İç savaş sürüyor, sıra savaşta...

Şuur yoksunu iktidar Türkiye’yi savaşa sürüklüyor. Evet, iç savaş diyorduk, o aşamayı geçtik, şimdi hızla savaş batağına doğru ilerliyoruz. Bölgeyi okuyalım...

Yine uzun zaman önce, emperyalizmin Ortadoğu’daki gerilimleri bir Şii-Sünni ekseni üzerinde kurduğunu belirlemiştik. Bugün gerilim savaşa ramak kala seviyesindedir. Atılan acil adımlar, savaş hazırlığı adımlarıdır.

Nedir bunlar?

Türkiye’nin savaşa girebilmesi için güçlü iktidar ve cephe gerisinin düzlenmesi gerek koşuldur. O halde:

1. Suruç ve Ankara bombaları, sokağa çıkabilecek ve halkı sokağa dökebilecek tüm kesimlere gözdağıdır. “Sokağa çıkarsanız sizi paramparça ederiz” diyorlar.

2. Seçimlerin tekrarı, sorgulanamayacak bir iktidarı ne pahasına olursa olsun sürdürme azminde olduklarını gösteriyor.

3. Kürtlere yönelik akıl almaz saldırı, kentlere tankların sokulması ve sivil halkın katledilmesi, cephe gerisindeki askeri ‘temizlik’ harekatına işaret ediyor.

4. Sözde ‘muhalif’ unsurlar, Kürt düşmanlığı üzerinden iktidarın arkasında hizaya geçiriliyor.

5. ODTÜ başta olmak üzere, üniversitelere Cihadçı unsurların sürülmesi, provokasyonlar, gençliği pasifize etmek için kullanılıyor.

6. Emperyalizm Türkiye’yi kulağından tuttu, İsrail’in önüne getirdi, “Hadi barışın bakalım” dedi. Gerilim hattının uluslararası kümelenmesinde pürüzler hızla gideriliyor.

7. Dinci gericilik hızla pompalanıyor, Anayasal düzenlemeler ve savaş idaresinin en münasip biçimi olan Başkanlık –Diktatörlük- rejimi vakit geçirmeden gündeme getirilmek isteniyor...

***

Sünni kampta Suudiler, Katar şeyhleri gibi petrol zengini zorbalar, yanı sıra İsrail ve ABD birikiyor. Türkiye bu kampın değnekliğine hazırlanıyor.

Lübnan Hizbullah’ından başlayarak, Esad, Irak Şiileri ve İran, yanlarında Rusya olduğu halde Şii ekseninde saf tutuyor.

Kaderin acı cilvesi İsrail’i Sünni, Rusya’yı Şii yapıyor!

***


Bu fay hattı bölge halklarına felaketten başka bir şey getirmez. Çünkü gerilim, her iki tarafta da gericiliği besliyor. Bir taraftaki gericilik, kendi karşıtındaki gericiliği büyütüyor. İran’daki molla rejimi, Suudilerin o katil krallığının kılıcından kan buluyor. Putin, savaş çığlıkları atarak güçleniyor.

İran’ın mollaları, alçak Suudiler, emekçilerin tepesinden demir yumruğu eksik etmeyen Putin ve oligarkları, Siyonist İsrail, katil Esad, IŞİD, AKP... Ve hiç kuşkusuz Amerikan emperyalizmi... Hepsi varlıklarını ve güçlerini bu dehşet dengesine ve savaş tehdidine borçlu.

***


Sol burada taraf olamaz. Kamplardan birine ya da diğerine yanaşmak, tuzağın yarattığı anaforu güçlendirmekten, emperyalist güçlerin yarattığı masada bir figüran olmaktan öte anlam taşımaz.

Bu oyunu bozacak, en kötü ihtimalle Türkiye’yi savaş cehenneminden uzak tutacak hamleler tasarlanmalıdır.

Kimse unutmasın; savaşın olduğu her yerde, irili ufaklı Hitlercikler hayat bulur.

***

Peki bu gerici savaş, engellenemezse? Bir ihtimal olmaktan çıkıp gerçek olursa?

Kendi egemenlerimizin yenilgisi esastır...

Ve büyük kayıplar, büyük acılar, büyük krizler ve büyük fırsatlar zamanı gelmiş demektir...

Tam da 2017’nin arifesinde...

Önceki ve Sonraki Yazılar