Hayalet Uçak

Bermuda Şeytan Üçgeni’ne dair, kaybolan sonra birdenbire ortaya çıkan gemilerden, uçaklardan söz edilir. Bir tür hayalet gemi ya da hayalet uçak gibidirler adeta. Olaylara kimileri mistik, kimileri daha bilimsel izahlar getirmeye çalışırlar. Üzerine birçok bilimkurgu fantezisi hatta komplo teorileri öne sürülmüş; haklarında kitaplar yazılmış, filmler çevrilmiştir. Gene de elimizde bundan ötesi yoktur.
 
Bu kez de karşımızda öyle garip bir vaka var gibi sanki. Fakat çok daha esrarengiz ve ucu maalesef dünyada sürüp giden derin savaşa gidebilecek türden bir hikâye. Dahası, bu olayda dünyada yeni bir terör dalgasının bahanesi olursa, hiç şaşırmam. Yahut Kuzey Kore veya Vietnam’ın başına patlarsa da garipsemem. O yüzden, bence bu uçak durup dururken boşuna ortadan kaybolmadı. Bu kez dünyanın Asya tarafı mı karıştırılacak, ne!
 
Evet, kayıp Malezya Havayolları’na ait Boeing 777 tipi uçağın meçhul akıbetinden söz ediyorum. Malum; bir hafta önce bir Malezya yolcu uçağı 227 yolcu ve 12 kişilik mürettebatıyla birdenbire ortadan kaybolmuştu. Herkes uçağın iletişim kesildiği alan olan Güney Çin Denizi’ne düştüğünü sanırken, zamanla bunun böyle olmadığı ortaya çıkmıştı.
 
Şimdilerde ise Malezya Başbakanı Necip Rezak uçağın seyir halinde iken transponderlarının (uçağın kimlik bilgilerinin sinyalini yayan alet) kapandığını ve “birileri tarafından, bilinçli olarak rotasından çıkartıldığını” söylüyordu. Uçak 7,5 saat daha uçmuştu. Bu, kaçırılma ve terör ihtimalini akla getirirken, araştırmalar bu yönde sürdürülüyordu. Hatta daha şimdiden, işler İranlı veya Pakistanlı Müslüman teröristlere ihale edilmeye başlandı bile.
 
Ortalığı bu yönde daha da karıştıran ise; Avusturyalı Medya İmparatoru Rupert Murdoch’ın attığı ‘tweeet’ idi. Murdoch: “Belki de hiç düşmedi, kaçırıldı ve Bin Ladin gibi, Kuzey Pakistan’da iyi bir şekilde saklandı”demekteydi. Dahası; Murdoch bundan hareketle, özellikle “Çin ve ABD’nin Müslüman tehdidine karşı daha yakın çalışması gerektiğini” savunmaktaydı.
 
Peki ama kaçırıldı ise, bu uçak nerede? Günümüzün dünyasında koskoca uçakları öyle kibrit kutusu gibi bir hokus pokusla yok edemiyorsunuz. Ancak son yıllarda, içinde uçakların olduğu terör ya da benzeri garip olaylarda başka metotlar da kullanılıyor. Bunun için illâ teröristlerin (?) bir uçağı kaçırması hiç gerekmiyor. (Kamuoyuna öyle lanse edilebilir, o başka). Bunu uzaktan kumanda teknolojisiyle gayet rahat yapabilirsiniz. Koskoca uçaklar yerden uçurtma gibi uçurulabiliyor, rotalarından saptırılabiliyor, işletim sistemleri kilitlenebiliyor artık. Bundan daha iyi hayalet uçak mı olur? 
 
Örneğin 11 Eylül’de de korsanlar tarafından kaçırıldığı söylenen uçakların kaçırılmadığı, aynı şekilde ‘transponder’ları kapandıktan sonra bir askeri üsse indirildikleri, onların yerini alan uzaktan kumandalı, sivil görünüm verilmiş tanker uçakların İkiz Kuleler’e vurduruldukları söyleniyordu.
 
Ha keza, bizdeki Isparta Kazası. Ani dönüşler, kopan iletişimler, dağa çarpmalar ve sonra Türkiye için çok önemli bilim ekibimizin ölümü. Halen öyle mi, böyle mi diye boşa tartıyoruz.
 
Neyse, bir de bakarız ki; bu uçak da birdenbire Asya’da yahut dünyanın başka bir noktasında ortaya çıkar, Kuala Lumpur’daki Petronas İkiz Kulelerine, Hong Kong veya Tayvan’daki bir finans kapital binasına ya da askeri, sanayi önemi olan sembolik bir merkeze çakılıvermiş. Olur mu, olur! 
 
Şu benim komplocu aklımın yaptığına bakın. Alt tarafı kayıp bir uçaktan koskoca ve yeni bir dünya kaosu teorisi çıkardım!..
 
NOT: 2013 yapımı Chariot filmini muhakkak izleyin. Savaş Arabası kodlu operasyonda N844AA kuyruk numaralı kayıp uçağın akıbeti anlatılıyor.  

Önceki ve Sonraki Yazılar