yazılar