İİBF'liler ve işsizlik

İşsizlik, insanoğlunun hayallerini, hedeflerini öteleten ve daha önemlisi başkalarına bağımlı kılan en zorlu süreçlerden bir tanesi… Hele bir de meslek edineceğim diyerek bin bir emek harcayarak üniversite okuduysanız işiniz hepten zorlaşabiliyor! Çünkü eğitim aldığınız mesleğe uygun iş bulamadıysanız kazma kürek sallayarak hayatınızı kazanmanız mümkün olmuyor. İşinizi yapamadığınız zaman da  “neden o kadar yıl okudum?” deyip kendinizi aylarca yıllarca sorgulayıp durursunuz.

Yıllardır öğretmen adaylarının yaşadığı trajediyi hep birlikte yakından izliyoruz. Öğretmen adaylarının dışında bir de bugüne kadar işsiz kalıp seslerini yeni yeni duymaya başladığımız bir grup var ki onların işsiz sayısı da öyle az buz değil! Evet, yaklaşık 400 bin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) mezunu işsizlik nedeniyle zor günler yaşıyor. Aldığım maillerdeki trajedileri burada yazmaya kalksam ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.  Kimisi nişanlı evlenemiyor kimisi de ailesinin desteği ile hayatlarını devam ettirmeye çalışıyor. Yani ne özel sektörde ne de kamuda yeterince istihdam edilemediklerinden şikayetçiler. Üstelik Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 557 bin işsiz üniversite mezunu arasında en çok işsizlik oranı da onlara ait…
Hatta öyle ki, “İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Mezunlarının Atama Sorunları ve Konuya ilişkin Çözüm Önerileri” başlığıyla tam 8 sayfalık bir rapor hazırlamışlar. Raporda nasıl atanmaları konusunda kendilerince tespitler ve öneriler ortaya koymuşlar. Bu önerilerini de birçok başlık altında sıralamışlar. Ama en dikkat çekici olanı ve benim de sürekli üzerinde durduğum, kamu ve özel sektör istihdam ihtiyacının çok üzerinde alanları ile ilgili üniversite, bölüm ve fakülte açılması… Yani mevcut İİBF kontenjanının çok fazla olması. Bir de buna açıköğretim fakültesi, ikinci üniversite ve dikey geçişi eklerseniz kolayca İİBF mezunu olabiliyorsunuz.

İİBF mezunlarının hazırladığı rapordaki şu kısım aslında her şeyi özetliyor: “ÖSYM Kılavuzunda yer alan 199 üniversitenin 167’sinde İİBF-SBF-iktisat veya işletme fakültesi bulunmaktadır. 146 İİBF, 32 işletme, 7 siyasal bilgiler, 2 iktisat, 2 açıköğretim fakültesi olmak üzere toplam 189 fakülte bulunmaktadır. (ÖSYM 2014 Kılavuzu) Yarım milyona yakın işsiz mezunuyla mağduriyet giderek büyümektedir.”

*

Geçen hafta Cumartesi günü Sokak TV’deki konuğum hocaların hocası Prof. Dr. Burhan Şenatalar’dı. Kendisi ile üniversite mezunlarının işsizliğini konuşurken, bu kadar üniversite ve fakülte açılmasını nasıl buluyorsunuz?  diye sordum. Burhan Hoca’nın verdiği cevap çok ilginç ve düşündürücüydü: “Çok üniversitenin olmasına kimsenin diyecek bir şeyi olamaz. Ancak doğru dürüst akademisyeni ve alt yapısı olmadan nitelikli mezun veremiyorsanız ve de üstüne üstelik gençler işsiz kalıyorsa bu kadar üniversiteye hiç gerek yok! 40 tane ODTÜ, Boğaziçi, İTÜ, Bilkent, Koç, Sabancı gibi güçlü üniversiteniz ve onlara bağlı fakülteler olsun çok daha iyi olur.”

Aslında sorun da çözüm de belli! Buna rağmen neden adım atılmıyor?  Bakın, özel sektördeki ve kamudaki istihdama göre yani ihtiyaç sayısı kadar üniversite kontenjanlarının yeniden belirlenmesi gerekiyor. Eğer her yıl 40 bine yakın bir fakülte mezun veriyorsa bunlara devlet olarak özel ya da kamuda iş sahası oluşturmak gerekmez mi? O zaman bu kadar üniversite ve fakülte neden ve niçin? Ayrıca çözüm konusunda yetkililer zorlanırsa, İİBF’lilerin çözüm raporunu önerebilirim.

Uzun lafın kısası, eğer kolaycılığa kaçıp, rakamlarla bir şeyleri iyi gibi göstermeye çalışırsak bu işin sonu Türkiye için maalesef hiç iyi olmaz! Bilmem anlatabildim mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar